3.9

22.7K 1.5K 147
                                    

Çimlerin ardındaki toprağa kadar dikkatle baktığım sırada Koç bağırıyordu.

"Eren koş Eren! Götünü kıpırdat Eren!" Başımı kaldırıp baktığımda Koç'un sinirle boynuna astığı düdüğe üflediğini gördüm. Kulaklarımın pasını silen sesin ardından Koç kıpkırmızı bir suratla Akın'a bağırdı.

Ben yine yedek kulübesindeydim. Koç kafamı toparlayana kadar beni sahaya sokmayacağını söylemişti ve o gün bugündür ayağıma topu almamıştım.

"Koç!" Diye bağırdım bir anda. Oyun durdu, Koç bana döndü. Adamın dökülmüş saçları ve eskimiş eşofman takımları bende her seferinde acıma isteği uyandırırdı. Taa ki adamın bağırışlarını hatırlayana kadar... Bir günde o kadar çok bağırırdı ki, eve gittiğinde çocuklarıyla işaret diliyle anlaştığını düşünürdüm.

"Bir sorun mu var?" Dedi Koç, bizimkilere oyuna devam etmelerini işaret ettikten sonra.

"Sanırım. Biraz konuşabilir miyiz?" Yanıma oturdu ve bir müddet aramıza bir sessizlik hakim oldu.

"Ee?" Dedi sabırsızca.

"Koç ben takım kaptanlığını bırakmak istiyorum." Kaşları havaya kalkan adam bana sert bir bakış attı.

"Sebep?"

"Kafamı toparlayabilmek için daha fazla zamana ihtiyacım var. Bu süreçte takım kaptansız kalabilir, bu sene önemli bir sene onların benden etkilenmelerini istemiyorum."

"Yağız, seni kaçıncı sınıftan beri tanıyorum ben?"

"Dokuz."

"Tamam, o halde bana yalan söylememen gerektiğini de biliyorsundur."

"Koç–"

"Bekle, sözümü tamamlayayım." Eliyle omzumu sıktı. "Sen bana o kadar çok benziyorsun ki Yağız. Gözündeki o deli bakışı görüyorum ben oğlum, ateşini görüyorum. Eğer şimdi kaptanlığı bırakırsan rahatlayacak mısın? Hayır... Durumun daha da kötüye gidecek, sorunlarınla yüzleşmen gerektiğine inanıyorum ama bunu sana iyi gelen tek şeyi terk ederek yapamazsın. Takımı üç yıldır çok iyi yönetiyorsun ve şimdi de senden aynı şeyi yapmanı istiyorum." Sigaradan dolayı sararmış dişleriyle gülümsedi ve beni sarstı.

"Hadi şimdi silkelen ve kendine gel."

*

"Neredesin lan sen?" Sancak'ın sorusuyla uzun zaman sonra ilk kez gülümsedim.

"Neredeymişim kardeşim?" Soyunma odasında sadece üçümüz kalmıştık. Duşun buharı odaya sis şeklinde yansımıştı ve etraf ucuz şampuan kokuyordu.

"Takım kendine geldi lan. Eren bile ilk defa hızlı koştu amk çocuğu."

"Takımın tozunu silkeledi herif." Dedi Akın gülerek. Küçük havlumla vücudumdaki suları silerken ağzımı açtım ama benden önce soyunma odasının kapısı açıldı.

Doruk içeriye giriş yaptığında şokla gözlerim büyüdü. Aramızdaki sorunun bittiğini zannetmiyordum ama en azından kavgamızın ardından biraz zaman geçince gelir diye düşünüyordum.

Sancak ve Akın ayağa kalkıp Doruk'un önünde durduklarında Doruk ikisine de bir bakış attıktan sonra ağzını bile açmadan gözlerini bana çevirdi.

"Konuşmalıyız."

*
the end

animosity |boyxboy|Where stories live. Discover now