-12 Part (1)

6.7K 513 75
                                    

22 Nisan 2017
Rusya - Şahti

Gün doğumu birinin ölümü. Birinin doğumu diğerinin sonu. Bıçağını dişlerinin arasında kıstırarak fırını açtı ve içinde gördüğü silah zulasına göz devirerek kapattı. İnsanlar neden bu kadar salaktı? Fırının ayarını yükseltse ve içeri hapsolan sıcak havayla eski barut ıslansa? Dudak büktü. Yavaşça koluna dönen gözleri saniye ibaresinden önünde ki tuzağa döndü. Hayır, şansa bırakamazdı. Üstelik bu onun şanına yakışmazdı.

İpi işaret parmağıyla gererek kontrol edip bıçağı ağzından aldı ve hafifçe gülümseyerek içeri yöneldi. Amacı vakti değerlendirmekti. Ahşap masanın önünden geçerken sandalye başlarında parmağını gezdirdi ve masanın üzerinde ki kaseden büyük bir elma alarak merdivenlere ilerledi. Büyük bir ısırık aldığı sırada saati çaldı elinde ki ısırık izli yeşil elmayı, parlayan merdiven zeminine bırakarak ayağa kalktı. Sürtünme sesi çıkartan fren ile kenara çekildi ve bekledi. Bahçeden içeri vuran far ışıkları söndü ve ayak sesleriyle hedef eve ilerledi. Dimitri düşündü. İnsanın kendi ölümüne ilerlemesi nasıl bir şeydi? Ne kadar birden ve sıradan. Ama ne kadar korkutucu ve yüce. Ön kapıya yaklaşan gölgeyle geri çekildi. Gitme vaktiydi. 

Usulca merdivenleri çıktı ve içeri girerken alarmı iptal ettiği cama ilerledi. Büyük bir titizlik ile kontrol ettiği boş evi aslında sevmişti. Bir an neredeyse üzüldü ama gözleri kenarı yukarı kalkan siyah dar kotunun parçasına değince eğilip düzelterek camı açtı ve çok rahat bir şekilde tek ayağını çıkardı. Babasının ona bu kadar basit bir görev verdiğine inanamıyordu. Gülümseyerek diğer ayağını dışarı attığı sırada karşı odanın kapısı açıldı ve elinde tuttuğu ayıyla çıkan kız çocuğuyla beraber aşağı kattan kapı açılma sesi geldi. İrice açılmış gözlerle biraz önce ki kibrin yerini alan korkuyla kalan Dimitri'nin son gördüğü patlayan evin alevlerin arasına çektiği iri, kahverengi gözler oldu.  Patlama basıncı onu sokağın öteki tarafına atarken zihninde beliren hiç tanımadığı ses,  kulaklarının çınısını geçti.

Kimsin sen?

Dimitri kimdi ki!


*



Birine arkasını dönmek hiç bu kadar zor olmamıştı. İçinde yükselen canhıraş bir çığlık, gidip ona sarılmasını emrediyor.Ama aklı doğru yaptığını biliyor..

Araca ilerleyip kapıyı açtı ve Agah'a inmesini işaret etti. Agah şaşkın bakışlarla araçtan inip yerine Dimitri geçtiğinde yanında ki koltuğa oturdu ve adamın gözünü kırpmadan izlediği kıza baktı.

"Hadi gidelim. Neyi bekliyoruz?"

Dimitri dişlerini sıkarak, kızın Küçük, tedirgin adımlarını izledi. "Görmem lazım."

Agah iki elini açarak "Neyi!" dediğinde Dimitri onu umursamadan kızı kaybetmemeye çalıştı.

Kalabalık bir grup kendine yaklaşınca öylece durdu ve yanından geçmelerini bekledi.

Çok tedirgin ve çaresiz görünüyordu. Dimitri yumruğunu sıktı. Kalabalıktan kurtulan kız, açılış yapan bir dükkanın yanından geçti ama kapıda ki palyaço dikkatini çekmiş olmalıydı ki; hızla geri adımlayıp uzakta durarak onları izledi. Palyaço tanıtım kağıdını dağıtırken kız ona büyülenmiş gözlerle bakarak gülümsedi ve iki eliyle sırt çantasının askılarına yapıştı. Dimitri'nin fark etmeden kıvrılan dudaklarına Agah şaşkınlıkla baktı. Küçük bir kıza mı vurulmuştu yani? İspanyol afet Adonita dururken, salak gibi her şeye sırıtan ve ne dediğiyle ilgisi olmayan bir kıza!

Yabani (Rulet'in Çocukları)~ Tamamlandı!Where stories live. Discover now