🌙8

11.6K 720 502
                                    

Şöyle bir şey fark ettim kii
Promise PJM 6k okunmaya yakın ve 600 küsür yorum var. Answer JJK 300 okunmaya yakın ama 700 küsür yorum var. Promise'e de bi el atın yahu final olmuş bir kitap bir çırpıda okursunuz işte hsjakak. Neyse reklam da yaptığıma göre bölüme geçebilirsiniz. İyi okumlar~

[Jungkook]

Siparişi aldıktan sonra ellerimi yıkamak için giriş katındaki banyoya doğru ilerledim. Evi oldukça güzeldi ama fazla renkliydi. Benim evim simsiyahtı mesela. Musluğu açıp ellerimi sabun ile yıkadıktan sonra asılı duran havluyla kuruladım. Tam o sırada bir kağıt dikkatimi çekti bu neden buradaydı ki. Tam sabun koyduğu sepetin altında duruyordu. Merak edip elime aldım ve açtım.

Hasta adı: Lee Ji Sung
Randevu saati: 15.30
Randevu aldığı bölüm: Kadın doğum
Doktor görüşü: Sadece bebeğin durumuna bakılacaktır.

Ağzım şaşkınlıkla açılırken Ji Sung'a seslendim. Ve hızla banyodan çıkarak yanına gittim. "Sen....hamile misin?"diye sordum. Gerçi sormama geren yoktu her şeyi bu kağıt açıklıyordu. Elindeki kola yeri boylarken o resmen şok geçirmiş bir şekilde bana bakıyordu. "Sen..onu nerden buldun?"diye sordu. Ben ise sakin kalmaya çalışarak sorumu tekrarladım. "Hamile misin?". Sakince kafasını onaylar biçimde salladı. "Bu bebeğin babası kim ve nerde niye tek başına bakıyorsun"dedim. Sesim biraz sert çıkmış olabilirdi ama her ne kadar muhattap olmasamda Ji Sung'u 21 yıldır tanıyordum. "Babası...bebekten haberi yok"dediğinde sinirle elimi saçımın arasından geçirdim. "Ne demek haberi yok Ji Sung sen ne yaptığını farkında mısın?!"dedim. Bu sefer gerçekten sesim yüksek çıkmıştı.

"Çok iyi anlaşıyorduk Jungkook sonra olan oldu ve ayrıldık ama bebek..böyle bir şey olabileceğini nerden bilebilirdim ki ayrıca senin umrunda mıyım da bana kızma hakkını buluyorsun!"diye bağırdı. Ağlamaya başlamıştı.

"Nerden bilebilirdin biliyor musun o elin adamıyla birlikte olurken düşünecektin korunmayı bilmiyor musunuz siz? Ayrıca evet umrumdasın!"diye bağırdım. Cidden delirmek üzereydim. Bay ve Bayan Lee, Ji Sung ailemle uzun yıllardır tanışıyorlardı. Bay Lee'yi ikinci babam Bayan Lee'yi ise ikinci annem gibi görüyordum. Ji Sung da tabiki umurumdaydı. Yere çöküp hıçkırarak ağlıyordu. İleri gitmiştim. Gerçekten ileri gitmiştim. Ji Sung'un yanıma doğru ilerleyip bende çöktüm. Elimi omzuna koydum ve derin bir nefes alarak onu kendime çekerek sarıldım. Normlade olsa asla ve asla sarılmazdım. Sarılmayı sevmiyordum HyuJin bile çok iyi bir abi olduğumu ama sarılmaya gelince iki yabancı gibi olduğumuzu söylüyordu.
Elimle sırtını sıvazlamaya başladım. Yavaş yavaş sakinleşiyordu. Gerçekten bu işe yaramış mıydı?

"Annem, babam, HyuJin kimse bilmiyor Jungkook ben nasıl söyleyeceğimi bilemedim ve eğitimimi bahane ederek buraya geldim. Her şeyi tek başıma yapmaya çalıştım ve çalışıyorum. Kimseye ama kimseye söyleme bunu"dediğinde onu onayladım. "Aramızda kalacak söz veriyorum"dedim ve geri çekildim. Ayağa kalkarak tezgahın üzerindeki peçeteden alarak Ji Sung'a uzattım o da aldı ve gözyaşlarını sildi ardından ayağa kalktı. O güçlü bir kızdı.

"Ben odama gidiyorum hala açsan pizzayı yiyebilirsin"dedi ve hızla mutfaktan çıktı.

Bebeğin babası ile ne gibi bir anlaşmazlıkları olmuştu da karnında taşıdığı bebeği bile söylememişti bilmiyordum ama bir an, kendimi bebeğin babası yerine koyduğumda gerçekten affedilemez bir durumdu. En çok şaşırdığım şeylerden biri ise HyuJin'in bunu bilmiyor oluşuydu. Her şeylerini ama her şeylerini paylaştıklarını biliyordum bunu söylememesi cidden ilginçti.

Masanın üzerindeki pizzayı baktım. Sadece bir dilim alarak benim için ayırdığı odaya gittim ve kendimi yatağa attım.

✒.

Sabah kurduğum alarm ile gözlerimi açtım. Kalkmak istemiyordum tüm gün boyunca uyumak istiyordum ama Amerika'da ki şirkete gitmem gerekiyordu. Oflayarak yataktan kalktım ve sessizce odadan çıktım. Hemen odanın yan tarafında kalan banyaya girip elimi yüzümü yıkadım ve tekrar odaya geldim. Henüz eşyalarımı çıkarmamıştım zaten bir gün sonra Las Vegas'a gidecektim o yüzden valizden çıkartma gereğide duymamıştım.
Siyah bir pantolon çıkarttım üstüme ise gri bir ince ama boğazlı olan bir şey aldım ardından çıkarttıklarımi giydim ve üstüme uzun ince bir palto aldım.

 Siyah bir pantolon çıkarttım üstüme ise gri bir ince ama boğazlı olan bir şey aldım ardından çıkarttıklarımi giydim ve üstüme uzun ince bir palto aldım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Ayakkabılarımı da elime alarak odadan çıktım. Ama telefonumu unuttuğumu hatırlayarak tekrar girdim ve telefonum ile cüzdanımı aldım. Tekrar çıkıp sessizce merdivenlerden indim. Ji Sung henüz uyanmamıştı. Dış kapıyı açıp çıktım dikkatlice kapıyı tekrar kapattım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Tam o sırada karşı daireden bir çocuk çıktı. Koreliye benziyordu şaşırtıcıydı. Çocuk beni görünce benden daha fazla şaşırdı. "Ji Sung'un erkek arkadaşı mısın?" diye sordu. Erkek arkadaş? Ne alakaydı şimdi ve onu ne ilgilendiriyordu. "Hayır, değilim"dediğimde başını anladığına dair salladı. "Şey o zaman neyi oluyorsun abisi mi?"diye sorunca bıkkınlıkla nefes verdim. Yüzüne dönüp 'Sanane' demek isterdim ama kendimi tutarak farklı bir şekilde cevap verdim. "Hayır abisi değilim neyi olduğum da seni ilgilendirmez"diyerek asansöre bindim ve onun binmemesi için hemen zemin kata bastım.

Bugün şirkete gidecektim ve işbirliği yapacağımız diğer iki şirket hakkında toplantı yapacaktık
Ardından hisse değerleri ile ilgilenen ekibin yanına gidecektim ve kendi hisselerimi çoğaltacaktım. Parada veya hissede gözü olan biri değildim ama babam bunu yapmadan dönmememi kesin bir şekilde söylemişti. Ondan sonra ise burda yaşayan arkadaşım ile buluşacaktım. Sonra ise eve gidip yatacaktım. Evet günün planı buydu şimdi ise bunu uygulamam gerekiyordu.

✒.

Kafede oturmuş Eunwoo'nun gelmesini bekliyordum. Her zaman her yere geç geliyordu zaten o yüzden fazla garipsediğim bir şey değildi. Kafenin kapısı tekrar açıldı ve tekrar bakışlarımı kapıya diktim. Bu sefer çok şükür gelmişti. Yanında Mingyu'da vardı sevinçle ayağa kalktım onlarda buraya doğru geliyorlardı. Masaya geldiklerinde selamlaşıp oturduk. Eunwoo ile sık sık görüşüyorduk ama Mingyu uzun zamandır Amerika'daydı. En son üniveristesi mezuniyetinde görüşmüştük.

Uzun zamandır görmediğim arkadaşlarım ile derin bir sohbete girmişken birden masaya sert bir şekilde kahve konunca sıçradım. Buranın garsonları hiç nazik değil miydi neydi bu böyle. Sonra ismimi duydum.
"Yha Jeon Jungkook" Gelen kişinin yüzüne baktım. İşte şimdi bitmiştim.




Eunwoo ve Mingyu JK'in 97'lilerden arkadaşları biliyorsunuzki. Yugyeom'u da katmak isterdim ama onun karakteri ile farklı şeyler düşünüyorum.

✒Günde iki bölüm var mı böyle yazar sjuanskls

✒Bölümü beğendiniz mi?

✒Lütfen profilimden Promise PJM'e de bakın.

✒Sizi seviyorum sizde kendinizi sevin öpüyorum muah muah💜🌙

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Where stories live. Discover now