Out of the spotlight || Taekook

3- Bae Joohyun

Jaehyun ve Mingyu sandalyeden düşme raddesine gelecek şekilde kahkahalarına devam ederken sabrımın son sınırlarına gelmiştim adeta. Kahvemi sertçe masaya koydum. "Beyler" dedim kaşım sinirden atarken. Mingyu gerçekten de kendini bırakıp sandalyeden düşmüştü ama hala gülüyordu it. Pastanın yanına koyulan tatlı bıçağını alıp öfkeyle ayaklandım. "Yeter be güldüğünüz! Sussanıza artık!"

Jaehyun'un gamzeleri bile gülmekten tüm yüzünü kaplamıştı sanki. Kuduruyordum sinirden. Kendini sıkarak kolumu tuttu kıkırdarken. "Jeongguk herkes bize bakıyor otur." Dedi ama dudakları hala kulaklarına kadar uzanıyordu! Elimle yerde boylu boyuna uzanan gülmekten transa girmiş Mingyu'yu işaret ettim. "Şuna söyle ne söyleyeceksen. Kafenin yerlerini süpürdü."

Hemen hemen her pazar günü Jaehyun, Mingyu, Eunwoo, Yugyeom, Minghao ve ben buluşurduk. Tabi bu hafta herkes için yoğundu, hepimizin işleri sıkılaştığından tam kadro değildik. Yugyeom'un yetiştirmesi gereken bir arazi tasarım projesi vardı. Mimar olmak korkutucu geliyordu bazen Yugyeom'un sabahladığı sayısız günü düşündükçe. Minghao'nun verdiği dans dersi buluşma saatiyle çakıştığından gelememişti. Eunwoo ise... Çekimlerdeydi. Oyunculuk ve modellik yaptığından, ki şu an bulunduğu dizi Kore'nin en çok rating alan dramasıydı, ondan bazen nefret ediyordum ünü gereği. Çekimlerle ilgili bir şeyler aniden çıkabiliyordu. Öylece otururken bile sete çağırabiliyorlardı ve gitmeme gibi bir şansı da yoktu. Zaten Eunwoo geldiği anda en az 5 tane kız gelip imza istiyordu. Biraz sinir bozucu olduğundan gıcık kapıyordum ama melek gibi bir arkadaştı Eunwoo, bu yüzden herkes alışmış ve boşvermişti.

Yaşımız gereği hepsi çalışıyordu, aralarında tek okuyan bendim. Birazcık çekiniyordum aslında ama çocukluk arkadaşıydık hepimiz, bu yüzden hiçbiri bunu sallamazdı. Onlar okurken ve ben o dönemlerde çalışırken daha kötüydü ama şimdi bir şeyler okuyabildiğimden çok mutluydum. Bu yüzden yeni yeni üniversite öğrencisi olma çekingenliğimi arka plana atabiliyordum.

"Kim Taehyung'un, herkesin bildiği Kim Taehyung olacağı hiç aklıma gelmezdi! Ve de böyle birisi olması." Mingyu geri sandalyeye oturduğunda gülmekten gelen gözyaşlarını sildi elleriyle. "Yine iyi kurtarmışsın. Komple soyun dese ne yapacaktın acaba?"

"Mahkemeye gidecektim tabiki!" Diye bağırdım kendime engel olamayıp. Düşüncesi bile korkunçtu!

"Geçirilebileceğin en aksiyonlu ilk hafta buydu sanırım. Sanat okumanın böyle olduğunu bilmezdim." Başımı salladım Jaehyun'un sözleriyle. Ben de bilmiyordum ve bundan sonra ne yapacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. "Eee o adam size hemen zor bir şeyler kitlemedi mi? Her sene yaptığını duymuştum. Yani üniversitenizin sitesinde yazıyordu." Mingyu içeceğini eline alıp gözlerini merakla dikmişti bana.

"Sadece anatomi örneğini iki ders sonrasına herkesten toplayacağını söyledi." Dedim yutkunarak.
"Anatomi örneği derken..?"
"Yoksa" Jeahyun'un gözleri büyüyüp bana kitlendi. Yüzümünün kızardığını hissediyordum.
"Benim vücut anatomim..."

Yeniden gülmeye başladıklarında başımı eğdim küfrederek. Karar vermiştim. İkisinden de ölümüne nefret ediyordum. "Sorun şu ki" gülmelerini arttıracağını bilsem de bunu açıklama ihtiyacı duyuyordum, her şeyimi anlattığım bir tek onlar vardı çünkü. Gülmelerini kesmediler ama sessizleşerek bana odaklandıklarında derin bir nefes aldım. "Kendi anatomimi çizemiyorum."

"Nasıl yani?"

"Kendi vücudumu tanıyor muyum emin değilim ama eve gidince ayna karşısında kendimi resmetmeye çalıştım fakat, olmuyor. Attığım çizikler çok... biçimsiz? Evet biçimsiz ve garip gözüküyor sanki kendi vücudum değilmiş gibi."

"Çok saçma! Sen yetenek sınavından neredeyse tam puan geçmiş birisin!"
"Öyle!" Dedim bağırarak. Yetenek sınavında gerçekten başarılı olmuştum bunu tamamiyle kabul ediyordum ama basit bir vücut tabirini beyaz kağıda dökemiyordum. Aptal olup olmadığımı sorgulatıyordu bana. Canım arkadaşlarım ise bu düşünceme destek olur gibi yüzüme öyle bir bakıyorlardı ki alnımda gerizekalı yazdığından şüphelenecektim.