Bölüm 31

138 17 3
                                    

     Leyla'nın uyandığını öğrenen Hana  , sevinçle yatağından fırladı.  Leyla uyanmıştı ya  şimdilik bu yeterdi onun için. Onca kayıp yaşadıktan sonra , hiç tanışmamış olsa dahi ,bir canını kaybedecek gücü  yoktu.

Eğer Harun dan fırsat kalırsa , sonunda Leyla' nın yanına girebilecekti , ama Harun bir türlü çıkamamıştı işte.  Aslında  düşününce  ona da hak vermiyor değildi . Sevdiği gözlerinin önünde atlamıştı camdan ve o hiçbir şey yapamadan öylece seyretmişti. İçi ürperdi birden , kendini onun yerine koymayı tasavvur bile edemiyordu.

Kapının açılmasıyla can sıkıcı tüm düşüncelerinden sıyrıldı. ''Gözün aydın Harun . Allah onu bize bağışladı. ''Harun 'un mutluluktan gözlerinin içi parlıyor , elini ayağını koyacak yer bulamıyordu adeta.

Sağ olasın Hana , çok şükür Leyla' m uyandı. Ağrıları var biraz ama iyi olacak inşallah. Ben tüm yaralarını tek tek saracağım , Hana 'nın gözleri doldu birden , cevap vermek istiyor ama hangi cümleyi kuracağını bilmiyordu. Hep kanayacak olan yara nasıl sarılırdı ki ?

Hana 'nın durgunlaştığını fark eden Adin , karısının koluna usulca dokundu.  '' İyi misin canım , gözlerin doldu  birden'' Adin'in dokunuşuyla kendine gelen Hana  , onu daha fazla endişelendirmemek için ''İyiyim , endişelenmene gerek yok. Leyla uyandı ya sevincimden oldu''diyerek  tüm  hissettiklerini  kalbine gömdü.

Adin , aldığı cevaptan tatmin olmasa da , Hana 'nın içindeki acılarını dökmesini beklemekten başka çaresi olmadığını da biliyordu.

''Leyla müsaitse yanına girmek istiyorum Harun.'' 

''Evet müsait Hana , sizi tanıştırayım .'' diyerek kapıya yöneldiğinde Hana onu durdurdu.

''Gerek yok Harun , eğer senin için sakıncası yoksa , bunu tek başıma yapmak istiyorum''  Harun bir an ne diyeceğini bilemediği için , Adin 'in gözlerinin içine baktı ,ondan aldığı onayla geri çekilip '' Tabi ki Hana , biz bahçedeyiz o zaman .'' 

Hana kapıyı tıklatıp içeriye girdi .  Aynı küçük beden bir noktaya dalmış , öylece yatıyordu,  her şeyden bıkmış gibi , hiç umudu kalmamış gibi , tüm acılar üstüne birikmiş , o bütün bunların altında kalmış gibi , tıpkı kendi gibi .....

Geldiğini bile fark etmemişti. Bir süre onu izledi. ''Merhaba '' dedi usulca geldiğini belli etmek için. Leyla hiç ona doğru dönmeden , '' hoş geldin  Hana ''

Hana bir an şaşırdı , daha kendini bile tanıtmamıştı . Usulca yatağın kenarında duran sandalyeye oturdu. 

''Şaşırma , ziyaretime gelecek kim kaldı ki  sen ve Harun dan başka . Seni Hana ile tanıştıracağım diyordu sürekli. Benimki sadece tahmin.''

Hana hiçbir şey söylemeden Leyla'nın ellerini avucunun içine aldı , İçinde kalmışsa eğer tüm iyi niyetini ona vermek istercesine sıktı. Leyla bir an döndü ve gözlerinin içine baktı. Öylesine tanıdıktı ki. Şahit olduğu acıları yaşayan , tüm kadınların gözleri gibiydi.

Kimsenin duymadığı kocaman çığlıklar atıyor gibiydi. Anlamasını , bilen için sözcüklere hacet yoktu ki. Bir anlık bakış bile yetiyordu işte.

'' Keşke bizde ortadan kaybolsaydık Hana , diğerleri gibi.  Hiç bulunamayan , belki de asla bulunamayacak olanlar gibi ,  buhar olup uçsaydık. Belki daha kolay olurdu. ''

Hana gözyaşlarını tutamıyordu. Hangi cümle onu teselli edebilirdi ki , üstelik daha kendini bile teselli edebilmiş değildi.

''Ondan kurtuldum Hana , çok şükür  ki  ondan kurtuldum. Defalarca onu benden alın dedim. Bir saniye bile bedenimden  yararlanmasına  daha fazla tahammülüm kalmamıştı. Canım acıyor Hana , bitsin istedim . Öleyim ve bu acı bitsin istedim.  Sende istemişsin, gözlerinden anladım.''

Hana artık gözyaşlarını tutamıyordu. İçinde ki ateş kocaman olmuş yüreğini yakıyordu. '' Acı bitmiyor ki Leyla , hep benimle , belki hiç geçmeyecek yaralarım .  Ama sevdamın ağırlığı beni durduruyor .  Adin 'e  her baktığımda  benim yaşadığımdan daha fazlasını yaşadığını hissediyorum. Birde benim acımı yaşamasın istiyorum . ''

Leyla bir an durdu . Hana 'nın gözlerine baktı , en derinine , ''Sen ne güzel seviyorsun.  Böylesine seviyorsan seni seven , nasıl seviyordur kim bilir.''

Güzel sevmek nasıl olur bilemedi  Hana . Seviyordu işte. Gerekirse hiç düşünmeden kalbini söküp ellerine verecek kadar seviyordu. Zaten ona duyduğu sevgi değil miydi yaşama sebebi.

''Seni de seven bir kalp var Leyla . Sahibi yerinden sökmüş , avucunun içine bırakmış. Sen olmasan o kalp atar mı sanıyorsun ? ''

 Bahçede dolaşmaktan sıkılan Adin ve Harun kapıya kadar gelmiş , Hana 'nın  dışarı çıkmasını bekliyorlardı. İki yaralı kadın baş başa kaldığı için fazlasıyla endişeliydiler aslında. İkisi de birbirini endişesini belli etmemeye çalışsa da , birbirlerinin ne hissettiğini  de en iyi onlar anlıyordu. İçeriden Leyla'nın sesinin yükselmesiyle , korkuyla kapıya yaklaşıp içeri girecekleri sırada Leyla'nın sözleri mıh gibi yere çiviledi ikisini de .

'' Şu halime bak Hana , kaç kişi bedenimden faydalandı sayısını bile bilmiyorum . Yüzleri iğrençliklerle dolu , her gün değişen suratlar. Sapkın istekleri , yediğim dayakları acıdan saymıyorum bile , ki keşke her gün dayak yeseydim de , gerisini yaşamasaydım. Bunu ona yapamam , hiç kapanmayacak yaralarım var , kendime bile anlatmaya  zorlandığım yaşanmışlıklarım var , katili olduğum , ve bundan bir an bile pişman olmadığım bir bebek var. Harun belki baba olmak isteyecek , ben buna nasıl katlanırım bilmiyorum  , bunu ona yapamam'' diyerek hıçkırıklara boğuldu.

Hana gözyaşlarıyla dinliyordu Leyla' yı . Boynuna sarılıp geçti hepsi. Hepsini unutacaksın demeyi öyle çok istiyordu ki. Seninle aynı acıya sahip biri nasıl teselli edilirdi ki. Onun tesellisi aslında kendi tesellin değil miydi? Ölümüne şahit olduğu onca kadından sonra , Leyla'yı da kaybedemezdi.

''Ben yaşamadım  mı bunları sanıyorsun Leyla ? Bedenimde bir can hareket ettiği zaman kahroldum. pis bir tuvalet köşesinde elime aldığım , bir taş ile vura vura kafasını ezdim. Arkasını dönerek sırtını açtı. Bu gördüğün yaraların hepsinin sahibi bir kişi değil ki. Her defasında karşı çıktığımda  ,elim ayağım bağlı vaziyette... Kendimi öldürmeyi düşünmedim mi sanıyorsun ? Her gün düşündüm. Sonra Harun'un gözlerinde ki acıyı gördüm. Yaşadığı çaresizliği , gözlerinde ki yaşı. Sonra bunu kendi ellerimle , Adin 'e yaşatmayacağıma yemin ettim. ''

''Gidelim buradan Leyla , sen bana kardeş ol, ben sana sırdaş. Birbirimize kimse olalım . Şimdi dinlen , hemen cevap verme , iyi düşün .Ben gidiyorum yarın yine gelirim.'' diyerek ayağa kaktı.

Duyduklarının ağırlığıyla kendini dışarı atan Adin ve Harun öylece yürüyordu .Bu bir insanın çaresiz olduğu en büyük andı. Nasıl bir sınav Allah 'ım dedi Adin .Hana'nın kurduğu cümleler başa sarıp sarıp tekrar yankılanıyordu beyninde. Öylesine doluydu ki Hana 'nın kendilerine doğru geldiğini son anda fark etti.

Zar zor kendini toplayıp ona doğru döndüğünde , bir kez daha yıkıldı. Hana'nın gözleri ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu.

Harun , Leyla' nın yanına gitmek için hareketlendiğinde , ''çok yoruldu Harun biraz dinlensin ''diyerek onu durdurdu. Adin 'e dönerek ''ben odama çıkıyorum , biraz dinlensem iyi olacak '' ''Tamam canım , bende gelirim birazdan.''

Ve bir sigara daha yaktı Adin ,giden karısının ardından bakarken.'' Bugün duyduklarını unut Harun.Eğer bir gün Leyla anlatmak isterse dinle , ama sorma. Belkide hiç bir zaman anlatmayacak ,bunu da unutma ''

Ve bir gün daha geceye karışırken , saatlerce öylece acılarını , çaresizliklerini hazmetmeye çalıştı iki adam sessizce.













MAVİ KELEBEKLERWhere stories live. Discover now