———————

SeokJin

Çocukların görünüp görünmediğini tekrar kontrol edip önüme döndüm. Yüzlerini menülerle kapamışlardı ve oldukça komik görünüyorlardı. Neyse ki kim oldukları anlaşılmıyordu. Saati kontrol ettim. Yaklaşık 10 dakikadır bekliyordum. Taehyung hariç birilerinin beni bekletmesinden hiç hoşlanmıyordum. Özellikle konu MinAh olunca işler daha da çıkmaza giriyordu. Neyse ki daha fazla beklemeden topuklu ayakkabılarının rahatsız edici sesi kulaklarıma ulaşmıştı. Aklıma eski günler gelirken kafamı sallayarak bu düşüncelerimden kurtulmaya çalıştım. Geçen 3 yılda etkisinden kurtulduğumu sanıyordum ama öyle olmamıştı. Nefesim kesiliyordu sanki.

Önümdeki sandalye çekilince bakışlarımı yavaşça kaldırdım. Tek değişikliği zifiri siyah saçlarını sarıya boyatmasaydı. Yüzünde yine aynı korkunç ifadesi vardı. Onu gördüğüm an midem bulanıyordu, aynı şu anki gibi.

"Oğlum, özlemişim seni."

Gözlerimi devirip ifadesiz tuttuğum yüzümle ona bakmaya devam ettim. Dudaklarına hafif bir gülümseme yerleştirip uzun tırnaklarıyla masada ritim tutmaya başladı.

"Dün alışveriş merkezinde gördüm seni. Şaşırdım aslında. Geri dönmeni beklemiyordum. Geri dönersen neler olabileceğini söylemiştim sana. Unuttun sanırım."

"Hiçbir şeyi unutmadım. Ama sen unutmuş gibisin."

Kaşlarını çatıp "Ne gibi?" diye sordu. Elimde olsa onunla ikili diyaloğa asla girmezdim.

"Sana intikam için geri geleceğimi söylemiştim. Ve bak, buradayım. Senin için döndüm. Şimdi sıra bende."

Tek eliyle ağzını kapatıp ufak bir kahkaha attı. Yüzümü buruşturmadan edemedim. İğrençti. Her hareketi midemi bulandırıyordu.

"Hoşgeldin o zaman oğlum. Madem geri döndün, bunu kutlayalım. Ne içersin?"

"Şaka mı yapıyorsun? Ne söyleyeceksen söyle, gideceğim. Seninle vakit geçirmeye gelmedim."

"Doğru diyorsun. Hem arkadaşların da orada oturmaktan sıkılmışlardır." Parmağıyla bizimkilerin oturduğu masayı işaret edip el salladı.

"Her neyse buraya seni görmek için geldim. Başka bir nedenim yoktu. Oğlumu özlemişim, yüzünü görmek istedim. Zaten çok yakın bir zamanda görüşeceğiz."

Masadan kalkıp telefonumu elime aldım. "Haklısın, yakında görüşeceğiz. Merak etme, intikamım habersiz olmayacak."

———————

Taehyung

"SeokJin öyle zor tuttular ki beni! Bıraksalardı saçını başını yolardım ama bırakmadılar!"

YoonGi hyung gözlerini devirip MiSoo'ya çorbasını yedirmeye devam etti. Ne vardı yani işin içine biraz mübalağa kattıysam? Beni destekleseler olmaz mıydı?

"Zor mu tuttuk? Böyle bir şey ne zaman yaşandı Taehyung? Benim niye haberim yok?"

JungKook'un kafasına ufak bir şaplak geçirip yanımda oturan sevgilime biraz daha sokuldum. "Sus JungKook. Neyse öyle yani sevgilim. Az kalsın o sarı cadıyı yoluyordum."

SeokJin eliyle saçlarımı karıştırdı. "Bilmez miyim hiç, bu kediciğin altında dişli bir aslan var." Göz kırpınca utanarak önüme döndüm. Yine neler diyordu böyle bu çocuk?

"Jinnie çok doğru söyledin. Aşk seni öperken aynı kükreyen bir aslan gibi oluyor! Görmeniz lazımdı kurabiye ve kedi adam! Jinnie'nin dudakları görünmüyordu bile, onu yiyecekti!"

