💙💚~31. BÖLÜM: Bedeni Saran Korkular~💙💚

924 148 11
                                    

"Korku işe yarayabilir ama korkaklık hiçbir işe yaramaz."

-Gandhi-

Mavinin Yeşili

Bölüm: 31- Bedeni Saran Korkular

Mavi gözleri açılıp tavandaki avize ile karşı karşıya kalınca genç kadın bir an neler olduğunu idrak edemedi. Beyni bir yandan yaşanılanların üzerini bir sis misali kaplayarak onun daha fazla etkilenmemesi için mücadele verirken bir yandan da yeni uyandığı için ne olduğunu çözemiyordu kafasında. Gözlerini yumruk yaptığı elleriyle ovdu ardından da yüzünü sıvazlayarak kendine gelmeye çalıştı.

Bir müddet yatakta dönüp durmuş, daha sonra da uykuya dalmıştı. Ara ara bir şey mi oldu, korkusu ile gözlerini açıp evin sessizliğini dinlemiş ve yine uykuya dalmıştı Derin. Bu yüzden de uyusa bile ara ara uyandığı için bedeni istediği enerjiyi alamamıştı. Batan gözlerini sıkıca yumdu ve üzerindeki yorganı kaldırıp yanındaki boşluğa savurdu.

Bir müddet daha olduğu yerde kaldı ve doğrularak dikleşti. Komodinin üzerinde ve şarjda olan telefonunu eline alıp saate bakınca dokuz buçuğa yaklaştığını gördü ardından da bakışları arkadaşı Eylül'ün onu defalarca onu aradığını içeren bildirimlere kaydı. Ayağına terliklerini geçirince ayaklandı ve dışarıya çıktı, kendisine gelebilmek için soğuk havaya ihtiyaç duymuştu. Balkonun siyah korkuluklarına sırtını yaslayınca arkadaşını aradı yeniden.

Telefondan kulağına ulaşan arama sesi upuzun bir zaman gibi gelmişti genç kadın için. Üşüdüğünü hissedip boşta olan kolunu karnına sarınca bir an için aklına gelen düşünce ile irkildi. Burada yakında evladını taşıyacaktı ve o evladı da ablası Ceylin'e hayat vaat edecek, onunla yaşayıp birlikte büyüyerek güzel anılar biriktireceklerdi. Bu düşünce yüzünde küçük ve masum bir tebessümün var olmasına sebep olunca genç kadın daha fazla düşünmek istemedi.

Bebeği ile birlikte, Emre'nin hayatına hiç girmemiş gibi çekip gidecek olmayı şimdilik kör kuyulara gömmeyi tercih etmiş, sadece hissettiği masum ve heyecanlı duyguları kalbinde saklamak istemişti. Rüzgarla birlikte sallanan saçlarını tenine değdikçe ferahladığını, rahatladığını ve hayatta olduğunu hissediyordu genç kadın. Doğa ona yaşadığını ve nefes aldığını haykıra haykıra bağırıyor, onu bu gerçekten mahrum bırakmıyordu.

Yaşadığı heyecanla birlikte bedeninin bulutların üzerinde hisseden genç kadının ayaklarını yeniden yere değdiren şey, arkadaşının bitkin ve kısık sesi olmuştu. "Alo." Derin bu buz gibi ses karşısında afalladı, bunu beklemiyordu. Onun şen şakrak sesini duyup neler yaptığını ve neler yaşadığını anlatmasını beklerken bu onu adeta sarsmıştı. Kaşları hafifçe kavislenirken ona selam bile vermeden hızla düşündüğü soruları bir bir sıraladı. "Eylül ne oldu? Sen iyi misin? Sesin çok kötü geliyor," nefes almadan sorduğu soruların cevabını sabırla bekledi genç kadın.

Telefonun diğer ucundan duyduğu soluk sesi ile birlikte genç kadın daha fazla meraklanıp onun için endişe ederken en sonunda Eylül konuşabilecek gücü kendinde bulmuştu. "Hiç," diyerek kestirip atmayı tercih etti çünkü arkadaşının kendisinden daha çok ilgilenmesi gereken mevzuları vardı hayatında. Bir anlık istekle onu aramıştı ama düşündükçe de onu üzüp yıpratmaktan ileriye gitmeyeceğini fark etmişti.

Genç kadın, bu cevapla tatmin olmamıştı ve bu hali de sesine yansıyordu. "Nasıl oluyor o?" diye azarlar bir tonda konuşunca Eylül dudaklarını dişledi. Anlatmayı istemiyordu ama onun bu cevapla tatmin olmayacağını da çok iyi biliyordu, Onu yatıştırmak için kelimelerini sarf etti. "Burda bazı şeyler yolunda gitmiyor," genç kadının kahverengi gözlerinin önünden yaşadıkları geçince, içinde yaşadığı duyguların yoğunluğundan ötürü sesi sonlara doğru kısılmıştı.

Mavinin Yeşili (Anlaşmalı Evlilik)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin