5.1

20.6K 1.5K 1.3K
                                    

Doruk.

Yağız'ı sevmiyordum.

Hayır hayır, doğru cümle bu değildi. Ondan haz etmiyordum. Eskiden. Benim hakkımdaki bir gerçeği biliyordu, ailemin nasıl birisi olduğunu o resim sayesinde ona göstermiştim ve salak bir insan bile olsa anlamış olmalıydı o mavi gözlü küçük çocuğun ben olduğumu.

Dokuzuncu sınıfı diken üstünde geçirmemin sebebi oydu, bir gün gelir de o resmi, insanlara söyler diye bekleyip durmuştum. Olmamıştı.

Onu o atölyeye kilitlediğimde olmuştu ne olduysa. Oradan çıktığında ağlıyordu ve düşmanca bakan gözlerine karşılık hayretle sormuştum.

"Cidden ağladın mı amk?" Yanımdan geçip giderken nasıl diyordum kendi kendime. Ağlaması gereken kişi benken nasıl o ağlardı? Ailesinin sırrını ortaya koyan bendim!

"Ee Yağız, sende mi resimle ilgileniyorsun?" Yağız yediği tavuğu yutmaya çalışırken yanımdaki bedeni kasılmaya başladı. Gerginliği herkesi germeye devam ederken büyük masanın öteki tarafından düşmanca bakan Sercan'da pek yardımcı oluyor sayılmazdı.

"Hayır," Diye cevapladı yengemi Yağız. "Ben futbolcuyum." Masada bir futbol mevzusu açıldığında babamla amcam oraya illa dahil olurlardı.

"Ooo, lisansın var mı bakalım." Babamın bu sorusuyla Yağız daha da kasıldı, halbuki çok basit bir soruydu.

"Evet." Babam bu kez başka şeylerden bahsetmeye başlayınca Yağız oturduğu yerde kıpırdanmaya başladı. Bacağı yine sallanmaya başlamıştı ve işin kötü yanı masayı da sallıyordu. Uzun bacaklıydı ya beyefendi, illa dezavantajı da oluyordu.

"Bu seneki müsabakalarda olacak mısın?" Yağız'ın daha da şiddetlendirdiği bacağı masada gençler arasında ufak bir konuşmaya sebep oldu.

"Kim yapıyor bu şeyi?" Elim istemsizce Yağız'ın bacağına gitti ve tutmamla ufak bir uyarı mahiyetinde sıktım.

Yağız cümlesini tamamlayamadan durduğunda babam tek kaşını kaldırdı.

"Ee?" Bende panik olmaya başladığımda onu sakinleştirmek için daha da saçma bir şey yaptım ve bacağını okşamaya başladım.

Bu kez şiddetli bir öksürük masayı süsledi. Yağız son nefesini veriyormuş gibi öksürdüğünde masadakiler bile telaşlandı.

"Yağız iyi misin?" Seren'in sorduğu soruya karşılık Yağız sadece su kadehine sarılarak cevap verdi ve suyu içerken bacağının üstündeki elimi çekti.

"Kusura bakmayın gıcık tuttu." Diye toparladıktan sonra cümlesine kaldığı yerden devam etti ama benim dikkatimi bir tek onun verdiği o tepkiler çekmişti.

Dokunduğumdaki tepkisi çok hoşuma gitmişti ve lanet olsun ki tekrar dokunmak istiyordum.

Elimi tekrar bacağına attım, bu sefer sırf kendi isteğimdi. Yağız yine bir tekledi ama sonradan toparladı ve elini elimin üzerine koydu, yapma mahiyetinde sıktığı elimi bende sıkılaştırdığımda inler gibi bir nefes verdi. Kahkaha atmamak için dudağımı dişlediğim sırada elimi yavaşça yukarı çıkardım, önce dizinin üstünde olan elim şimdi kasıklarına yakındı.

"Doruk." Dedi cümlesini telaşla bitirdikten sonra bana anlık bakarak. "Kaşınıyorsun." Yemeğine dönmüş ve ustaca elimi tutmaya devam etmişti. Masanın altında el ele tutuşmuş gibiydik ve bu kalbimi biraz yakıyordu.

"Feci." Kelimeyi uzatarak konuşmam kafasını bana döndürdü ve tek kaşını kaldırdı.

"Madem öyle." Elimin üzerindeki eli aniden masanın altından benim bacağıma dokundu.

animosity |boyxboy|Where stories live. Discover now