💙💚~24. BÖLÜM~💙💚

1.1K 342 110
                                    


"Ümit, mutluluktan alınmış bir miktar borçtur."

-Josheph JOUBERT-

Mavinin Yeşili

Bölüm: 24

Duygular, insanın vücuduna bir zehir gibi yayıldı mı birden bedene etki ederdi. Derin için ise bu heyecan ve şaşkınlıktı. Öyle ki, duyar duymaz bedeni tuhaf bir akımla titremiş, ağzından, "Ne?" sözcüğü istemsizce fırlamıştı. Bu davranışının kaba olup olmadığını kontrol edebilecek bir vaziyette değildi. Anlayamıyordu. Emre ile hastanede konuştukları ve anlaştıkları gibi evleneceklerini biliyordu ama eve gideceklerini düşünürken birden böyle bir cevabı beklememişti. Bütün tepkisi hu yüzdendi ve onun eşi olacağını düşünmesi bu tepkisini tetiklemişti.

Evlenirlerse, resmi olarak Derin Yade Karahan olacaktı. Bir kademe daha Emre'ye yakın olacaktı ve bu da demek oluyordu ki onunla yan yanayken aralarında duygusal şeylerin, hatta belki de aşkın, hayat bulmasını sağlayabilirdi. Bu düşünceler mutlu olmasını sağladı ama yüzündeki gülümsemeyi bastırdı. Emre neden güldüğünü sorarsa kekeleyip kendini dibe çekebilirdi.

Genç adam, onun tepkisini normal karşıladı. "Dediğim gibi evleniyoruz. Nikah için başvuruda bulunacağız. En erken bir tarihte evleneceğiz. Senden tek istediğim şey, sahte ve gerçek olan nikahların tarihlerini karıştırmaman. Bu bütün planı alt üst edebilir." Emre bu konuda sebepsizce ona güveniyordu. Derin'in iki tane nikah günü olması sebebiyle karıştırmayacağını biliyordu ama yine de ne olur ne olmaz diye onu uyarmadan konuşmasını noktalandırmadı.

"Tabii ki," diyen genç kadın yerinde dikleşti. Yapacağı en küçük bir hata koca bir planı, çorap söküğü misali kısa sürede bitirebilirdi. Sadece günleri değil, Emre ile ikisinin bildiği her şeyi göz önünde bulundurarak konuşmalı, hataya yer vermemeliydi hayatında. Bu onu biraz geriyordu, hata yapmak insana özgüydü. Bunun bilincinde olmak onu bir hayli geriyordu ama bunları düşünmeyi bir kenara bıraktı. Düşünürse kötü olacaktı.

"Peki şey," diyen Derin gergindi. Nikahın günlerini karıştırma konusunda bedenini kaplayan gerginlik yok olmuştu ama şimdi ise başka bir konu için gerginliği gün yüzüne çıkıvermişti.

Genç kadın, cümlesine başlarken devam edip edemeyeceğini kafasında tartmamıştı bu yüzden de ne diyeceğini bilemeyerek sözleri sekteye uğradı. Dudağının kenarını yavaşça iki dişinin arasına alıp kıstırdı. Emre cümlesinin devamını sorarsa ne demeliydi, bilemiyordu.

"Evet?" diyen Emre cümlesinin devamını sorarcasına konuştu. Kırmızı ışık yanınca arabasını durdurdu ve Derin ile göz teması kurabildi. Genç kadın ise ondan bakışlarını kaçırıyordu, onun bir orman gibi yemyeşil olan gözlerine bakarken aklındaki düşünceleri dile getirmesi zor olacaktı, bakışlarını kaçırması bir nevi kendini rahatlatıyordu.

"Ceylin ne olacak? Yani benimle evleneceğin için onu da nüfusuna alman gerekecek." konuşurken bir yandan da onun bunu isteyip istemediğini tartıyordu kafasında. Bir yandan da kendisinin de bunu isteyip istemediğini düşünüyordu.

Emre'nin ona yönelen bakışlarından anlıyordu ki, o bunu düşünmemişti. Düşünmek için ise şimdiki zamanın kullanıyordu. Kendisinin ise bunu isteyip istemediği tam bir muammaydı. Ceylin'i hem babasından ayırmayı istemiyordu hem de onu babasına bırakmayı istemiyordu. Ceylin ile Emre bir gün, her ne kadar Emre istemese de, gerçekten baba-kız olurlarsa kendisini hayatlarında istemezler diye ödü kopuyordu. Bu konu hakkında kafası karışıktı ama Ceylin, Emre'nin yanında kendisinin yanında olduğundan daha fazla mutlu olacaksa, onunla ayrı kalmaya razıydı. Tek istediği Ceylin'in mutluluğuydu.

Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)Where stories live. Discover now