Sabah gün doğmadan uyanan Amine , kocasını oturur vaziyette bulunca yanına gidip oturdu.Faris karısının sırtını sıvazlayıp ''bugün kızımız yuvadan uçuyor .''
Amine kocasının elini avucuna alıp ''Allah mutluluğunu daim etsin yavrumuzun , Yaradan böyle emretmiş bize dua etmek düşer ''
Faris karısının sözlerine hak verse de baba yüreği değil mi , yavrusu evden gidiyordu ve buna alışmak kolay olmayacaktı.
Günün erken saati olsa da tüm aile mutlulukla kahvaltılarını yaptı. Gün öğleye doğru yaklaşırken Hana 'nın arkadaşları , hazırlanması için yardıma geldiğin de ,Faris kızının gitme zamanın yaklaştığını anladı , derin nefes alıp avluya çıkarak kızını arkadaşlarıyla yanlız bıraktı.
Hana gelinliğinin içinde melek gibi duruyordu.Saçları dalgalar halinde sırtını kaplamış , sürme çekilen gözleri daha belirgin olmuştu. Gelinliği ise tam hayalinde ki gibi olmuştu.Amine kızının odasına girdiğinde gözyaşlarını tutamadı.
''Tıpkı bir melek gibi olmuşsun anneciğim.''Hana 'nın duvağını takmaya çalışan arkadışının elinden duvağı alıp , kendi elleriyle saçlarına tokaladı.Herkesi odadan çıkardıktan sonra yatağa oturup , kızını da yanına otutturdu. Anne kızın başbaşa kalıp konuşma vakti gelmişti.
Adin heyecandan sabaha kadar uyuyamamıştı. Sonunda sevdiğine kavuşacak olmanın mutluluğuyla kalkıp kahvaltıyı hazırladı. Biraz fazla ses çıkarmış olmalı ki annesi ve babasını kendini izlerken gördüğünde ''bende sizi uyandıracaktım.İyi oldu kalktığınız , hadi daha çok işimiz var.''
Leyla ve Tarık şaşkınca birbirlerine bakarak , masaya oturdular. İlk defa oğullarının hazırladığı masaya oturmanın keyfini çıkarırken , herşeyin dört dörtlük hazırlanmış olduğu gözlerinden kaçmamıştı.
''Oğlum daha erken değil mi ?''Leyla öğleye kadar Adin 'i nasıl durduracağını düşünüyordu. Şimdi gidelim işte derse hiç şaşırmayacaktı.
''Ne erkeni anne , saat kaçta gideceğiz de ''
''Oğlum yemeklerin bir kısmı pişmedi daha onları pişireceğim , masa hazırlanacak , biiliyorsun mevlüt okunacak , yemek yenecek , sonra gelenler ....''
''Tamam anne anladım.'' Annesinin cümlesini bitirmesine izin vermeyen Adin çayını tek seferde bitirdikten sonra masadan kalktı. ''Hadi ne yapacaksak yapalım ''
Leyla karşısında hazırolda bekleyen oğluna yıllarca yaptığı haylazlıkları , ödetme zamanının geldiğini düşünüp yapılacakları sıralamaya başladı.
Gün öğleye yaklaşırken tüm hazırlıklar tamamlanmış , sıra gelin almaya gelmişti.Bu saate kadar tüm hazırlıklara yardım eden Adin artık sabrının sonuna gelmiş , ufacık bir sorun da bile kavga çıkarır hale gelmişti.
''Yeter artık , hazır işte herşey gidip alalım gelini ''Adin 'i daha fazla durduramayacağını anlayan Tarık ve Leyla gelini almak için düğün alayıyla birlikte yola koyuldular.
Gelin alma vaktinin yaklaştığını anlayan Amine kızının elini avucunun içine alıp '' canım kızım Allah mutluluğunu daim etsin. Yuvana sahip çık , eşine sahip çık , büyüklerine saygıda kusur etme. '' Anne kız birbirlerine sarılıp birlikte salona geçtiler.
Hatice komşu elinde tuttuğu kırmızı kuşağı Hasan 'ın eline verip nasıl bağlayacağını tarif etti. Söylenilenleri büyük bir dikkatle yapan Hasan , kuşağı bağladıktan sonra ablasının elini öpüp gözyaşlarıyla ablasını kucakladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ KELEBEKLER
General FictionHollanda askerlerinin bir gecede kaderine terk ettiği, soy kırıma ugramış bir halk. Savaşın ortasın da, birbiri için atan, ayrı kalmış iki kalpti , onların ki. Aşk hiç bu kadar zor olmamıştı. Bir kadın hiç bu kadar yanmamıştı , ...