26. Bölüm : TAKAS

Start from the beginning
                                    

„Bırakacaksın, Ali." dedi Efekan kısık bir tını ile. „Zorundasın. Onu kaybedemem."

Efekan arkasında ki koltuğa düşerek oturdu ve başını avuçlarının arasına aldı. „Allahım." Kendisini ağlamamak için sıktığının farkındaydım. Efekan dıştan güçlü ve pozitif gözükse bile içinde kırgın bir çocuk yatıyordu. Bunu çok iyi görebiliyordum.

"Uzay'ı ona vermeyeceğim, Efe." dedi Ali soğukkanlılıkla. Ne yani? Onun yaşadığı kaderi dostuna da mı yaşatacaktı? Kayra'yı kendi intikam hırsı yüzünden ölüme mi terk edecekti?

Bu... Bu ona yakışmıyordu. Bu tavır ona yakışmıyordu.

"Ali?" diye fısıldadım şaşkınlıkla.

„Ne Uzay'ı bırakacağız, ne de Kayra'ya zarar gelmesine izin vereceğiz. Sakin ol, zeki hareket etmek zorundayız." diye konuştu Alihan ifadesizce.

„Hala plan diyor ya..." dedi Efekan ve avuçlarını gözlerine bastırdı ve sildi. „Ne planından bahsediyorsun? Alihan kardeşim yok! Hala Uzay'ı nasıl öldüreceğini mi düşünüyorsun?"

Alihan burnundan sıkıntılı bir nefes verdi ve Efekan'ın yanına oturdu. Dirseklerini dizlerine dayadı ve ofladı.

„Ne yapmamı bekliyorsun? Bir şey olmamış gibi o herifi o Tetikçi'nin eline bırakamam. Tamam seni de anlıyorum bende geçtim şuan ki yaşadığın duygulardan."

Efekan yutkundu ve ellerine baktı. „Ya kurtaramazsam?"

Alihan burnundan güler gibi bir nefes verdi ve kafasını olumsuz anlamda salladı. „Dürüst olmak gerekirse korkmalısın." Kaşlarını kaldırıp bakışlarını çevirdi ama muhattabı Efekan'dı. "O heriften merhamet bekleyecek kadar aptal olma. Her an her şeyi yapabilir."

„Sen Emrehan'ı kurtaramadın diye mi?"

Efekan söylediği bu cümlesinden sonra gözlerini yummuş alnını kaşımıştı. Söylediğine pişmandı eminim.

„Aynen öyle ben kurtaramadım. Sen kurtarmak istiyorsan bu kadar sakin kalma."

Efekan ayağa kalktı ve telefonunu eline aldı.

„Ne yapıyorsun?" diye sordu Alihan.

„Arayıp Uzay'ı ne zaman ve nerde görmek istediğini soracağım!"

Alihan kalktı ve telefonu elinden aldı. „O herife istediğini mi vereceksin, Efekan?" diye sordu zayıf noktasına basarak. „Vermeyeceğiz! Hem Uzay'ı vermeyeceğiz hem de Kayra'yı alacağız!"

„Nasıl?" diye bağırdı Efekan.

„Ne dedi telefonda piç herif?"

„En fazla yarın saat ikiye kadar süremin olması ve Uzay'ı da alıp Göltepe Deposuna getirmem."

Alihan kaşlarını kaldırdı. Uzun süre bir şey düşündüğü yüz ifadesinden belliydi. Kaşları derinden çatıldı ve Efekan'a döndü. „Uzay'ı da bu plana dahil edeceğiz. Bizimle iş birliği yapacak."

„Ne?" diye bir tepki geldi Koray'dan. „Bunu da diyen sensin. Vay canına!"

„Uzay'ı kullanacağız."

„Ne gibi?" diye sordu Efekan.

„Ben günler önce Uzay'ı öldürecekken babası bunu biliyordu ve bile bile gelmedi. Uzay da eminim ki bu yüzden babişkosuna karşı nefret ile doldu. Onu tehdit edeceğim ve babasına karşı daha da dolduracağım. Sonuçta son günlerini yaşıyor doğru bir şey yapsa ölmez."

Koray planı iyi bulmuş olmalı ki kafasını olumlu anlamda salladı ve yanlarına ilerledi. „Bence iyi. Uzay işimize baya yarayabilir." Efekan'a döndü ve derin bir nefes alıp verdi. „Bunu söylemekten pek hoşlanmıyorum ama..." Baymış bakışları Alihan'ı buldu. „Alihan haklı."

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now