💙💚~5.BÖLÜM: Fırtınada Bile Dimdik Duran Çiçek~ 💙💚

3K 1K 403
                                    

Bölüm ithafı: MaviYildirim

"Belki de önce yanlış insanlarla tanışmasaydık, doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık."

-Bob MARLEY-

Mavinin Yeşili

Bölüm: 5- Fırtınada Bile Dimdik Duran Çiçek

Eylül, Ceylin'in taburcu işlemlerini halletmesinin ardından odaya adımlarını yönlendirdi. Arkadaşı, içlerinden en fazla yorulan kişi iken onu daha fazla yormamak için evraklarla ilgilenmeyi bizzat kendisi istemişti.

Derin, kabanını üstüne giydiğinde düğmelerini ilikledi. Kendi çantasını omuzuna taktığında gözleri etrafta gezindi. Eksik bir şey olmadığını düşünerek Ceylin'in montunu koltuğun üstünden aldı ve yanına gidip giyinmesi için yardım etti. Küçük kız kabanını kollarına geçirince düzeltebilmek için ayağa kalktı. Genç anne, eğilip onun fermuarını yukarıya doğru çekti ve önünü kapatınca yaka kısmını düzeltti.

Doktor Yeşim, yarım saat önce gelmiş ve taburcu olabileceklerini söylemişti. Bunun üzerine Derin ve Ceylin hazırlanırken, İrem hem Ege'yi hazırlıyor hem de onun getirdiği oyuncakları topluyordu. Eylül'de çıkış işlemlerini yapmak için odadan ayrılmıştı. Derin, tutması için elini ona uzattığında küçük kız elini sıkıca kavradı.

Genç kadın, odaya girdiğinde hepsinin hazırlanmış olduğunu gördü ve, "İşlemleri hallettim. Başka bir şey yoksa çıkalım mı?" diye sordu. Gözleri onların üzerinde dolanıp bir cevap bekliyordu. 

"Çıkalım," dedi Derin, unuttukları bir şeyin olamadığını düşünerek konuşmuştu. Küçük kız, annesinin elini tutarken boştaki elini de Eylül'e doğru uzattı. Genç kadın, elinin içinde kaybolan minicik eli sıkıca tuttu ve hastaneden hep birlikte dışarı çıktılar.

Derin, arabaya geçmeden önce, kendi arabasına binmek için hazırlanan İrem'e dönüp, "Bize gelmek ister misiniz?" diye sordu. "Birlikte yemek yeriz hem Ceylin ve Ege'de oyun oynarlar. Uzun zamandır da oturup sohbet edemedik." İrem kararsız kalırken Ege ablasının elini çekti, konuşurken ona baksın diye. "Abla ne olur gidelim, lütfen," dediğinde, İrem onu kırmak istemediği için, "Tamam, gidelim ama bizim eve uğramamız lazım," cevabını vererek durumu açıkladı, evde birkaç işi vardı.

"Tamam, siz gidin. Biz her şeyi hazırlayıp bekleriz sizi," dedi Derin, onların gitmelerinde bir sakınca olmadığını belirterek.  Arkadaşını zorlayıp bunaltmak istemiyordu. İrem, başını sallayarak onu onayladı. İlk önce arabaya Ege'yi bindirdi ardından da kendisi yerini aldı, arabasını çalıştırıp kullanmaya başladı.

Anne- kız, Mustafa Bey'in kullandığı arabayla hastaneye geldikleri için mecburen Eylül'ün arabasıyla eve gideceklerdi. Üçü de arabaya yerleştiğinde Eylül arabanın anahtarını yerine takıp çalıştırdı.

Melek Hanım, Eylül'ün onu araması üzerine yaptığı yemekleri ısıtmış, Ceylin'in istediği pastayı yapmaya başlamıştı. Pasta işi bittiğinde onu buzdolabına yerleştirdi. Çalan kapı ziliyle birlikte hızla mutfaktan ayrıldı. Üçü de eve ulaştığında zile basmayı tercih etmişlerdi ve zile basan Ceylin olmuştu. Bunu yapmayı sevdiği için sorma zahmetine bile girmeden işaret parmağını zile dokunduruyor ve heyecan ile kapının açılmasını bekliyordu.

Melek Hanım üstünde yemek önlüğü, yüzündeki gülümsemesiyle kapıyı araladı. Gördüğü yüzler karşısında yüzündeki gülümseme daha da büyüdü. "Hoş geldiniz." dedikten sonra usulca Ceylin'in yanağını okşadı. Onun için endişelense de ona bakıp gülümsemesi bu durumu kısa bir süre için unutmasına yetmişti.

Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang