bölüm 36

1.6K 80 32
                                    

Kumsaldan divamm..

sabah 8:45

bu çocuk ağzını her açtığında canımı sıkıyor lan. Çocuk bir sus şurada romantik ortamın içindeyiz be üvey kardeş. hoşt az öteye bakim yandan yandan gülüm hadi. ama yok gider mi gitmez tabi. 

"Kumsal ne kardeşi ne oluyor lan?" Ufuk kaşlarını çatmış bana bakarken sinirliyken bile tatlı olduğunu fark edip kafamı sallayarak konuya döndüm  "Ufuk ne oynaşması ne oluyor lan?" dedim onu taklit ederek. elbet mantıklı bir açıklaması vardı ama bu konuyu olabildiğince uzatmalıydım. Caner konusuna tepkisi nasıl olacak bilmiyordum çünkü. bu da beni korkutuyordu. hadi kızım Kumsal lets go annem. ay yuuuu rediiii lets go beybiiiii. 

"kızım deli etme beni. ne işim olur benim o kızla. iki kıskandırayım dedim bok boka karıştı. Ağlıyordu yardım ettim sadece. Açıklama sırası sizde Kumsal hanım." Aha sıçtın Kumsal.. yanımıza sıvışan Öykü ve Olcayla kocaman sırıttım. 

"abi iki dakika tuvalete indim yemediğiniz ekşın kalmamış. biçozlar bak bak ağlıyorum olum. hani abi kardeşlik? tırt." dedi ve dudaklarını büzdü. Olcaya gülümseyip Öyküye döndüm. ne boklar çeviriyorsun lan zilli bakışı atıp gözlerini kısarak baktı. ay ne be? iki ekşın da yaşatmadınız pof.  

"Olcay.. seni  ters yatırıp düz götürmemi ister misin canım kardeşim? ha?" Olcay gözlerini kocaman açıp eliyle açık olan ağzını kapatıp şaşırmış gibi yaptı.  

"Öykü al Olcayı götür burada olaylar patlıyçak. arada kaynamasın çocuk gençliğine yazık." dedim Öyküyü Olcaya iterek. Ama onlar gidemeden Ufuk bileğimden sertçe tutup her zaman olduğu gibi beni sürüklemeye başladı. ne diye uğraşıyorsun yavrucum. saçlarımdan tutuver yerler temizlenir hiç değilse. umursanmayan oyuncak gibi oradan oraya atılıyorum be yeter. Bak bölüm olmuş 36 ben hala sürükleniyorum.
Bunları tabi ki ona diyemezdim beni yiyecekmiş gibi bakıyor zaten. sıçtın kızım sıçtın.  

Okulun arka tarafına kadar sürüklendikten sonra kolumu bırakmadan konuştu.
"Bak elim ayağım titriyor senle o şerefsizin ne gibi bir alakası olabilir?" 

•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•

Öykünün anlatımından..

Kumsalın beni ittirmesiyle Olcayın resmen ağzına giriyordum. Düşmemem için kolumdan tutup kafasını aşağı eğerek suratıma baktı.
Ne var be? Boyumuz kısa olamaz mı? Ayrıca o çok fazla uzun bikerem.    
Ufuk öküzü Kumsalı bilmem kaçıncı sürükleyişinden sonra onlara göz devirip Olcaya döndüm. Yavru köpek bakışıyla bana bakıyordu. Ne zaman baksam böyle bakıyordu.
Arkamı dönüp sınıfa çıkacakken arkamdan konuşmasıyla durdum.

"Şey.. hani kumsi dedi ya Olcayı götür yazıktır günahtır diye. Beni.." dedi ve kolunu bana uzatarak devam etti.
"Götürmüyçen?"
Bu çocuğu küçükken 3 kere atıp 4 kere düşürmüşler çok belli oluyor. Ayrıca Kumsala kumsi dememiz kadar saçma bir şey yok lan. Akla iki şey geliyo anında... kutsi ve hamsi karışımı gibi tövbe..
"Onlar gitti zaten nereye götüreyim seni mal mısın?" Dedim tek kaşımı kaldırarak.
Tabi ki yapabiliyorum. valla ben yengemin sözünden çıkamam geri bakem koluma. açım ben.. ne ısmarlıyçan kız bana?" dedi ve o benim koluma girip hoplayarak çekiştirdi. Ay höst ulan! Şu Ufukun grubunda da sürüklemek çekiştirmek falan adet herhalde. Olcay kocaman sırıtıp beni kantine soktu. 

"Otur bari bir şeyler alıp geleyim şuradan" diyerek arkayı gösterdim. Yesin zıkkımlansın da kurtulayım şu durumdan. Normal insanlar beni bulsaydı zaten dünyanın sonu gelir , kıyamet kopar , ekonomi çöker , kediler mart ayında kardeş olurdu be..

İlle De GıcıkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin