AŞK REHBERİ/TAMAMLANDI

25. BÖLÜM

Merhabalar, bugün yeni bölümden önce mutlu bir haberi paylaşmak istedim sizlerle! Tam 2160 kişi tarafından okunmuşum! Bu sayı, hikayemin yazarlıktaki ilk tecrübem olması sebebiyle benim için tamamen bir mucizedir! Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
Bu arada teşekkür edeceğim bir arkadaşım daha var. 'Sevilmeyibekleyeen' kullanıcı adıyla beni her bölümde yorumlarıyla onurlandıran arkadaşım...
Kendisinin yazdığı 'Ansızın Gelen Aşk' adlı hikayeyi hepinize tavsiye ederim; Peri ve Asaf harikalar...

Herkese iyi okumalar...

Bu mutlu haber evin bütün odalarında yankılandı. Herkes sevinç içindeydi; ancak mahkeme gününe kadar önlemi elden bırakamazlardı. Yine aynı şekilde bir grup Mine Hanımlarda, diğer grup Volkanların evinde olmak üzere yaşadılar. Aslında birlikte olmak onlara ayrı bir güç veriyordu. Hiçbiri şikayetçi değildi halinden...

Kızlar Selin'le her gün Fırat'ı hatırlatma çalışmaları yapıyorlardı. Fırat da onları yalnız bırakmıyordu bu konuda. Gittikleri yerlerin, çekilen fotoğrafların hepsini paylaşmışlardı. Ama şimdilik Selin'de bir farklılık yoktu. Yine de hiçbiri umudunu yitirmemişti; mutlaka geri gelecekti o hafıza...

Günler böylelikle geçip gitmiş, nihayet mahkeme günü gelmişti. Birkaç saat öncesinde tüm aileler davanın görüleceği adliye sarayına gelip beklemeye başladılar. Serdar da cübbesini giymiş, yanlarında yer alıyordu. Heyecanlı bir bekleyiş içindeydi hepsi...

Mübaşirin sesiyle toparlanıp hep birlikte mahkeme salonuna girdiler. Savcı ve avukatlar da geldikten sonra askerlerin eşliğinde sanıklar da geldi. En son hakim aldı yerini ve sözü savcıya verdi.

Savcı sanıklar hakkındaki şikayetleri okuduktan sonra hakime yaklaşıp delilleri paylaştı. Selin ve Fırat en arka sırada oturuyorlardı; Fırat sevgilisinin elini hiç bırakmamıştı. Hepsinin dileği bir an önce bu adamların hak ettiği cezayı bulmasıydı.

Hakim delillerin ardından sırayla Fırat'ı, Fırat'ın vurulmasına tanık olan garson çocuğu, ardından olay yerinde bulunan tüm gençleri dinledi. Sonra diğer kazayla ilgili yaşananlara geçti. Yine sırayla araba kiralama şirketinin sabibini, kiralayan adamı, Yaren'i ve Selin'i; hatta kazayı camdan gören ve o sırada siyah arabanın nasıl kızların üzerine sürdüğünü gören Sema'yı bile dinledi. Korumalar ve babalar da dahil olmak üzere herkes çıktı tanık kürsüsüne...

Karşı tarafın avukatının tüm itirazlarına rağmen Kemal Amcadan gelen kanıtlar da verildi hakimin eline. Bu onları çökertecek son delildi; ancak başka bir başlıkta değerlendirilecekti. O konuda da mahkum olacakları kesindi.

Onların tuttuğu yalancı tanıkların verdiği tutarsız cevaplar neredeyse komiklik derecesindeydi. Saçma sapan şeyler uydurdukları daha ikinci cümlelerinde ortaya çıkıyordu. Avukatlarının yüzü sinirden pancara dönmüştü. Murat ile babası ise artık dönülmez yolun başına geldiklerini anlamışlardı sanki. Salona girdikleri andaki o kararlı bakışları gitmiş, yerini endişe ve korku almıştı; bu her hallerinden belliydi.

Kısa bir aranın ardından tekrar başlayan duruşmanın ikinci bölümünde her şey incelenmiş olacak ve karar günü için tarih verilecekti. Herkes heyecan içinde beklerken hakim salona girdi ve yerine oturdu. Yavaş hareketlerle elindeki kağıdı çıkartıp gözlüğünü taktı. Kimse nefes dahi alamıyordu. Nihayet konuşmaya başladı: "Sanıklar hakkındaki suçlamalar dinlenmiştir. Bir sonraki celsede karar açıklanacaktır."

Bir hafta sonraya gün verilmişti. Savcının özel isteği olduğu belliydi. Yoksa çok uzardı bu zaman dilimi. Aileler bir şekilde o bir hafta boyunca kendilerini oyalayıp sabredip beklediler. Uykusuz gecelerin bitmesi yakındı.