3. Bölüm : KAÇIŞ

Start from the beginning
                                    

„Bavulunu getireyim de eşyalarını yerleştir. Banyo ise aşağı da bitane var."

Başımı sallamakla yetindim. O aşağı indi ve kısa süre sonra elinde ki bavulu ile geldi ve bavulu yatağın üzerine koydu.

„Sağol." dedim soğukça.

Bana baktı ve kaşlarını çattı. Sonra neyse çekip bana bi adım daha attı. „Ben şimdi çıkıyorum. Biraz sürebilir işim. Duşunu al yat."

Evde yalnız mı kalacaktım?

„Tatlı dille uyarıyorum. Kaçmaya falan kalkışma, ki zaten kaçamazsın. Zor bir gün geçirdiğin için saygı gösteriyorum ve seni yalnız bırakıyorum. Kaçmaya kalkarsan kalk işe yaramayacak sonunda sen uğraşmış olursun çünkü ben seni her yerde bulurum. Asıl sorun seni bulduğum da olur. Geceni cehenneme çeviririm. Anlatabildim mi?"

„Tamam. Hemen tehdit etmek zorunda değilsin?" dedim bozuk bir ses ile.

„Çok kez işe yarıyor inan bana." dedi ve aşağı indi.

Bi süre sonra kapı kapanma sesi geldi ve iki kez kapıyı üzerinden kilitledi. Biraz bekleyip kaçmanın bi yolunu bulmalıydım. Sonuçlarına katlanmaya razıydım. Hemen arkasından kaçmak iyi bir fikir değildi, uzaklaşması gerekiyordu. O zamana kadar bi duş alırım diye düşündüm. Acele ile bavulumu açıp eşyalarımı aldım ve aşağı inip banyoya girdim. Üstümdekilerini acele ile çıkarıp jakuzinin içine girdim. Suyu açıp sıcak bir duş aldım. Çıktığımda vücudumu havlu ile kuruladım ve iç çamaşırlarımı giydim. Aldığım tişört ve eşofmanı giydim ve üzerime hırkamı giydim. Saçlarımın ıslaklığını havlu ile aldım.

Banyodan çıktım ve dış kapıya gittim. Kilitlemişti biliyorum ama tekrar denemekte fayda vardı. Denedim ama tabii ki kilitliydi. Seslice ofladım ve etrafıma bakındım. Salondan dişarıya çıkılabilen bahçeyi gördüm. Gülümsedim ve bahçenin kapısını açtım. Ya da açtığımı sandım.

Orospu çocuğu her yeri kilitlemişti.

Camı tekmeledikten sonra güçlü bir çığlık attım. "Sikeyim ya!"

Sırtımı duvara yaslayarak kalçamın üzerine düştüm ve sessizce ağlamaya başladım. Hayatım mahvolmuştu. Kimim kimsem yoktu, kaçırılmıştım ve çok kırgındım. Her şeyi içime atmaktan patlama raddesine gelmiştim artık. Yumruğumu yere geçirdiğimde sürekli küfür ediyordum.

"Seni uyarmıştım."

Sağımdan gelen sesle sıçradım ve öylece dikilen Alihan'ı gördüm. Hızlıca ayağa kalktığımda yaşlı gözlerimi ve yanaklarımı silmiştim. Siktir, bu herifin burada ne işi vardı?

Gözlerimi kapatıp sertçe nefes alıp geri verdim. Bakışları resmen beni öldürmüştü. Bana adımlar atmaya başladı. Hep geri geri gittim ta ki sırtım duvarla buluşana kadar. Alihan ise ellerini duvara başımın iki yanına dayadı ve bana yaklaşmaya başladı.

„Yaklaşma bana!" dedim dişlerimin arasından. Nefesi yüzümü yalayıp geçiyordu.

„Seni uyardım değil mi? İnsan gibi sana saygı gösterdim. İnsan gibi dedim kaçma diye. Ama sen insancasını anlamıyorsun bunu çok iyi göstermiş oldun bana." dedi sert bir şekilde.

Yutkundum ve bakışlarımı eğdim. Parmakları çenemi avucuna teslim ederken, parmakları biraz olsun baskı yapıyordu çeneme. „Bile bile koruma da ayarlamadım. Seni denedim binevi! Ve sana güvenmemekte çok haklıydım saf küçük! Şimdi anladın mı neden gidemediğini?"

Mahkumiyet (+18)Where stories live. Discover now