19-Rehabilitasyon ve Gerginlik

3.9K 509 108
                                    

Hastanenin kapısından koşturarak girdiğimde, girişte karşıladı beni Minghao. Morali epey bozuktu hepimiz gibi. "Ne oldu?" Dedim nefes nefese. Minghao soluklarımın düzene girmesi için beni beklerken ben de ellerimi dizlerime dayadım. Soğuk havada koşturmak ciğerlerimi yakmıştı.

"Bilmiyorum. Mingyu ile buluşmak için sözleşmişler ve bir daha da ona ulaşamamışlar. Mingyu gitmiş evine. Banyoda bulmuş kriz anında." Derin bir nefes aldı. "İkinci kez ağır anksiyete krizi geçiriyor."

Bunu arkadaş olduğumuzdan beridir biliyordum. Yugyeom lisede başlamış bir anksiyete bozukluğuna sahipti ve bütün hayatını bununla geçirmeyi öğrenmişti. İlaç tedavisi de almıştı ama bağımlılık yaptığını fark ettiği anda kesmişti doktoru. O günden beridir uğraşıyordu kendi kendine. En son üniversite giriş sınavlarında çok korkunç bir kriz geçirmiş ve günlerce yatmıştı hastanede. Bu ise ikinciydi. Seneler sonra, hiç beklenmedik bir anda.

Yugyeom'un kaldığı yere doğru yürüdük Minghao ile konuşmadan. Oldukça sessizdi, ben ise diyecek bir şey bulamıyordum. Evet arada anksiyetesi çoğalıyordu ama ağır bir krizi ne tetiklemiş olabilirdi?

Bay Taehyung'un yanından nasıl ayrıldığımı bile anlayamamıştım şoktan. Ona bir şeyler mırıldandığımı ve onun da anlayışla baş salladığını hatırlıyordum. Bir şekilde buraya gelmiştim.

Kaldığı odanın önüne geldiğimizde herkesin dışarıda olduğunu gördüm. Oturacak yer yoktu o yüzden öylesine duvara yaslanmışlardı. Bizi ilk Eunwoo gördü. "Durumu nasıl?" Dedim yanlarına ulaştığımızda.

"Baygın halde şu an, serum falan taktılar ama uyanmadı hala." Dedi Eunwoo. Gördüğüm en bakımsız haliydi, muhtemelen hepimiz gibi evden bir hışımla çıkıp gelmişti. Mingyu ise oldukça iyi giyinmişti ama en dağınık gözüken de oydu. Yanına gidip elimi omzuna koydum. "İyi misin?"

"İyiyim." Dedi. Sesi çok cılızdı. "Sadece, onu yerde titreyerek kendinden geçmişken görünce" sustu, gözlerini kapatıp yutkundu. "Çok korktum. Gerçekten. Bir an için aklımı kaybettim."

"Babasına haber verecek miyiz-"

"Hayır. Sakın." Dedi birden Eunwoo. Yüzünde bir korku oluşmuştu. "O herifi sakın çağırmayın."

"Olay ne?" Minghao'nun kaşları havalandı. Ama sorulan soruya cevap vermedi Eunwoo. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını çevirdi.

"Kim Yugyeom'un yakınları mısınız?" Duyduğumuz sesle hepimizin kafası o tarafa döndü. "Evet." Dedi Mingyu hızla doğrulup.

"Travma tetiklenmesi sonucu panik atak geçirmiş. Bu daha önce olmuş muydu?"

"Olmuştu, seneler önce." Doktor bir süre durdu, ellerini önlüğünün cebine attı. "Anlıyorum, uzun zamandan sonra yeniden panik atak geçirmek geçmişteki korkuyu gün yüzüne çıkarabilir. Bunun kadar şiddetli olmasa da arada panik atak geçirebilir yeniden, krizleri olabilir. Psikiyatrik tedavi almış mıydı?"

"Almıştı ama ilaçları bağımlılık yaptığı için bıraktı." Dedim bir adım öne çıkıp.

"Yeniden seanslara başlamak onun için iyi olabilir. Travma sonrası stres bozukluğu ve anksiyete ne yazık ki ilaç ya da ameliyatla düzeltilecek bir şey değil, bunun için ben bir şey yapamam ne yazık ki. Travmasını kendisi yenmeli, tabi buna yardımcı olacak bir psikiyatrist ya da rehabilitasyon merkezi daha iyi bir seçenek. Bunu düşünün, hastanın kendisi de düşünsün."

"Teşekkür ederiz." Dedi Minghao hafifçe eğilip. Doktor yanımızdan usulca gitti. Koca hastanenin koridorunda bir tek biz kaldık. Ama bu da uzun sürmedi, Yugyeom'un kaldığı odanın kapısı aralandı ve hemşireyle göz göze geldik. "Hasta uyandı."

Out of the spotlight || TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin