▪70▪ Merhamet 🔞

En başından başla
                                    

Boynundaki ısırığın kanatacak kadar acı verici olduğunu hissedince tüm gücüyle itti Namjoon'u. Genç adam arkasında yan duran sandalyeye çarpınca oturmak zorunda kaldı. Seokjin hemen bacaklarını açıp Namjoon'un kucağına, tam kasıkların olduğu yere aniden oturdu. Siyah gömlekli adam erkeksi sesiyle ağzını açtı. Bu, dillerini yeniden buluşturmak için iyi bir fırsattı.

Birbirlerinin canını sırayla yakıyorlardı.

Nasıl bu hale gelmişlerdi?

İki adamın da kasıkları birbirlerine değerken düşünmek imkânsızdı. Zaten vücutlarında dolaşan adrenalin yüzünden şu ana kadar bu konu akıllarına bile gelmemişti.

Sırtı boşta kalan Namjoon geriye düşmemeye, Seokjin ise oturduğu kasıklara kendini sürterek duyduğu hazzı devam ettirmeye çalışıyordu. İki beden yeniden nefes almak için sesli bir öpücükle ayrıldı. Alınlarını birbirine bastırıp kendi şehvetli nefeslerini içlerine çekerek hızla düğmelerini çözmeye başladılar. Tez canlı davranışları dengelerini şaşırtıyordu. Bu yüzden düğmeleri bırakıp geriye düşmemek için Namjoon kucağındakinin kalçalarını tutmaya karar verdi. Kumaş pantolonun içindeki yumuşak kalçaları, iri elleriyle sıkıp okşamaya başladı.

Seokjin ellerini kucağına oturduğu adamın siyah gömleğinin içine sokup esmer pürüzsüz gövdeyi keşfe çıktı. Uzun sıcak parmakları gri saçlının soğuk ve nemli karnıyla beli arasında geziniyordu. Kafasını eğip, sesli şapırtılarla kendindeki gibi bir iz bırakmak adına dil darbeleriyle Namjoon'un boynundaki hassas deriyi emerken dişlerini aniden geçiriverdi. Namjoon tekrar acıyla kısa bir küfür savurmuş ve kalçaların üzerindeki ellerini kasmıştı. Seokjin her ne yapıyorsa sürekli üzerinde hareket ediyor, ikilinin erkeklikleri sürtünmekten sertleşmeye başlıyordu.

Buna bir son vermeliydi.

Belinden tutup onu yere bıraktı. Seokjin'in sırtına şimdi, az önce kırılan tabakların parçaları batıyordu. Acaba kim hangi cümleyi söylerken kırılmıştı bu tabaklar?

Namjoon sandalyeden kaydı ve dizlerini kırıp yerdeki adamı kendi bacaklarının arasına aldı. Açıkta duran gövdeye doğru avını bulmuş bir şahin misali keskin bir inişle eğildi. Seokjin'den çıkan hoşnut sesler sayesinde pantolonunda belirginleşen sertliğini ona sürtmeyi ihmal etmiyordu.

Şu an yaptıklarının tanımı neydi? Yanında az önce ağlamak üzere olduğu adamın elleri saçlarını çekerken o sağ göğüs ucunu okşuyordu. Realist düşünmek epeyi zordu. İçinde oldukları sevişmenin yanlış olduğu aşikardı. Kanlarının kaynadığı öfke kazanını sevişerek söndüreceklerdi? Ayrıldıklarını hatta birbirlerinden nefret ettiklerini dile getirdiklerini nasıl unutmuşlardı? Şiddetli öpüşmeleri başlamadan önce çakmak çakmak bakan gözlerin ateşi seksin değil, kavganın çağrısıydı oysa.

"Ah, Namjoon..."

Namjoon, boynu ve köprücük kemiklerinde bıraktığı birkaç izden sonra onun sol göğüs ucunu dişlerinin arasına almıştı. Saçlarının çekilmesi artınca dişlerindeki baskıyı dar arttırdı. Ani sızı, hassas uçlardan zevk olarak yayılıyordu. Namjoon, Seokjin'in hassas noktasını hatırlamıştı.

"Aptalım ben." Dudaklarının içindeki göğüs ucunu diliyle sardı. "Mahrum ettim seni kendimden."

Ayrılıklarından bu yana yaşadığı psikolojik süreç ve işine odaklandığı düşünülürse, hayatına girecek yeni birini aramamıştı Namjoon. İhtiyacı da yoktu. Ona gerekli olan sadece Seokjin'di.

"Evet, aptalsın ah!"

Namjoon sağ elini, önce Seokjin'in inip kalkan nemli karnında gezdirdi, sonra da kemersiz pantolonundaki şişlikte durdu. Yarı sert haline oldukça sevinmişti çünkü onu daha da sertleştirecek birkaç planı vardı.

Ex, Next? | NamjinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin