İlle De Gıcık

bölüm.35

"Sen Kumsal olmalısın. Annen senden çok bahsetti. Selim ben bu genç adam da oğlum Caner."
Deyip yanında duran şaşkınlığını üstünden hala atamamış Caneri göstererek.
"Memnun old.. diyecekken Caner lafa atladı.
"Biz zaten tanışıyoruz Baba.hatta çok yakın sayılırız. Değil mi Kumsal?" Göz kırparak arkasına yaslandı.
"Hı aynen."

Annemin buluştuğu kişi Canerin babasıydı Caner onun oğluydu. Babasının adı Selimdi. Caner Göt Lalesinden hoşlanıyordu. Ufukla arası iyi değildi ve beni tehtit etmişti. Heh tamam taşları yerine koyuverdim.

Bi saniye NE?

biz şimdi kardeş mi olacaktık? Yohamna diyen iç sesimi daha da bi içe gömdükten sonra anneme 'senle sonra konuşçaz Sevim başkan' attım.

•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•○•

Durumun garipliğinden dolayı her ne kadar istemesem de sofraya geçmiş ve annemlerin konuşmalarını dinlemiştik. Aklım hala karışıkken Canerin bana sırıtarak baktığını hissedebiliyordum. Anlaşılan bu durumdan çok memnundu.
Ya ben?
Canerin aksine Selim abi çok cana yakındı. Esprisi hoş ve konuşmasını bilen biriydi. Oğlunun tam zıttı yanü.

"Aynı okula gittiğinizi bilmiyordum. Arkadaş olmanıza sevindim sorun çıkacak diye endişeliydim." Diyen Selim abiye çevirdim bakışlarımı. abi mi diyem amca mi diyem heh buldum cici baba? Bindik bi alamete gidiyoz kıyamete hayırlı uğurlu olsun yiğidolar.
"Öyle olmaya devam etmelisiniz bence. Anlaşabileceğimizi hiç zannetmiyorum." Dedikten sonra ayağa kalktım.
"Hava alacağım afiyet olsun."
Ciddiyetimi takınıp çıkışa yöneldim. Ay bi havalara girmiştim. Sinirim bozuk değil diyemezdim ama.

Ciddi ortamlarda anıra anıra gülsem de bu sefer hiç keyfim yoktu. Hatta baya kaçmıştı yani gidip yakalasam iyi olar. Lazım o bana yaf.

Günlük soğuk espri dozumuz dan sonra nihayet ayakkabılarımı giymeyi başarmış ve kendimi dışïarı atmıştım.

Havalar yavaştan soğumaya başlamıştı. Kollarımı birbirine dolayıp üşüyen bedenimi ısıtmaya çalıştım.

Omzuma atılan siyah deri ceketi düşmesin diye tutarken yanımda duran Canere baktım.

"Hala şaşkın mısın kardeş?"

Ceketi alıp eline tutuşturdum. Kardeş mi? Yoh bacı diyeydin.

"Komik olan ne acep?"
"Bugünden itibaren senle daha fazla uğraşabileceğim için seviniyorum sadece." Dedi ve tekrar sırıttı.
"Sanırım çok fazla dizi izliyorsun kardeş." Dedim ve arkaya dönerek yönümü eve doğru değiştim.

"Geçen seferki gibi kaçacağını mı sanıyorsun? Hadi gidelim cici annemi şimdiden özledim."

Ben bunu boğarım. Ben bunu gebertirim. Ben bunu ben bunu ben bunu YOLARIM.

Ona dil çıkarıp hızla içeri girdim.Selim abi ceketini giymiş çıkmaya hazırlanıyordu.
"Görüşürüz Kumsal. Umarım seni rahatsız etmemişizdir." Dedi ve içten bir şekilde gülümsedi.
"Yok estağfurullah. Dikkat edin." Dedim ve içeri geçtim.
Ay bu adamla konuşurken içimden hanfendi çıkıveriyo. Hiçte yakışmıyo bana len.
Dikkat edinmiş yohamna.

Salona geçip koltuğa yaylandım. Ayaklarımı koltuğun üstüne atıp başımı aşağı sallanacak şekilde ters çevirdim.
Olmayan beynime kan sızsın da şu garip ortamdan kurtulayım be.

Fosforlu Naciye hanım kulağındaki on kiloluk sarkan küpeleri çıkararak karşıma oturdu.
"Kız ne bu havalar? Hele o çocukla bi sorununu duyayım yeminle kendimi pavyona veririm." dedi ve durdu. düşünür gibi yapıp tekrar konuştu.                                             "yok kız tövbe. işte bak anlaşacan süt gibi çocuk maşallah." dedi dizine vurarak. "nüfuzuma mı geçireyim anne? tamam dedik. Allah Allah. sevmiyorum ben o çocuğu. uyuz oluyorum. böyle görünce kaşınma tutuyo, romatizmam azıyo,  olmayan şekerim çıkıyo, gizli kıçığım ortaya çıkıyo anlıyon mı acep?" dedim ve normal oturuşuma geri döndüm. böyle de kurtulamadım anamın dırdırından.                              "beni boş ver sen Savaşı ne yaptın onu söyle. Ay dur ya da söyleme valla kafam çatlıyo gidip yatam zıbaram. yiter be. bi ekşını daha kaldıramam. ayrıca gah yüzünü gözünü yıka be kadın." hızla konuştuğum için nefesim götüme kaçtığından derin bi nefes alıp odama girdim. kapıyı kapatıp telefonumu alarak yatağıma uzandım.