28. bölüm

3.1K 180 16
                                    

Başak aramış ve bensiz nereye kayboldunuz vb. Gibi şeyler söylemişti.
Öyle birden carlayınca bende birşey oldu sanmıştım. Bu arada ev tamamen bitmişti ve çok iyi görünüyordu.
Gizem Çağlarla birlikte bir kaç tane balon almaya gitmişti. Mert ve Olcay evdeki balonlarla oynuyordu Öykü mutfakta birşeyler atıştırıyordu bende Gizemin karşı komuşusu yakışıklı çocukla konuşurken Ufuk arkamızda bize ölümcül bakışlar atıyordu.

Yani çocuğu görseniz daş. Bildiğiniz meteor daşlarından. Bize yardım için gelmişti ve bazı eşyaları tek başına taşımıştı. kaslı falan birde.
Yemede yanında yat zıbar tipli bi çocuktu kendisi.

Öylesine konuşurken birçok ortak yanımızın olduğunu fark etmiştim. He bu arada ismi Ayazdı. Hafif sarımsı kıvırcık saçları olan havalı gözlüklü ve atlet giymiş birisini görseniz siz ne yapardınız kızlar ?

Ufukun arkada deliye dönmeside beni mutlu etmiyor deyildi.
Elindeki balonu öyle bi tutuyordu ki

BOOM.

heh bende ne zaman patlıycak diye bekliyordum. Elinde kalan balon parçasını yere atarak yanımıza gelen Ufuk sinirli bakışlarının içersine yapmacık gülümseme yerleştirdi.

"Ayaz gördüğün gibi burdaki işin bitti. Artık gide bilirsin sıkıntı yok" dedi ve tekrar gülümsedi.
Yav şu boğazının altından çıkan damarını bi kere öpsem nolur yani
"Acelesi yok ya" diyen Ayaza sert bir bakış attığı için Ayaz tekrar konuştu.
"Kumsal bana gelmek ister misin fosil koleksiyonumu görmüş olursun hem." Ayaz konuşunca istemsizce Ufuk'a döndüm.
'Gidersen ağzına sıçarım' bakışları atan Ufukun inadına "olur" dedim bende.

Şu an yaptığım şey iyi mi kötü mü bilemiyorum valla.

Ama sonuç olarak Ufukla biz neyiz onu anlıycaktım.

•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•

Ufuku aldırmadan karşı eve geçmiştik. Böyle diyince biraz tuhaf oluyor ama herneyse. evi çok hoştu sade ve şık görünüyordu. yanlız yaşayan bir erkeğe göre baya düzenlydi açıkcası. etrafa bakınırken Ayazın sesiyle ona döndüm
"Sen otur ben hemen geliyorum" diyince yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. O yukarı çıkarken ben pencereye koştum gözüm Ufuku arıyordu belki burdadır diye ama hiçkimse yoktu. Bunu beklemiyordum açıkcası. Buraya gelip beni götürür sanmıştım. Demeki bana değer vermiyordu? Umrunda değil miydim? Belkide fazla abartmışımdır.

Çok fazla abarttığımı anlayarak kapıya yöneldim Ayaza da işim çıktığını ve hemen gittiğimi söylerdim. Tam çıkacakken Ayaz kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi.
"Hey sorun ne? Nereye?" Dedi anlamayarak.
"Şey benim gitmem gerek halletmem gereken bir iş var da" dediğimde kaşları çatıldı ama hemen normale döndü.
"Tamam ama bi kahve sözü vermeden bırakmam ona göre" dedi gülümseyerek.
"Tamam" dedim ve kendimi hemen dışarı attım.

Karşı eve geçicekken telefonumun çalmasıyla durdum.
Annem arıyordu.
"Efendim anne" dedim tatlış tatlış.
"Kızım nerdesiniz"

"Başaklardayız anne doğum günü süprizi yapıcaz"

"Tamam yarın baban gelecek hep beraber oturup konuşalım diyor ne konuşacaksak artık" dedi. neye geliyordu ikinci tokatı atmaya mı?

"Ben gelmiycem oturup konuşursunuz" dedim sinirlenerek.

"Kızım uzatma gel gör sonra gidersin. bende meraklı deyilim onunla konuşmaya."

"Bakarız. Hadi gitmem gerek görüşürüz." Dedim ve telefonu kapattım.

İlle De GıcıkWhere stories live. Discover now