8

2.9K 278 268
                                    

Eren ağzını aralamışken, telefonum çaldı. Hanji arıyordu fakat şu an hemen hastaneye yetişmem gerekiyordu. Sessize alarak Eren'i arkamdan sürükledim.

Eren'in arabada sessiz olacağını sanmıştım, fakat oldukça gürültücü bir baş belasıydı.

Araba demişken, bir ay önce araba aldım.

Eren sürekli sorular soruyordu ve sinirimi bozuyordu. Gerçekten ona bağırıp onu delirtmek son isteğimdi.

"Eren.. Konsantre olamıyorum. Lütfen soracaklarını hastanede sorar mısın?"

Tamam anlamında kafasını salladı.

Hastaneye geldiğimizde ilk Pieck'i görmüştüm.

"Günaydın, doktor Levi!"

Yüzünü buruşturdu.

"Ve Eren Jaeger?"

Onun soru sormasına fırsat vermeden, Eren'i çekiştirerek odama getirdim.

"Aah! Doktor, koşturup duruyoruz."

Eren'i omuzlarından aşağı iterek sandalyeye oturttum.

"Senden biraz sessiz olmanı istiyorum."

O sırada her zaman yaptığı gibi odaya kapıyı hışımla açan kişi girdi. Hanji.

"Tanrım! Levi! Onu neden dün getirmedin!"

Parmak uçlarımla alnımı sıvazladım.

"Tanrı aşkına, bu hastane hiçbir boktan işi yapamıyor mu? Bunlar ile uğraşmak zorunda mıyım? Tch!"

Hanji ellerini kafasına koydu.

"Onu geçtim. Eren'e ne demeli? Tanrım o tam bir bok çu-"

Hanji Eren'in burada olduğunu fark edince sahte bir şekilde gülümsedi.

"Ereeen! Sende buradaydın demek? Nası-"

Eren kaba bir ses tonu ile ayağa kalktı.

"Kıvırma, Hanji."

Daha sonra bana gülümseyerek döndü.

"Doktor, odama gidebilir miyiz? Sizinle konuşmak istiyorum."

Hanji'ye doğru baktım.

"Ah, tabiki! Sonuçta sen Eren'in doktorusun."

~

"O bahsettiğin yeri tam olarak anlamadım. Baştan alır mısın?"

Eren nefes verdi. Saçlarını çekiştirdi.

"Bak, doktor. Ben gerçekten kötüyüm."

Yumruğunu ısırdı Eren.

"Tanrım, onlar! O-onlar her yerdeler! Yukarıda, aşağıda, sağda, solda düşünebileceğiniz her yerdeler!"

Eren'in sesi gittikçe kısılıyordu.

"Artık onları görmek istemiyorum.. B-ben sadece içinde olduğum karanlıktan kurtulmak istiyorum.."

Bunu dedikten sonra Eren birden kendini yatağa bıraktı.

"O zaman o karanlıktan seni kurtaracağım. Birlikte kurtulacağız."

Eren ayağa kalkarak yanıma geldi. Gözleri parlıyordu.

"O hâlde, kurtar beni doktor."

Refleks olarak gözlerim kapandığında dudaklarımda bir baskı hissettim, bir sıcaklık. Gözlerimi açtığımda, karşımda Eren vardı.

'Tanrım cidden bu çocuk, sürprizlerle dolu..'

Öpüşmemiz biraz daha derinleşirken, nefes alamadığımızdan geri çekildik. Gözlerim Eren'in gözlerindeydi.

Evet. Gözleri çok şey ifade ediyordu. Her şey gözlerinden okunabiliyordu. O gerçekten bahsettiği gibi.

'Ben size âşıkmışım, doktor.'

O gerçekten bana.. Âşıktı. Bu sefer bir şey diyecek olsaydım. Hatalı olurdum çünkü onu itme veya ona "dur" deme zahmetinde dâhi bulunmamıştım.

İtiraf etmeliyim ki bir deliye göre hiç de fena öpüşmüyordu.

'Şaka mısın? Fena mı? İçten içe kavruldun, Levi.'

Tch.

"Eren, evde terapi almaya ne dersin?"

Umutsuz Vaka | Ereri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin