22

2.1K 193 180
                                    

"Evlensek mi?"

Kafamı ondan tarafa çevirdim. O ise televizyona bakmaya devam ediyordu. Peki, ne cevap vermeliydim?

'Evet.'

"N-ne?"

Kafasını bana çevirip imalı imalı bakmıştı.

"Evlensek mi diyen ben miydim?"

Yavaş yavaş sırıtmaya başladığında, bir şeyler olduğunu anlamıştım. Sırtını koltuğa yasladığında bana bakmaya devam ediyordu.

"Ben film hakkında konuşuyordum aslında. Adamın, kadına söyleyeceği şeyi tahmin ediyordum."

'Bir şey olmuş gibi kekeledin bir de, pes.'

Tanrı aşkına, susar mısın?

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı, arada bir gözleri aşağı kayıyordu.

"Evlenmek mi istiyorsun, Levi?"

Yüzümün ısındığını hissediyordum. Sanki kalbim kulağımda atıyordu, umarım duymuyordur.

Yanağından öpüp, kafamı omzuna koydum.

"Bir velet ile mi evleneceğim? Tch, daha neler?"

'Daha demin evet demiştin?'

Hayır, sen demiştin.

Kumandaya uzanıp, televizyonu kapatmıştı.

"Ama sen bir veledi seviyorsun."

Daha sonra uzanarak kafasını dizime koydu.

"Ve o velette seni seviyor."

Şu an çok tatlı bakıyordu, onu yiyebilirdim. Yanağını çekiştirdiğimde somurtarak bakıyordu.

"Ben bebek miyim?"

Bir de bebek misin diye soruyor?

"Evet, benim küçük bebeğimsin."

Bir kaşı havaya kalktığında gülmeye başlamıştı.

"B-ben mi küçüğüm? Peki, örnek ver neyim küçük?"

Şaka amaçlı demiştim onu. Odun musun Jaeger?

"Beynin."

Gülüp yan tarafa dönmüştü.

"Bunu iltifat olarak kabul ediyorum."

'Evet, evet.'

Kafasını kaldırıp yatmıştı, ben de yanına yatmıştım.

Bir süre o halde kalmıştık, ayrıca ben nefes alamıyordum.

"Eren!"

"Hm?"

Öksürdüm.

"Nefes alamıyorum çek şu kollarını!"

"Ne? Seni yatak odasına mı götürmemi istiyorsun? Biraz fazla hızlısın."

Bir yandan kollarını itmeye çalışırken diğer yandan da konuşmaya çalışıyordum.

"Öyle bir şey demedim aptal!"

"Hm, şimdi de seni yıkamamı mı istiyorsun? Bir tanesini seçmelisin."

"Tch, havasızlıktan ölmemi mi istiyorsun?"

Homurdanıp kollarını gevşetirken kafamdan öpmüştü. Hakikaten, tam bir deliydi.

"Levi."

"Hm?"

Ona dönmemi sağladı ve kollarını belime sardı. Yüzünü yavaş yavaş yakınlaştırırken gözleri yine aşağı kayıyordu. O sırada kapıya tıklanmıştı.

Somurtup geri çekileceğini sanmıştım ama kalan yerden devam edip beni öpüyordu. Yavaş yavaş beni altına aldığını fark edebiliyordum. Kapı ise ısrarla tıklanmaya devam ediyordu.

"Eren, kapı."

Ağzı ağzımın üzerinde olduğu için sesim boğuk çıkmıştı. Üzerimden kalkarak oturur pozisyona geldi. Ben de kalkıp ısrarla tıklanan kapıyı açtım. Gördüğüm kişi hiç de beklediğim birisi değildi. İstemeden kaşlarım çatılmıştı.

"Senin ne işin var burada?"

Umutsuz Vaka | Ereri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin