ÖZEL BÖLÜM

2.5K 136 10
                                    




6 AY SONRA
Güneşli bir pazar günü Selin ve Fırat evlerinin büyük bahçesinde tüm aileleri biraraya getirdiler.
Gençler biri tarafa, büyükler diğer tarafa oturacaktı. Kapıdan girer girmez Sarp'la Baran'ın muhabbeti başlamıştı.

"Baran, bu hafta gelmedin salona, hayrola?"

"Bu hafta işler yoğundu; çok müşteri vardı, bırakamadım."

"Başka bir sıkıntı olmasın da!"

"Yok, yok; merak etme..."

O sırada üzerindeki hamile elbisesiyle yanlarına gelen Yaren'e baktılar. Annelik şimdiden çok yakışmıştı. Yaren TUS'a girip çok istediği çocuk doktorluğunu kazanmıştı. Okurken bir yandan da kendi çocuğunu yetiştirmeye karar verdi. Serdar haberi aldığında havalara uçmuştu.

İki kuzenin yanına yaklaşıp durumundan biraz şikayet etti: "Ben de gelmek istiyorum ama kendimi tutamayıp ani bir hareket yaparım, bebeğe bir zarar gelir diye korkuyorum."

"Yarencim az kaldı. Bebek doğsun, onu babasına bırakıp gelirsin sen!" dedi Sarp.

"Daha dört ayım var, ama olsun! Bu fikri beğendim. Akşamları kızımı Serdar'a bırakıp gelirim salona..."

O sırada Merve ve Kerem gelmişti. Onların ilişkisi de hiç kesintisiz, tam istedikleri gibi gidiyordu. Her ikisi de örnek birer sevgiliydi.

Serdar heyecanla geldi yanlarına: "Yarencim neredesin, her yerde seni arıyorum!"

Yaren sarıldı ona. "Burdayım aşkım. Biz de seni konuşuyorduk!"

"Nasıl mesela?"

"Sarp dedi ki..." diye başlayan Yaren'in hemen peşinden konuştu Serdar. "Sarp pek hayırlı konuşmaz ama, ne diyor yine?"

"Aşk olsun abicim yaaa! Ne zararım oldu sana şimdiye kadar!"

Yaren deminkinden bir ton yüksek sesle konuştu: "Sarp bana dedi ki, bebiş doğduktan sonra Serdar Abim ona bakar; sen de salona gelirsin!"

Serdar'ın yüzü değişti: "Gördün mü bak, doğruyu söylemişim! Yavrucum şöyle yaparız: Annemler kızımıza bakarken haftada iki üç kere onu bırakıp salona gideriz. Nasıl fikir?"

"Harika," dedi Yaren. Karı koca 'çak' işareti yapıp tekrar sarıldılar.

Serdar kuzenlerini işaret etti: "Bu hainler bizi birbirimize düşürmek istiyor Yarencim! Sen bakma onlara!"

"Haydaa," dedi Baran. "Biz n'aptık şimdi?"

"Tamam, tamam" deyip Serdar konuyu kapatırken ev sahipleri Fırat ve Selin geldiler yanlarına.

"Hadi gençler, etler soğumasın! Geçelim masaya!" diyen Fırat'ın peşinden ayrılmadılar dışarı çıkana kadar. Hepsi acıkmıştı. Eylül ve Zeynep yerlerini almışlardı. Yanlarındaki sandalyeleri işaret ettiler eşlerine...

Büyüklerin arasında da güzel sohbetler dönüyordu. Tatilde hepsi birden yurtdışına çıkmak istiyorlardı. Peş peşe nişanlar, düğün—dernekler, hazırlıklar, ev yerleştirmeler, iş—güç derken çok yorulmuştu hepsi...

Sıla ve Serpil Hanım, torunları doğmadan gidip gelip hemen onun hazırlıklarına başlamak istiyorlardı. Bu arada Serpil Hanım ve Saim Bey artık İstanbul'da sürekli misafir olmaktan rahatsız olmuşlar, her ne kadar kardeşleri evlerinde kalmaları için ısrar etse de onlar Serdar ve Yaren'in isteğiyle Nişantaşı'ndan onlara yakın bir yerden ev almışlardı. Kıvılcım'ın okul nakli de yapılmıştı. Onun da mutluluğuna diyecek yoktu artık...Üstüne üstlük bir de hala olacaktı. Yaren'in yanından ayrılmıyor, sürekli yeğenine nasıl bakacağından bahsediyordu. Bebek doğduktan sonra çevrelerindeki anne—babaların perişan halini gören Serdar ve Yaren'e göre hava hoştu. Bakacak bir kişi daha vardı artık...

AŞK REHBERİ/TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now