36. BÖLÜM

1.8K 134 1
                                    




Tam o sırada Baran da babaannesinin kapısının önüne arabasını park etmiş, zili çalmaya hazırlanıyordu. Sarp aceleyle onunkinin yanına bıraktı kendi arabasını ve Baran içeri girmeden onu yakaladı.

"Ne var abicim, niye geldin?" diye çıkıştı Baran.

"Sana ne!" dedi Sarp. "Anneannemi ziyarete gelemez miyim!"

Baran kafasını iki yana sallayıp açılan kapıdan içeri girdi. Bindikleri asansörde gözlerini kısıp birbirlerine ters ters bakmaya başladılar. Kapıyı açan Sevgi Hanım, torunlarına sarılırken sabahtan beri yaşanan her şeyden haberdardı.

"Hoşgeldiniz canlarım," deyip içeri aldı ikisini de.

Sarp ve Baran iki taraftan Sevgi Hanıma sarılırken mümkün olduğunca birbirlerine değmemeye çalıştılar. Salona geçen iki genç büyük kanepenin iki ayrı ucuna oturmuş; sinirle bacaklarını sallamaya başlamışlardı.

İlk olarak Baran atıldı: "Babaannem, seninle önemli bir şey konuşmam lazım! Ama çok özel!" diyerek Sarp'a baktı. Belli ki onu istemiyordu.

Sarp hemen devamını getirdi onun: "Ben de konuşmaya geldim anneannem! Benimki de çok özel!" deyip aynı sinirle baktı kuzenine.

"Önce ben söyledim; benimle konuşması lazım! Sen şimdi git, sonra gel!" dedi Baran.

"Hiçbir yere gitmiyorum! Hem sen kimin evinden kimi kovuyorsun!" diye yüklendi ona Sarp.

Sevgi Hanım, artık işe el koyma zamanının geldiğini düşündü ve en otoriter sesiyle konuştu onlara doğru: "Bana bakın, şimdi ayağımın altına alırım ikinizi de! Zevzekler sizi! Sanki ben bu özel meselelerin ne olduğunu bilmiyorum! 'Eylül ve Zeynep'i istemeye gidelim' diyeceksiniz!"

"Ben ondan büyüğüm babaanne! Hemen Eylül'ü istemeye gidelim! İlk biz evleneceğiz!" dedi Baran.

"Hop hoppp!" diye durdurdu onu Sarp. "Önce Zeynep istenecek! Anneanne benden sadece iki ay büyük diye yaptıklarına bak! Belki ben senden önce evlenmek istiyorum..."

Sevgi Hanım, onların özellikle evlilik üzerine bu derece değişip acele etmelerini ve atışmalarını duyunca kahkahalarla gülmeye başladı. Az önce kızgın gibi görünüp onlara posta koyarken birden nasıl değiştiğine anlam veremedi kuzenler...

"Eşek sıpaları! Ben sizin doğumgünlerinizi bilmiyor muyum da bir de yaşananları hatırlatmaya çalışıyorsunuz!" deyip onların gözünün içine bakarak konuşmaya devam etti: "Bir yandan burada olduğunuz ve evlenmek istediğiniz için o kadar seviniyorum ki anlatamam...Bu kızlardan Allah razı olsun! Nasıl değiştirdiler sizi...'Evlilik yok' deyip duruyordunuz. Bakın doğru insanı bulunca nasıl oluyormuş!" dedi ve kısa bir sessizlikten sonra tekrar döndü çok sevdiği torunlarına: "İkiniz de benim canımsınız! Ne zaman sizleri birbirinizden ayrı tuttum? Böyle bir şey varsa söyleyin bakalım!"

Sarp ve Baran birbirlerine baktılar. İkisi de öyle bir şey hatırlamıyordu. Sevgi Hanım bütün torunlarına her konuda eşit muamele yapardı. Bu, geçmişte ne aldıysa onlar için de, davranışları için de geçerliydi. Onlardan ses çıkmayınca devam etti: "Demek ki yokmuş! O zaman bu sefer de öyle olacak!"

İkisi birden: "Nasıl yani?" diye atıldılar.

"Eylül'le Zeynep'i aynı akşam isteyip yüzüklerinizi takacağız. Düğünlerinizi de beraber yapacağız...Böylece kimsenin kimseye üstünlüğü olmayacak!"

Baran hemen girdi araya: "Olur mu öyle şey babaannecim! Ben neden bununla aynı anda nişanlanıp evleneyim! Özel olması lazım bu işlerin!"

"Bana bak!" diye sinirlenip söylendi ona babaannesi: "Bu dediğin senin kardeşin! Utanmıyor musun öyle hitap etmeye! Siz beraber büyüdünüz! Her gününüz birlikte geçti; çocukluğunuzda da, gençliğinizde de...Sarp İtalya'ya gittiğinde en çok sen ağladın! Neredeyse annesinden bile fazla üzüldün, yalan mı?"

AŞK REHBERİ/TAMAMLANDIOn viuen les histories. Descobreix ara