18| 'İyileşmem, vermem acımı. Senden bir tek bu kaldı.'

Start from the beginning
                                    

"Bayım hava fazla soğuk, üşüteceksiniz." Dudakları, o an onları tanımlamak için gül kurusu tabiri düştü zihnime. Koca yapraklı ve asil güllerin yavaş yavaş, en sevdiğimiz kitap arasında eskimesi gibi. Her sözcüklerinden sonra, birer birer döküldü gül kuruları...

"Ben iyiyim, sorun yok." Bana baktı uzunca ve bir adım yaklaştı. Ne yapıyordu bu genç? "Ağladınız mı?" O demese gözlerimden aktığının bile farkında değildim. Yutkundum ve gözlerimi kaçırdım. "Hava soğuk, gözlerim sulandı sadece." Sesi çıkmayınca hafifçe çevirdim başımı yüzüne doğru.

Dudakları kıvrılmış, hoş ve sıcak bir ifade ile bakıyordu yüzüme. "Gizlenmek; olan bir durumu örtmek, yokmuş gibi davranmak anlamına gelir. Peki sen neden olmadığın birini gizliyorsun?" Ne dediğini anlamamıştım, tam konuşacağım sıra elini paltosunun cebine attı ve içinden çıkanı bana uzattı.

Beyaz bir mendil, kenarında el işlemeli heybetli bir çiçek deseni vardı. Mendilin güzelliğine öyle bir dalmıştım ki, kafamı kaldırdığım an gitmişti. Birkaç dakika hayal olacağını bile düşündüm. Sonra avuç içimdeki mendil ile gerçekliğine inandım. Yavaşça burnuma getirdiğim an, kokusu bir hayat gibiydi.

Gözlerimi yavaşça açtım. O yıl, benim ona bel bağladığım ve duygularımdan emin olduğum yıldı. Yavaşça yerimden doğruldum ve yere eğilip, işlemeli çekmecemin kilidini açtım. Mektuplarımın, fotoğralarımın ve kolyemin yanında duran mendili elime aldım. Hala on üç sene öncesi gibi kokuyordu. Burnuma getirip, derin bir nefes aldım.

Masama doğru ilerledim ve oturdum. Kalem ve kağıdımı aldım yine elime. Kendimi öldürüyordum yavaş yavaş. Böyle yaparak tüm kırgınlığımı gizliyor, üzerini örtüyordum. Ondan uzak durmam gereken her an, daha fazla çekiliyordum içine. Bu resmen intihara meyillilikti. Ben resmen, göz göre göre öldürüyordum kendimi.

14/12/1950

Ben Kuzey Tarafı Teğmen'i Kim Seokjin.

Ateşin içinde, derime batan bir kurşun düşün. Nefes almak istediğimi, ama nefesimi kestiğini düşün. Yaşayan birini öldürdüğünü düşünmeni istiyorum senden. Bir kuş topluluğunun içinde yer aldığını, seni bıraktıklarını düşün Elfida.
Birini çok sevdiğini, her şeyini onunla paylaştığını düşün.

Aklından, fikrinden geçen tek şeyin o olduğunu düşün. Kalbini ona adadığını, bir kez olsun kötülük beslemediğini düşün. Canına, can olduğunu ibreti âlem olsun diye herkesten çok sevdiğini düşün. En çok senin sevdiğini, en çok senin koruduğunu, canını yaksada korumaya devam ettiğini düşün.

Düşündün değil mi Elfida'm? Çok güzel bir duygu değil mi sevilmek? Şimdi ise o insanın seni sevmediğini düşün. Sana inanmadığı, senin ona kötülük yapacağını düşün. Ya da dur düşünme, dayanamam senin kalbinin acısına. Ben seni bu fikirle nasıl başa bırakırım? Ama Taehyung, sen dün benim nefesimi kestin.

Beni öldürdün Elfida.

Ne demek başkası ile evlen? Neler der senin dilin? Hiç mi için sızlamaz? Hiç mi demezsin bu adam bensiz nasıl yola devam eder? Yalvarırım artık dur. Kurban olduğum, uğruna öleceğim adam yalvarırım artık dur. Bak benim gücüm kalmadı. Bak sana yemin ederim, nefesim kalmadı. Senden başkasına nasıl dokunurum ben?

Hadi diyelim senin laflarının inadına yaptım bunu. Beni o kadınla el ele görebilecek kadar dayanacak mı minik yüreğin? Onu öptüğümü, saçlarını sevdiğimi, koruduğumu izlerken ölmeyecek misin benimle beraber? Taehyung başkası ile evlenme hayalim bile, tırnaklarını etlerine batırmana sebep olurken, gerçekten istiyor musun evlenmemi?

Elfida ✓Where stories live. Discover now