yirmi dört

6.8K 806 517
                                    

jeongin

"jeongin! eşyalarını yerleştirdiysen yemeğe gel!"

chan hyungun sesini işittiğimde yüksek sesle "tamam!" dedim.

odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim.

ev sade olmasının yanında oldukça büyüktü. içinde kaybolunabilirdi. chan hyung gerçekten zevkli biriydi. evin her tarafı güzel resimler ve motiflerle doluydu.

mutağa girdiğimde kendime bir sandalye çekip yanlarına oturdum. akşam yemeği gerçekten mis gibi kokuyordu ama pek yemek istiyor gibi hissetmiyordum.

bu farkedilmiş olacak ki chan hyung yemeğe ara verip konuştu. "aç değil misin?"

hyunjin hyung elindeki chopsticki yemeğe batırıp bana doğru tuttu.

"hayır, istemiyorum." diyip elini ittirdim.

pes etmeden ağzıma sokmaya çalıştı. "ye şunu."

"sen ye!"

"aç ağzını!"

kabul etmek zorunda kalıp ağzımı açtım. bana yedirdikten sonra gururlu bir şekilde güldü.

"jeongin hiçbir şey yemiyorsun ne olacak bu hâlin?" chan hyung sorduğunda ona döndüm.

"okulda yiyorum genelde. çok yemek yiyen birisi değilim."

"seungmin'e söyleyeyim de kebapçıya falan gidelim, olmaz böyle. yemen lazım." diyen hyunjin hyung aldığı peçeteyi bana uzattı.

teşekkür edip verdiği peçeteyle ağzımı sildim. "kebap yemek isterdim açıkçası. çok lezzetli olduğunu duydum."

"bir kere yemiştim ve cidden güzeldi. hatta beğendiğimi o kadar dile getirmiştim ki lokantadaki adam bana üzerinde 'i love adana' yazan bir tişört hediye etmişti."

kıkırdadım. o tişörtün hâlâ duruyor olması daha da komiğime gidiyordu.

yemekleri yiyip (ki ben zorla yemiştim, hyunjin hyung ağzıma tıkmıştı çünkü.) masayı toparladık. daha sonrasında film izlemenin güzel olacağını söyleyen chan hyungla beraber salona geçtik.

koltuğa yerleştiğimizde chan hyung büyük olan televizyonu açtı ve film kanallarını gezdi. koltukta ikisinin arasında oturuyordum.

"ne tür film izlemek istersiniz?"

"korku!" diye bağırdığımda ikisi birden bana baktı.

"korkarsın jeongin. olmaz." hyunjin hyung buna izin vermemişti.

"adı üstünde! korku filmi! korkmam gerekiyor zaten. lütfen." şirin görünmeye çalışıyordum. çünkü bu, özellikle de hyunjin hyung için çok etkili oluyordu.

chan hyung biraz eğilip hyunjin hyungu onaylar gibi konuştu. "korku filmi izleyip etkilenmeni istemeyiz. daha normal bir şeyler açacağım."

kumanda ile kanalları gezdi. korku filmi olduğunu düşündüğüm bir filmde durdu. benim bir şey söylememe gerek kalmadan hyunjin hyung çoktan tepki göstermişti.

"chan, korku filmi açmayacağını söylememiş miydin?"

filme baktı. "çok etkileyici duruyor, biraz izleyelim."

hyunjin hyung yine de bundan rahatsız olmuşa benziyordu. bana dönüp sakince sordu. "korkar mısın? etkilenmezsin değil mi? eğer etkileneceksen chan'ın elinden kumandayı alabilirim."

kafamı yana salladım. "korku filmlerini seviyorum hyung. etkilenmem."

önüne döndü. hepimiz filme odaklandık. henüz on dakika geçmişti ki chan hyung kanalı değiştirmişti.

little me | hyuninDonde viven las historias. Descúbrelo ahora