Özel Bölüm 2

1K 75 63
                                    

"Biliyor musun, mayıs ayında doğan bebeklerin diğer aylarda doğan bebeklere nazaran daha ağır olduğu görülmüş. Acaba bizimki ne olacak?"

"Annesini şimdiden çok yoruyor. Ama babası onun için erken yatmalı yoksa anne çok yalnız hisseder. Hadi Ozan biraz dinlen gecenin 3'ündeyiz."

"Nasıl dinleneyim?! Birkaç güne bir oğlumuz olacak."

"Bu yüzden dinlenmelisin." dedi gülerek. Ben de gülümseyerek cevap verdim.

"Sizin bana vereceğiniz her şeye razıyım. Kim bilir kaç gece uyumayacağım ama hep en sevdiklerim olacaksınız-"

"Ozan çok güzel konuşuyorsun ama bölmem gerek." dedi aceleyle.

"Ne oldu?"

"Çok tuvaletim geldi." Yavaşça tuvalete ilerledi.

Birkaç güne doğurmazsa penguen olmasından korkuyordum. Evet oğlumuz içerde haddinden fazla duruyordu. İki haftadır onu bekliyoruz ve doktor bunun son günler olacağını söylüyor.

"Ozan!"

"Efendim?"

"Doğuruyorum!"

***

"Bu gerçekten çok garip bir an."

Hepimiz hastanedeydik, gerçekten herkes burdaydı! Herkes. Beni içeriye almamışlardı ve Lalin doğumdaydı.

"İnanmıyorum ya amca oluyorum!" diye bağırdı Kaan.

"Ben de hala..." diye surat astı Şeyma.

"Hepinizin burda olması çok anlamlı ama gecenin dört buçuğunda hepiniz geldiniz." diye belirttim mahçupça.

"Saçmalıyorsun! Hepimiz çok heyecanlıyız." dedi Neva.

Doktor geldi tam o an. Size o anı gerçekten tarif edemem. Benim için kusursuzdu. Yıllar geçse bile asla ama asla bu günü unutmayacaktım.

***

"Merhaba yakışıklı hoş geldin aramıza." dedim kucağımdaki ufaklığa. Henüz bir ismi yoktu.

"Hey kameraya bir şeyler söyle!" dedi Sarp. Onu dinlemeyip kucağımdaki beyefendiyle konuştum.

"Önünde upuzun bir hayat var ve söz veriyorum annen baban hep yanında olacak. Sen bizim için çok değerlisin."

"Vay canına süperdin!" dedi Sarp kamerayı burnumdan çekerek.

"Gidip anneyi rahatsız edeceğim biraz." Dedi kamerayı göstererek.

"Hayır ya bırak dinlensin biraz."

***

"Lalin?"

"Hmm?"

Evimize gelmiştik ve Lalin'in kucağındaki oğlumuza bakıyorduk.

"Artık bir ismi olmalı."

"Ama nohut kafa demek çok güzeldi." dedi gülerek.

"Adı ne olacak?"

"Bu konuda çok uğraştığımızı biliyorsun. Arkadaşlarımızdan da yardımından hayır bulamadık. Ne yapacağız?"

"Birazdan şey mi diyeceksin biraz bekleyelim büyüyünce kendi seçsin?" dedim gülerek. O da gözlerini büyüttü muhteşem bir fikirmiş gibi.

"Hadi nohutu yatıralım." dedim başını okşayarak.

"Adı diyorum ki Şans Bilekliği olsun."

"Ayıp edersin Muzlu Kek dururken?"

***

"Buldum ya! İşte bu."

"İsim mi buldun?!" İki gün olmuştu ve bebeğimize nohut diyip duruyorduk.

"Evet." dedi gözleri dolu halde. "Hem kısaltması da var!"

"Canmânâ."

"O ne demek?"

"Eski zamanlarda insanlar sevdiklerine karşı kullanırmış. Anlamı: hayatı anlamlı kılan, canından bir parça olan demekmiş."

Size yemin ederim ki gözlerimiz doldu ikimizin de. Kesinlikle bu olmalıydı. Yanağımda yaşlarla başımı salladım.

"Kesinlikle bu olmalı..."

***

"Ozan! Nerdesiniz?" dedi Lalin gergin bir ses tonuyla.

"Canım şu an Canla eve geldik. Ona en sevdiği muzlu mamasından yapacağım çünkü bugün iş yerinde çok uslu durdu." dedim Can'ı mama sandalyesine koyarken.

"Aferin oğluma!" Hoparlörden annesinin sesini duyunca güldü Can.

"Sen? İşi alabildin mi Şans Bilekliğim?"

"Ozan biliyorsun sadece mülakattı."

"Haa aldın yani. Tamam."

Güldü. İkisi de aynı anda güldüler. Canmânâ yaklaşık bir yıldır bizimle yaşıyordu. Artık kafe tek başına yetmediği için Lalin de işe girecekti ben de kendime yaraşır bir ev erkeği olacaktım. Yani kafe de olacaktı ama ilk önceliğim Can'dı. İkisinin mutluğu için her şeyimi verirdim.

***

Çok güzel olmadı mı bu bölüm? Ben ağlıyorum sanırım.

Canmânâ... Yine conemim buldu bu ismi. Ama o kadar içime dokundu ki. İlerde kendi çocuğuma koyasım geldi.

Çok uzun bir bölüm değildi belki ama çok duygusaldı bence.

Bu pandemi günlerinde kendinize dikkat edinn! Maskelerinizi unutmayınn!

Bendis'e de bekliyorum, yeni texting

Sizleri çok seviyorum ❤️

Kimsin Sen? | TextingNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