Yutkunup kafamı SeokJinin kolunun altına sakladım. Şu kız yüzünden her gün rezil oluyordum.

"Size inanamıyorum! Küçücük çocuğun karşısında neler yapıyorsunuz Tanrı aşkına? MiSoo sen onları izleme bir daha tamam mı?"

Omuzlarımı silktim. "Bilerek yapmadık herhalde hyung. Her an odamıza pat diye girdiği için böyle ufak kazalar olabiliyor."

YoonGi hyungun pek de umrumda gibi gözükmüyorduk. O büyük bir dikkatle çorbasını MiSoo'ya yediriyordu. MiSoo ellerini çenesi altında birleştirip YoonGi'ye SeokJinden öğrendiği uçan öpücüklerinden birini attı.

"Onları kıskandın mı kedi adam? Yalnızsın dimi sen? Aşkın yoktur umarım. Çok istersen büyüyünce seninle evlenebilirim."

YoonGi hyung şaşkınca ona bakarken ben de arkadan tezahürat yapmakla meşguldüm.

"Yürü be MiSoo! Yürü be Chucky! Kesinlikle evlenmelisiniz. Ben sizi shipliyorum. Yüce YoonSoo!"

"Kusura bakma aşk ama kedi adam benim ikinci kocam olacak. Birincisi Jinnie tabii ki!" Elini ağzına kapatık gülmeye başlayınca surat astım. Ben de tam ondan kurtulduğum için seviniyordum oysa ki!

"Beni bir an unuttun sandım sevgilim, çok üzülecektim."

MiSoo göz kırpıp "Seni unutur muyum yakışıklı? Sen benim kalbimi çalan bir hırsızsın!" deyince kocaman açtığım gözlerimle SeokJine döndüm.

"Ay bu ne diyor SeokJin?! Tansiyonum çıkıyor bak benim! Fenalaşıyorum! Sen sadece benim hırsızım olabilirsin tamam mı?! Sadece benim kalbimi çalabilirsin, çıldıracağım ama ben!"

Kendimi onun kollarına doğru atıp tek elimi alnıma yasladım. "SeokJin çok fenayım. Bu kız beni delirtti."

"Sen de beni delirtiyorsun, ben bir şey diyor muyum hiç?" Ardından eliyle yüzümüzü kamufle edip dudaklarını dudaklarım üstüne kapattı. Hızlıca geri çekilip bir de burnumu öptü. Üzerine bir de o tapılası gülüşüyle gülümseyince daha fazla dayanamayıp kendimi yere attım.

———————

MiSoo'yu evine bırakıp geri dönmüştük. Bu gece SeokJin bende kalacaktı. Sabah erken saatte dersimiz vardı ve beraber gidecektik. İlk defa kalıyor olmasa da beraber uyuyacağımız için heyecanlıydım. Gerçi SeokJinle olduğum her an heyecanlıydım ben.

"Ben bir duşa girsem sorun olmaz değil mi Taehyung?" Yutkunup kafamı salladım.

"Sorun mu? Ne sorunu? Ne gibi bir sorun olabilir ki? Sorun asla olmaz. Olamaz. Çünkü neden olsun. Ama sakın havlulu bir şekilde benim yanıma gelme, hemen giyin tamam mı?"

SeokJin göz kırpıp havluyu omzuna attıktan sonra banyoya girmişti. Elimi kalbimin üstüne yerleştirip sakinleşmek adına bekledim bir süre. Hemen ardından da telefonuma bir mesaj gelmişti. Cebimden telefonu çıkarıp bilinmeyen numaradan gelen mesajı açtım.

Gönderen: +07*********

Ben MinAh. Anlatmam gereken bazı gerçekler var. Direkt SeokJinle konuşursam bana inanmazdı. Bu yüzden önce olanı biteni sana anlatmalıyım. Yarın akşam okulun bir üst sokağında seni bekliyor olacağım. SeokJinin annesini ben öldürmedim. Kimin öldürdüğünü de ispatlayacağım. Bu yükle daha fazla yaşayamam. Lütfen gel, her şeyi anlatacağım.

—————

—————

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.
KOMOREBI |TAEJIN|Место, где живут истории. Откройте их для себя