13.KISIM

68 8 0
                                    

Acaba Edward gitmeden söylediği o sözlerle neyi kastetmişti. Lisa ,Linda ve Jennifer ile şenlikte yürürken kız bunu düşünüyordu. Linda bir anda Ada'ya sarılmıştı.

"Heyy nereye daldın gittin öyle" Lisa hafif kıkırdayıp Linda'nın sorusunu cevaplamıştı "O şimdi baya uzaklarda ,2 ülke mesafesi kadar.Edward gitti ya ona üzülüyor." 

Lisa'nın omzuna sert şekilde geçirdi Ada "Ne alakası var , biz onunla arkadaşız sadece ve bunu size söyledim" 

Şenlik kızın kendi zamanındaki panayır tarzı bir yerdi.Pamuk şeker satan satıcılar,palyoçalar,falcı dükkanları ,eski bir kaç lunapark aleti...Hepsi vardı

Allah'tan dadıyı şenliğin başında ekmişti kız yoksa dadının sevmesine rağmen adama he diyeceği yoktu.Biraz daha yürüdükten sonra pamuk şeker almak için satıcıya yaklaştıklarında terzi dükkanında gördükleri Patrick ile karşılaşmışlardı.

Linda gene koşarak sarılmıştı "Patrick seni çok özledim"

"Ayy sorma hayatım bende vallahi seni görünce günüm şenleniyor. Iyy şu Lisa'nın giydiği kıyafeti baksana onun yüzünden 20.yy almayacaklar bizi demedi deme "

Lisa "Heyy ! Patrick ben burdayım. "

"Ayy biliyoruz heralde hayatım.Bakın size ne diyecem dedikodu etmeyi hiç sevmem bilirsiniz ama Elizabeth'i gördüm şu ülkeye gelen kral vardı ya oğlu var böyle sarışın bok kafalı bir şey ismi neydi.."

Ada "Edward mı"

"He evet evet vampir ismi gibi ne o öyle çirkin bir şey neyse Elizabeth ,babası ve o kral, Edward hepsi bir şeyler konuşuyorlardı.Böyle hararetli ,hararetli..."

Ada "Kızlar siz şu ayaklanmayı Elizabeth'in babası çıkardı gibi bir şey demiştiniz sınıfta hatırlıyor musunuz ?"

Patrick "Ha evet bakın şimdi Elizabeth'in babasının kral Marcus'un koltuğunda gözü vardı orası doğru o yüzden çıkan ayaklanma da o yaptı deniyor ama unuttuğunuz şu yan var ki Elizabeth'in babası sıkı bir Landisvanya'cı  yani milliyetçi.Landisvanya ülkü ocaklarını o kurdu unuttunuz mu ?"

Lisa "Ve bu da dedikoduların gerçek olma olasılığını düşürüyor."

Patrick "Ay sonunda aklın çalıştı kız "

Linda "Ay belki de çok iyi dostlardır o yüzden görüşmüşlerdir." 

Jennifer "Kızlar düşünsenize bir makine olsa oraya insanı bağlayınca doğru mu yoksa yalan mı söylediğini ölçse ne güzel olurdu de mi ?"

Patrick, Linda'ya doğru döndü "Ay bu da iyice saçmaladı he, bunu bir papaza mı okutsak ne yapsak beyni sulanmış."

Jennifer "Heyy ! Patrick ben burdayım "

Patrick "Ayy biliyoruz herhalde hayatım neyse kızlar ben kaçıyorum."

Şenliğin bitmesine yakındı kızlar pamuk şeker yemiş ,alışveriş yapmış,yapılabilecek her şeyi yapmışlardı.Gitmelerine yakın falcı dükkanı gibi bir şey Linda'nın gözüne takılmıştı.

Linda "Heyy kızlar girelim."

Lisa "Saçmalama Linda bunlara mı inanıyorsun ?" Lisa'nın bunu demesinin ardından Linda zorla kolundan çekiştirip dükkanın önüne getirmişti ama önünde duran birisi Linda'ya engel olmuştu.

"Kapanmak üzere sadece 1 kişi alıcak ve çoktan sırayı biz kaptık." Linda önüne baktığında bunun kendi yaşlarında bir erkek olduğunu anlamıştı.

