"Seni tanımak güzeldi, sevgilim." İrem, gülerek Poyraz'a baktığında Poyraz dudak büzdü.

"Vay be! Hemen satış öyle mi?" İrem, ben orasına burasına karışmam dercesine omuz silktidiğinde Poyraz kısa bir an bir bana bir İrem'e baktı. "Kız dayanışması değil mi! Aman hemen birlik olun, hemen. Hiç acımayın, vurun direkt. Bana da yazık be!" Kendi kendine cık cıklayıp homurdandığında olabildiğince düz bir ifadeyle ona döndüm. Poyraz yavru kendi bakışlarını tekrar bana çevirdi.

"Poyraz," dedim, oldukça sert bir tavırla. Az önceki sahte kibarlığımda şimdi eser yoktu. "Düş önüme şimdi."

"Ovv!" dedi, İrem. "Çok sinirli." Beni iyi tanıyan birisi olduğundan bu halimi her zamanki gibi yine doğru yorumlamıştı. Bakışları yanında oturmakta olan Poyraz'a kaydı. "Acaba yine ne yaptın sevgilim?"

Poyraz, ben suçsuzum der gibi ellerini havaya kaldırıp kendini savundu. "Vallahi ben bir şey yapmadım. Hiçbir şey bilmiyorum!"

"Sen gel bir şöyle ben sana ne yapıp ne yapmadığını göstereyim bir!"

İma dolu cümlemle beraber Poyraz içli bir nefes alıp kısa bir an İrem ile bakıştı. Bu bir nevi kurtar beni bakışı olsa da ne yazık ki umduğunu alamadan, "Poyraz!" diyerek çıkıştım ona. "Hadi!"

Bana cevap vermesine izin vermeden, İrem'e ellerimle öpücük yollayıp, hızlı adımlarla ayrıldım oradan. Aradan çok geçmedi ki Poyraz el mecbur dediğimi yapmak zorunda kalıp ayaklandı. Usul adımlarla beni peşimden takip ettiğinde onu, olabildiğince etraftakilerden uzak, bir köşeye çektim. Ne kadar az insan o kadar iyidi, dostlarım! Saniyeler içerisinde dibimde biten Poyraz'a karşı, bir ayağım sinir ve sabırsızlıkla hızla yere vurur şekilde, kollarımı da göğüs hizamda birleştirmiş halde, sinirli bakışlar atarak bekliyordum onu.

Nihayet yalnız kaldığımız da, konuşmasına müsade etmeden "dökül," dedim çabukcak. "Hemen!"

Poyraz, ya cidden beni anlamamıştı ya da anlamamazlıktan gelmişti. Orasını bilmiyordum, fakat kaşlarını çatarak "neyi?" diye sordu.

Bıkkınca bir nefes verdim. "O sır gibi sakladığın konu her ne ise onu, Poyraz!"

"Maviş," dedi kafası karışmış şekilde. "Cidden neyden bahsediyorsun?"

Sanırım sahiden anlamamış olmalıydı ki açıklama gereği hissederek, "Egemen diyorum sen diyorum benden gizli ne haltlar karıştırıyorsunuz diyorum!" diye sertçe çıkıştım. "Eveleyip geveleme vallahi alırım ayağımın altına!"

Poyraz, sanki daha kötü bir şey olmuş da benden onu duymayı bekliyormuş gibi gergin bir halde karşımda beklerken, dediklerimin ardından, ne yani bu muydu sorun der gibi rahatlamış bir ifade takındı.

"Haa sen onu diyorsun?" dedi, hemen ardından gerginliğini bir kenara atıp genişçe sırıtarak. Şu an ağzının ortasına bir çarpsam nasıl olurdu, dostlarım? Bence güzel olurdu!

"Ne kadar zekisin ya sen! Nasıl da hemencecik anlayıverdin. Hayretler içerisindeyim vallahi!" Alayla konuşmamın ardından muzırca sırıttığında gözlerimi devirdim. Dişlerimi sıkıp daha da sinirli konuştum. "Poyraz beni daha fazla çıldırtma da anlat artık şunu. Ne saklıyorsunuz benden?"

YANLIŞ NUMARA | TEXTING *Tamamlandı*Where stories live. Discover now