Bölüm -6- ≈ANLAŞMA≈

Start bij het begin
                                    

"Ben silahı verince karşıdaki polis memuru bana saldırırsa ne olucak?" 

Görmesemde gözlerini devirdiğini hissetmiştim. 

"Yumrukların sıkı. O ise baya zayıf görünüyor. Döversin sen onu. Hem silah bende olacak. Bir şey olursa kurtarırım seni. Merak etme. " 

Bu sözleriyle mantıklı tarafım da ikna oldu. Eh, bir sorun çıkmazdı sanırım. Parmağımı tetikten çekerek silahı ona uzattım. Karşımdaki polis memuru kıpırdanır gibi olmuştu, ama Yankı silahın birini ona doğrultunca hareketsizleşti. 

 Bir ayağımı öne attım ve yumruklarımı çenemin hizzasında kaldırıp gardımı aldım. 

"Şimdi ne yapıyoruz ucube?" 

Duraksadı. Planı yoktu. Aptal, aptal ucube. Tanıdığım bir sesle kafamı sol taramına çevirdim. 

Ah, cidden! Daha kötüsü olamazdı. 

Caner ve onu ilk gördüğüm zaman yanında duran korumalarıyla omuzları dik bir şekilde duruyordu karşımda. Keşke dedim, keşke o binaya hiç girmeseydim. İç sesim sürtük kahkahası attı ve "Girmeyipde ne yapacaktın?" diye fısıldadı.  Silahlı polis memuru konuştu. 

"Kıpırdarsanız çocuğu da, kızı da vururum."

Caner sırıttı ve yanındaki korumalara işaret verdi. Korumalar senkronize bir şekilde bellerinden silah çıkardılar ve polis memuruna doğrulttular. Her şey çok hızlı gelişmişti. İki göz kırpmalık zamanda olmuştu. 

"Kiraz yanıma gel." Canerin alaycı sesiyle kaşlarımı çattım. Bile bile kuzunun kurda gitmesi gibi olurdu onun yanına gitmem. Ayrıca korunmaya ihtiyacım yoktu. İç sesim gür bir kahkaha attı. 

Eh, şu durumda birazcık korunmam gerekiyordu belkide.  

İsteksiz adımlarla Caner'e doğru yürüdüm. Yanında durduğumda keyifli görünüyordu. 

"Herkes silahlarını indirsin. Yankı, sen de." 

Yankı gözlerini kırpıştırarak omzunun üstünden Caner'e baktı. Yine de bir şey demeden diğer polis gibi silahını indirdi. Caner adamlarından birine işaret verdi. Adam Yankının ve polisin silahını alıp Caner'in yanındaki yerine döndü. 

Kimse konuşmuyordu.Caner alaycı ifadesini bozmadan arkasını döndü ve yürümeye başladı. Şaşkınlıkla arkasından bakarken korumalardan bir tanesi bileğimi kavradı ve beni Caner'in peşinden sürüklemeye başladı. Şaşkınlıkla konuştum.

"Yankı ne olacak?" 

Caner sol elini havaya kaldırdı ve parmağını şıklattı. Tenin tene çarpma sesiyle arkama baktım. İki polis memuru ve Yankı kavga ediyordu. Bileğimi sertçe kurtarıp Yankı'nın yanına koştum ve zıplayıp polis memurlarından birinin suratına yumruğumu geçirdim. 

" Ne yapıyorsun?" 

Yankı'nın bağırmasıyla 32 diş sırıttım. "Hayatını kurtarıyorum." 

"Neden?" Diye bağırdı.

Çünkü sen benim hayatımı kurtardın ucube. 

Hiç bir şey söylemeden polisin kasığına tekme savurduğumda ayağımı tuttu. 

Beceriksizdim. 

Tek ayak üstünde zıplayarak polis memuruna vurmaya çalıştım. Ayağımı sertçe çektiğinde yere yapıştım. Sırtım pürüzlü zeminle buluşurken kafama küçük çakıl taşları saplanıyordu. 

"Şimdi ne yapacaksın?"

Polis memuru üzerime yürüdüğünde Yankı'ya baktım. Diğer polis ile uğraşıyordu. Bir ümit Caner'e baktığımda gözlerini devirdi. Korumalarına verdiği işaretle korumalar bize doğru yürümeye başladı. Biri karşımdaki polisi yakalarken diğeri Yankı ile diğer polisi ayırmaya çalışıyordu. Yerden destek alarak ayağa kalktım. Kalkmamla kafama sert bir cisimle vurulması aynı saniyede gerçekleşmişti. Görüşüm bulanıklaşırken homurdandım. 

EROİNWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu