Bölüm -7- ≈İLK GÖREV≈

2.8K 140 9
                                    

"Ciddi misin? O adamı nasıl peşime takacağım ben?" 

Şaşkın sesime karşılık gür bir kahkaha atan Caner'e kötü bir bakış attım. Caner'in teklifini mecburiyetten kabul etmiştim. Üstünden 3 gün geçmişti ve benden bir adamı tuzağa düşürmem isteniyordu. Nasıl yapacaksam. Üstümde, jartiyerlerin görünmesine yol açacak kadar  kısa, dar ve siyah bir elbise vardı. Daha önce hiç giymediğim yüksek topuklu, siyah ayakkabılar şimdiden canımı sıkmaya başlamıştı. Denge problemim yoktu ama, garipti işte. Koyu bir göz makyajı ve kırmızı bir rujla tamamlanmıştı kombin. 

Makyajımı Yankı yapmıştı. Daha önce hiç makyaj yapmadığım için yapmayı bilmiyordum. Yankı'nın nerden bildiği konusuna gelince... İşte onu ben de bilmiyordum. Kıyafetleri de Yankı seçmişti. Kıyafet konusunda iyi seçimler yaptığını itiraf etmeliyim. Seçtiği elbiseler çok kısa olsa da hoşuma gitmişti. Ama üstümdeki elbiseyi beğenmemiştim. Askılı ve çok dar bir elbiseydi. Fermuarı öndeydi ve derin bir göğüs dekoltesi vardı. Eğilirsem neler olabileceğini düşünemiyordum. Fakat sorun ettiğim elbisenin darlığıydı. Sokakta yaşarken bulduğum tişörtü dar diye giymemiştim.  Üstümde bol ama yırtılmış, eski bir tişört olmasına rağmen. Bu konuda çok takıntılıydım. 

Oflayıp camdan dışarıya bakmaya başladım. Caner'in arabasındaydım.  Karşımdaki koltukta Caner ve Yankı oturuyordu. Arabada ölüm sessizliği oluşmuştu. Evden çıkmadan önce bana bir fotoğraf göstermişlerdi. Fotoğraftaki genç adam benden 3-4 yaş büyük gibiydi. 

"O herifin dikkatini çekeceğim ve onu barın arka sokağına mı götüreceğim?" dedim, onaylatmak ister gibi. Caner başını sallayarak beni onayladı ve konuştu.

"Oynaşmaya gidiyormuş gibi." Gözlerimi irileştirerek ona baktım. Bakışlarıma karşılık alaycı bir gülümseme yayıldı yüzüne." Adamlarım orada olacak. Sen onu arka sokağa çek yeter. Gerisini bize bırak." 

" Çok tehlikeli." dedim başımı iki yana sallarken.

" Uyuşturucu satıcılarını kandıran, sonra da yarın yokmuş gibi kaçan, aynı zamanda bütün dünyaya kafa tutabilme potansiyelinde olan biri mi söylüyor bunu?" dedi alaycı sesiyle. 

Ağzımı açtım ama tam o sırada araba durdu. 

"Hadi," dedi Caner ayaklanırken. "Operasyon başlıyor." 

Arabadan indikten sonra güldüm."Operasyon mu? Ne o, beyin ameleyatı mı geçireceksin? Sonunda senin de beynin olacak, ha?"  

Bir barın önündeydik ve içeriden müzik sesleri geliyordu. Başımı kaldırdığımda "Yankan Bar" yazan bir tabelayla karşılaştım. Barın yazısı kırmızı bir ışıkla süslendirilmişti.

"Yankan ne lan?" diye homurdandığımda Yankı başını iki yana sallayıp cık cıkladı.  

"Yankı Soykan." diye açıkladığında durup 3-4 saniye düşündüm. Ne olduğunu anladığımda gözlerimi irileştirdim. 

"Senin mi bu bar?!" diye sordum. Pardon, geri alalım. Sormadım, bağırdım. Müziğin sesinin çok yüksek olmasına rağmen içerdekilerin bile duyduğuna bahse girerdim. 

"Hadi." dedi Caner beni itelerken. "Gösteri vakti." 

Oflayarak bardan içeri girdim. Yankı da benimle geldi. İçeride karnıma kadar gelen, yüksek bar masaları vardı. Masalarda 3-5 kişilik erkek, kız karışık guruplar vardı. Oturacak bir bar taburesi yoktu. Boş masalardan birine geçtiğimizde Yankı bir yeri işaret edip bağırarak konuştu.

"Şu herif!" 

İşaret ettiği yere baktığımda, fotografta gördüğüm genç adamın az uzağımızdaki koltuklardan birinde yayvan bir şekilde oturduğunu gördüm. Etrafı kızlarla doluydu. Kucağında, iki yanında, bir sürü kız vardı. Herifi işgal etmişlerdi resmen, sadece kafası görünüyordu. Aslında abartılacak bir yakışıklılığı yoktu. Zengin olmalıydı. Yanıma baktığımda Yankı yoktu. Beni tek başıma bırakıp gitmişti. 

EROİNWhere stories live. Discover now