'Bu iş burada bitmedi, daha çok konuşacağız diyerek' arabasına atladığı gibi olay yerine doğru giden Siwon'un, onunla kavga ederek ileriye gidip gitmediği konusunda tereddütleri vardı.

Öte yandan Jeong ise yediği yumruktan daha çok ağır gelen Siwon'un sözlerini düşünüyordu "Ben Yuhwa'nın her şeyiyim" demişti tereddüt bile etmeden 'Bari gizlemeye çalışsaydı' diye söylendi, uyuşan çenesini ovalarken, uzun zamandır böyle sıkı bir tane yememişti. Farkında olmadan şehir içi hız sınırlarını çoktan aşmış bir şekilde trafikte ilerlerken aklında sadece Yuhwa vardı. Siwon gerçekten de haklı mıydı? Onun her şeyi miydi? Bu kadar mı seviyordu Yuhwa Siwon'u, ona kocasının karşısına geçip bu sözleri söyleyebilecek cesareti verecek kadar mı?


Sinirle yumruğunu direksiyona geçiren Jeong, ne yapacağını bilemedi. Şirkete gitmek istemedi bugün, Tae'yi arayıp işlerle ilgilenmesini isterken, Minah'a da olan bir toplantısını iptal etmesini söyledi. 

Öte yandan Yuhwa, pencereden baktığında sadece Jeong'un arabasına binip hızla uzaklaştığını görmüştü. Her ne kadar bu hız onu korkutsa da onunla yaşadığı süre içersinde arabalarının onun için bir araçtan daha çok stres atma yolu olduğunu fark ettiği için ona yavaş git demenin hiç bir anlamı olmayacağını da çok iyi biliyordu. Siwon'u arayan Yuhwa ulaşamayınca telefonu kulağından indirip 'Bu çok garip, bugün Seul'e dönecekti' diye söylendi. Annesi konusunda ona yardım edebilecek tek kişi Siwon'du.


Akşama doğru çağrıyı görüp Yuhwa'yı arayan Siwon, amirlerine bilgi verdiği toplantıdan yeni çıkmıştı
-Alo, fıstık n'aber?

Siwon'un neşeli sesiyle gülümseyen Yuhwa
-İyiyim, sen?

-İyi işte senin dükkana geliyorum şimdi, güzeller güzelimle keyifli bir yemek yemek istiyorum da. Ha birde laf aramızda kurt gibi açım.

- Çok iyi olur Siwon, hem seninle konuşmak istediğim bir konu vardı.

-Bir sorun mu var?

-Yardıma ihtiyacım var diyelim.

-Peki, 10 dakikaya yanındayım.

Yuhwa çantasını alıp aşağı indikten sonra çok geçmeden de Siwon gelmişti.

Kollarını açıp 'Ne duruyorsun fıstık' diyen Siwon, Yuhwa'nın da koşarak ona sarılmasıyla rahatlamıştı. 'Sen zayıfladın mı?' diye ondan ayrılan Siwon, kaşlarını çatmış cevap bekliyordu.

'Abartma Siwon, 5 gün oldu görüşmeyeli'

Kolunu Yuhwa'nın omzuna attıktan sonra arabaya doğru ilerleyen Siwon 'Tamam işte süzülmüşsün' dedi göz kırptıktan sonra kapıyı Yuhwa’nın binmesi için açtı.
Onların arabayla uzaklaştığını gören Jeong daha fazla dayanamayacağını anlayıp kendi arabasına atladığı gibi onların peşinden gitti. Bu evlilikte açıklığa kavuşturulması gereken çok ciddi şeyler vardı! Gri Range Rover’ının konforlu direksiyonunu sıkıca kavrarken kalbini ve beynini süzgeçten geçirip doğru bir karar vermeye çalışıyordu. Siyah Hyundai bir restoranın önünde durunca o da sağa çekip beklemeye başladı, ne yapması gerekiyordu?
Öte yandan Siwon’la birlikte cam kenarında bir masada yerini alan Yuhwa, siparişlerin gelmesini beklerken konuya ufak bir girizgah yapmıştı. Yemek boyu dikkatle Yuhwa’yı dinleyen Siwon ‘Yardım edebileceğim bir şey var mı?’ diye sorunca Yuhwa çölde su bulmuş bedevi gibi hevesle Siwon’un elini tuttu ‘Evet, aslında tek yardım edebilecek kişi sensin.’

‘Ne yapacağım? Sizin evliliğiniz ve ben… Bu kulağa hiç mantıklı gelmiyor’
‘Yanılıyorsun çok yardımcı olacaksın, yapacağın tek şey annemin yanımda eşimmiş gibi davranman.’
Yuhwa’nın bu sözleriyle Siwon’un gözleri yerinden fırlayacak gibi olmuştu ama tek şaşıran o değildi. Bir süre dışarıdan onları izleyen Jeong Yuhwa’nın Siwon’un elini tuttuğunu görünce daha fazla katlanamayıp içeri girmişti dolayısıyla da son sözlere kulak misafiri olmuştu. Ancak yinede sesini çıkarmadı sonrasında olacakları ve daha da önemlisi Yuhwa’nın neden böyle bir şey istediğini merak ediyordu. Kollarını önünde kavuşturan Siwon polisliğin getirdiği eda ile ‘Dur bakalım anlamış mıyım? Şimdi annen Kore’ye gelecek ve sen anlaşmalı bir evlilik yaptığını anlamaması için benimle evliymiş gibi davranacaksın, öyle mi?’

Buz İçindeki Aşk [Tamamlandı]Where stories live. Discover now