Linda "Sizde centilmenlik diye bir kavram yok sanırım bayım."  Linda'nın karşısında olan adamın yanında 3 kişi daha gelmişti.Ada birini tanıyordu bile Petra idi.

Ada "Petra gerçekten nasıl her yerden sen çıkıyorsun ?"

Petra "Aynı soruyu bende sana sorucaktım." Linda neden centilmen olunması ile ilgili nutuğunu karşısındaki oğlana çekerken Ada'nın gözüne kalabalık arasında bir adam takılmıştı.50'li yaşlarda uzun kahverengi paltosu ve sakal kesimiyle sanki babası öldükten sonra uyuşturucu baronunun başına geçmiş ve az sonra birisiyle mal alışverişi yapıcak gibiydi...

Ada bir anda donakalmıştı bu oydu ona defteri veren adam o anın heyecanıyla "Bu o, bu o" diye bağırdıktan sonra adama doğru koşmaya başlamıştı.Ada koşmaya başlayınca diğer herkeste refleks olarak koşmaya başlamışlardı.

Adam kalabalıktan uzaklaşıp terkedilmiş bir binanın içine girmişti.Ada'da arkasından girmişti.Binanın zemin katına indikten sonra adamı görememişti ama buralarda bir yerlerde olduğuna emindi kız.Dikkatli bakınca bir kapı farketti hemen hemen 2 metre boyunda ve ince işlemeleri vardı kız kapıyı açtı.Gördüğü şey karşısında donakalmıştı. İstanbuldaki yerebatan sarnıcına benziyordu.Kafasından manzaranın güzelliğini çıkartıp adama odaklandı ve sarnıcın içinde deli gibi koşmaya başladı.10 dakika kadar debelendikten sonra yorulup yere bağdaş kurmuştu.

"Hey neredesin çık ortaya lütfen ,lütfen,lütfen" kız cümlenin sonuna doğru sesi kesik kesik çıkmış ve ağlamaya başlamıştı.Karşısına baktığında kızların ,Petra'nın ve onun arkadaşlarının Ada'ya deli gibi baktığını fark etti.

"Bana öyle bakmayın size bunu açıklayamam zaten açıklasam da inanmassınız. Deli olduğumu düşünebilirsiniz ,hareketlere bir mantık aramaktansa bu şekilde kabullenmek daha kolay değil mi ?"

Lisa, Ada'nın yanına diz çöküp sarıldı "Hayır değil, açıklayacaksın ama şimdi değil önce seni kendine getirip bir kahve içelim." Lisa'nın ardından Linda ve Jennifer'da  sarılmıştı.

Petra biraz şaşırmış ,biraz üzgün biçimde kıza doğru bakıyordu sanki daha önce görmediği bir şeyi görmüştü kızın gözlerinde, bir an ona sarılmak istemişti ama sonra bu düşünceyi hemen kafasından attı. Ada'nın ona baktığını fark edince kendini toparlayıp konuştu  "Bana öyle bakma ,sadece kraldan azar işitmemek için geldim." 

Petra'nın arkadaşlarından biri konuşmaya başlamıştı "Hey millet siz ülkede böyle bir şeyin varlığından haberiniz var mıydı ? "

Jennifer "Hayır , ülkenin hiçbir haritasında böyle bir yerin varlığına dair bir iz yok.Ama bir efsane biliyorum ismi "

Jennifer ile Petra'nın arkadaşı aynı anda konuşmuşlardı "Kaykali efsanesi " Jennifer ile arkadaşı bir an göz göze gelmişlerdi sonra kız utanıp gözünü başka yere odakladı "Şey evet ve hiçte iyi bir efsane değil buradan hemen çıkmamız lazım."

Kimse Jennifer'ı sorgulamadan dediğini yapmışlardı. Ada'nın kafasında o efsane hakkında çok soru vardı aynı şekilde diğerlerinin de ama birbirlerine şuan oturup açıklamak yerine dediğini yapıp buradan çıkmak daha kolaydı. 

Kapıya kadar geldiklerinde Lisa kapıyı açmaya çalıştı ama açılmıyordu. Petra kapı tokmağını Lisa'dan alıp bir de o denemişti ama o da açmayı başaramamıştı. Jennifer'ın yüzü hayalet görmüş gibi bembeyaz olmuştu "olamaz"

HAYATIM ROMAN OLSA (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now