13. Bölüm : HİSLER

Comenzar desde el principio
                                    

Genç kız sırt üstü yatmış, yorganı kasıklarına kadar inmiş, askılı bluzunun önü aşağıya kaymıştı. Yüzü ise sağa doğru düşmüş, huzurlu bir şekilde uyuyordu her şeyden habersiz genç kız.

Alihan gözlerini kızın boynundan aşağısına indirdiğinde yutkundu. Askılı bluzu uyurken aşağı kaydığı için kızın göğüsleri ve göğüs çatalı genç adamı oldukça etkilemişti. Askılı siyah bluzundan kızın altındaki aynı renkteki dantelli sütyenini de görmeyi ihmal etmemişti.

Adam boşta kalan elini kaldırdı ve kızın yüzüne götürdü. Parmağının sırtı ile yanağına dokundu. Kızın teni alev alev yanıyordu.
Yanağından boynuna indi ve parmağını boynunun her noktasına götürdü. İşaret parmağının ucu ile köprücük kemiğine gitti.

Kaptırmıştı kendini kızın güzelliğine, çekiciliğine.

Alihan'ın ellerinde sayamacağı kadar şerefsizlerin kanı vardı. Kanlı ellerini yıkadığında kanlar dışa değil içe akıyordu her seferinde ve bu onu daha fazla çekiyordu o karanlığa... Elleri günahkârdı ve o günahkâr elleri kızın tenini pisletiyordu. Bundan nefret etti adam.

Kendisinin iyi birisi olmadığını biliyordu ama durmuyordu. Durmak istemiyordu. Kendi elleri ile kötü insanların nefesini kesmek hoşuna gidiyordu. Onları vahşice öldürmek ona iyi hissettiriyordu. Öldürmekten zevk alıyordu.

Tecavüzcülerin kanından besleniyordu...

Şimdiye kadar masumlara asla zarar vermemişti. Öldürdüğü heriflerin hepsi tecavüzcü veya masumları katleden seri katillerdi.

İyi birisi değildi genç adam ama çok kötü birisi olduğunu da düşünmüyordu.

Liya asla böyle kirli bir adamı hak etmiyordu ama Alihan istediğini her zaman almıştı. Bu da demek oluyordu ki Liya eninde sonunda Alihan'ın yatağına hatta kalbine bile girecekti.

Gözlerini kızın kusursuz yüzüne götürdüğünde onu bir müddet izlemeye başladı.

Kızın öyle saf bir güzelliği vardı ki onu deli etmeye yeterdi.

Liya makyaj yapmamasına rağmen böyle güzel olması adaletsizlikti öbür kadınlara karşı diye düşündü genç adam. Ardından gülümsedi. Bir kadınla ilk kez bu kadar yakın duygularla ilgileniyordu. Ve bundan hiç şikayetçi değildi.

Bakışları kızın yüzünde dalıp gitmişti. Bunca yaşadığından sonra bir şey olmamış gibi bu kıza kaptırabilir miydi kendisini?

Yanağının içini kemirmeye başladı. İğrenç geçmişi geldi gözünün önüne. Babasının onu kötülüklere zorladığı her an ve ruhsal açıdan onu nasıl bitirdiğini tekrar hatırladı... Emrehan'ın, kardeşinin kucağında 'Annemi özledim.' diye ağladığı her an geldi aklına. Gözünün önünde kardeşinin acımasızca öldürüldüğü geldiğinde bu sefer Alihan dudağının içini kemirmeye başladı.

Alihan'ın bu dünyada her şeyden çok daha fazla sevdiği kişi kardeşiydi.

Ve ne mi oldu?

Biricik kardeşi genç adamın kolları arasında canı acıya acıya ölmüştü.

Alihan Karalı, kaybettiklerinden dolayı kafayı yiyecek kadar delirmiş ve kötü birisi olmuştu.

Emrehan, on yedi yaşındaydı. Ölmeyi zerre kadar hak etmemişti. Emre bu dünyanın en masum ve iyi insanlarından birisiydi.

Geçmişi gözlerinin önünde serildiğinde aynı acılarla tekrar tekrar yüzleşmek istemedi ve dalıp gittiği düşüncelerden kurtuldu.

Sahi, ne ara bu kıza bu kadar takmıştı?

Mahkumiyet (+18)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora