yirmi dört

2.5K 167 87
                                    

"Bunlar kimin ya?" dedi Tuğçe eline örümcek adamlı olan havluyu eline alarak. Arkadan bir ses "Benim!" dedi. Planlasak bile bu kadar aynı anda dönemezdik sesin geldiği yöne doğru. Sesin sahibi davetsiz bir misafirdi açıkçası. Sarp. Arkasında da Neva ve Lalin vardı. "Eh tam zamanında geldiniz! Aqua Park'a gidecektik biz de." diye açıkladı Kaan. Ekiple ufak bir de tanışma merasimi atlattık ve Aqua Park'ın olduğu yöne ilerledik.

İçeri girer girmez Kaan koluma sarılıp aynı zamanda olduğu yerde zıplayarak dönen kaydırakları gösterdi. "Ozanaşkım bunlara binelim!" Eğer hayır deseydim burnumdan getirirdi o yüzden biz açılışı yaptık diyebilirim. Sevinç çığlıklarıyla suya inen Kaan daha hızlı bir şeyler aradığını söyledi. Sırayla simitlere binerek yüzülene doğru ilerledik. Başında duran adam "Bunu ikili ikili alıyorum ağabey!" diyince Kaan yine yanıma doğru gelince, pis pis sırıtarak Neva'nın yanına doğru ittim. Ve ilk binenler böylece belli oldu. Ardından ben ilerledim eğer şimdi binmezsem asla binemezdim. Yanımda Lalin olduğunu görünce azıcık çekinsem de çaktırmadım.

Bizi simitin üstüne oturturken diğerleri şöyle sıralanmıştı: Tuğçe-Mert,
Taner-Şeyma, Yengi-Uykun-Sarp. Evet son grup üçlüydü sanırım daha büyük simit olacaktı. Her neyse bana ne.

"Hazırsanız itiyorum?" diye teyit etti görevli adam. Kafamızı sallayınca kocaman bir sırıtışla bizi ittirdi. Öyle sert itti ki simitten savrulacağımı düşündüm ve saçma şekilde bunu hayal edip güldüm. Korkuyla ileriye bakan Lalin "Komik mi ne gülüyon?" Bakışı attı. Ve ona cevap veremeden simit suya girdi. Bunu beklemediğim için su yuttum. Suyun üstüne çıktığımda öksürdüm. Lalinse bu halime kahkahalarla gülüyordu. Genzimin yanması geçse ben de gülerdim de...

"Hadi şuna binelim diğerleri gelene kadar!" diye bir fikir sundu Lalin. Gösterdiği siyah ve üstü kapalı bir kaydıraktı. Dolambaçı çok olmasına rağmen kabul ettim. Biz çıkarken Tuğçe ve Mert de indi suya. Tuğçe kafasından ittirdi Mert'i eh haliyle çok çabuk çıkamadı Mert. Bize baş parmağını kaldırıp kafasını rahat bıraktı. Bizse gülüyorduk.

Önden Lalin'i gönderdim ölürse o ölsün ama değil mi? Şaka şaka ondan değil korktuğum için. Suyun içine düştüğünde saçlarını savurarak geri çıktı ve bana gülümseyerek baş parmağını gösterdi. İşareti alır almaz ben de indim aşağıya. Korktuğum gibi değildi açıkçası.

***

Yaklaşık bir buçuk saati burada harcadığımız için hepimiz deli gibi yorgunduk. "Acıktım!" diye bağırdı Kaan ve Yengi sonra da yumruklarını tokuşturdular. "Ne diyeceğim, saatlerdir para akıtıyoruz dışarıda, bence bizim eve gidelim hep beraber. Pizza falan söyleriz." Hepimiz fikri sevmiştik. Tuğçe annesine haber verdi. İki taksiyle bizim eve gittik.

Masaya sığmayacağımız için salonun ortasındaki sehpayı kenara çekerek oturduk. "Banyoyu kullanabilirsiniz isterseniz. Hem yedek falan da veririz bizden." Ve kabul ettiler. Bir buçuk saat falan herkesin hazırlanmasıyla geçti. En son pizzalar geldiğinde hepimiz hazırdık.

"Ne izliyoruz gençlik?" diye sordu Şeyma eline kumandayı alarak. "DVD'ler var bakın şurada." diye işaret ettim ileriyi. "Romantik mi izlesek?" diye sorunca Neva garip baktık biraz. "Ayy ne var be zevksizler!" diye çemkirdi o da.

"Bilim kurgu?"

"Fantastikli, ütopyalı?"

"Aksiyon bumbum?"

"Ayy durun be! Korku izleyip sıçalım altımıza!" dedi Kaan. Herkes onayladı onu. Ve ben de Korku Seansı'nı açtım.

***

Uykun'dan:

Filmin yarısından itibaren sıkılmaya başlamış ve etraftakileri izliyordum. Ne yapayım biliyorum tüm filmi hiçbir eğlencesi yok. Hem korkunç bile değil!

Tuğçe kendini aşağıya kaydırmış bir iki dakika içinde Mert'in omzuna başını koymalık hale gelmişti. Çakal kız! Ama planlar istediği gibi gitmedi. Filmdeki kadın çığlık atınca Tuğçe de sıçrayıp Mert'i korkuttu ve Mert ondan biraz uzaklaştı. Gülerek diğerlerine baktım.

Kaan, Ozan'ın pizzasından almaya çalışıyor Ozan da kaçırıyordu. Neva, Sarp'ın yanında oturmuş ama filmden çok Kaan'a bakıyordu kızgın bakışlarla. Üzülüyorum yani kıza da. Zor adamı sevdi. Eh bir de Sarp'tan kaçmaya çalışıyor yazık valla.

Şimdi şöyle bir şey de var, kimse izlemiyor mu? diyeceksiniz. İki kişi hayatından gayet memnun bir şekilde toz pembe filmi izliyor: Yengi ve Lalin. Biliyorum garip ikili...

Ve size bombayı söylüyorum sakin olun ya da olmayın. Şeyma ve Taner yan yana oturmuş Taner kolunu koltuğun üstüne koymuş, Şeyma da hafiften omzunu başına yaslar gibi olmuştu. Allah'ım feci ship!

Film bittikten sonra salonu topladık ve Taner'lerin annesine haber verdik gece burada kalacaklarına dair. Eh durum böyle olunca ben de Aynı Yıldızın Altında'yı açtım ortam bozulmadan. Sanırım hayatımda geçirdiğim en zevkli tatili geçiriyordum. Tüm kankalarım burada ve beraberiz!

Bölüm geç geldiği için kb

Ama itiraf edin güzel bölümdü sösödmmwöw

Kimsin Sen? | TextingUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum