🌙2

14.9K 860 705
                                    

"Senin gibi bir kızla asla çıkmam Ji Sung geçici ve sahte olsa bile"

Senin gibi bir kızla? Bir cümlesiyle beni dövmektem beter etmişti. Hemen onun elinden kurtulup arkama bakmadan koşmaya başladım gözyaşlarım son hız akarken bir park gördüm ve banklardan birine oturdum. Topuklu ayakkabılarımı çıkartıp, altımdaki elbisenin kısalığını umursamadan ayaklarımı kendime doğru çektim. Kafamı dizlerime yaslayarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Tek suçum sana aşık olmamdı Jeon.

Sırtıma bırakılan büyük şal ile HyuJin'in geldiğini anlamıştım. Yanıma gelip bana sarıldı. "Ne dedi seni bu kadar ağlatacak?"diye sorunca hıçkırıklarımın arasında konuştum. "Senin gibi bir kızla asla çıkmam geçici ve sahte olsa bile"dedim. HyuJin sinirlendiği için elini yumruk yapıp gözlerini kapattı.

Aynı abisine benziyordu. Aynı beni bu hale getiren adama benziyordu. "Hadi gel, eve geçelim"dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Eminim ki annemgil hala oradadır herkes bana soru soracak"dedim. O ise elindeki anahtarları salladı. "O zaman evimize gidelim"dedi. Hep bu gibi zamanlar için HyuJin ve benim ortak küçük bir dairemiz vardı. Evden çıkarken anahtarları almıştı demekki.

Ayakkabılarımı giyerek ayağa kalktım ve gözyaşlarımı sildim. HyuJin'de ayağa kalkınca ona sıkıca sarıldım. Benim için arkadaştan öte bir kardeşti. Park ettiği arabasını gösterince gülümsedim. Arabanın sesini bile duymamış mıydım cidden?

🌙.

"Sen burda dur ben sana kahve yapıp getireceğim" diyen HyuJin'e binlerce kez teşekkür ettim. Minik evimizde daha sıcak ve güvenli hissediyordum. Beni üzen biri yoktu, aksine beni koruyan ve mutlu eden biri vardı. Yanımdaki telefon tekrar çalınca tamamen kapattım. Yüzlerce kez annem ve babam aramıştı. Keşke bu umursar tutumlarını masada da sergileselerdi.

Battaniyeme daha sıkı sarılırken HyuJin elinde iki kupa ile geldi ve birini bana uzattı. Diğerini ise sehpaya bıraktı ve üstünü değiştirip geleceğini söyledi. Onu onaylayıp kahvemden bir yudum aldım. Bir süre sonra bende üstümdeki elbiseden rahatsız olunca odama gidip değiştirmeye karar verdim. Kahvemi masaya bırakıp odama doğru ilerledim. HyuJin'in sinirli sesini duyunca durdum.

"Abi sen ciddi misin?"
..
"Hayır sen içmiş falan mıydın?"
..
"Ji Sung'u yıllardır tanıyorsun ne demek senin gibi bir kızla, nesi var Ji Sung'un ne hatasını zararını gördün kızın"
..
Bu umrumda değil ama benim kardeşim dediğim kızı bir daha üzersen seninle ciddi anlamda tartışırız

Daha fazla dinlemeden odama gittim. Kalbimi kırmana rağmen seni seviyorum Jeon. Ne yapıyorsun bana böyle?

Üstümdeki elbiseyi çıkartıp altıma rahat bir şort ve tişört giydim ve tekrar salona döndüm HyuJin koltukta oturmuş televiyona bakıyordu. "Karaoke yapalım mı?"diye bir soru ortaya atınca hemen koltuktan kalktı ve beni onayladı. Kafamı dağıtmam gerekiyordu.

Televizyondan YouTube'a girip arama motoruna "Sunmi-Gashina" yazdım şuan şarkı sözleriyle uyumlu bir ruh hali içindeydim. Aşağıya fazla ses gitmediği için karaoke mikrofonlarımızı aldık ve şarkıyı söylemeye başladık. Sesimin çok da güzel olduğunu düşünmüyordum ama kötü de değildi. HyuJin'e baktım. Onun sesi gerçekten çok güzeldi. Aynı abisi gibi..

Şarkı bitince yaklaşık on tane daha şarkı söylemiştik ve en sonunda yorgun bir şekilde kanepeye attık kendimizi. Yorulmuştum ama iyi gelmişti.

🌙.

Sabah zibilyonuncu kez çalan telefonumu sinirle elime aldım. Annem arıyordu telefonu meşgule atarak yataktan kalktım. İşe gitmem gerek gerçeği yüzüme çarparken yüzümü yıkayıp ayılmaya çalıştım. Bu ev için aldığım kıyafetleri yerleştiğim dolabıma doğru ilerledim. Siyah mini bir etek ve omuzlarımı açıkta bırakan tül, içinde kırmızı çiçeklerin de olduğu siyah transparan bir gömlek giydim. Umarım ki bu kombine uygun bir ayakkabım yanımda vardır.

Dolabın diğer kapağını açtığımda karşıma çıkan ayakkabılara gözgezdirdim. Siyah kadife bir topuklu ayakkabı görünce zaferle elime aldım ve odadan çıktım. HyuJin hâlâ uyuyor olmalıydı. Sessizce evden çıktım birden arabamın evde kaldığı aklıma gelince elimle anlıma bir şaplak attım. Şöförü çağırmaktan başka çarem olmadığı için telefonumu çıkartarak şoförü aradım ve gelmesini istedim. Geç kalacaktım işte zaten yetiştirmem gereken bir sürü iş vardı üstüne birde geç kalıyordum.

Şoför çok geçmeden gelince hemen arabaya bindim ve şirkete gitmemiz gerektiğini söyleyerek arkama yaslandım. Telefonuma gelen mesaj ile bıkkınlıkla telefonumu açtım. Sekreterimden, bir kaç şirket arası olacak davet için bir mesajdı. Bu davetteki şirketler arasında Jeon Holding'in de olması canımı cidden sıkımıştı. Cidden ne yapacaktım? Ne diyecektim?

🌙.

Saat akşam yediyi geçiyordu ki belgeleri dolabıma yerleştirmiş daha yeni şirketten çıkıyordum. Davet saat dokuzdaydı. Bu saate kadar yemek yiyip, dinlenip, hazırlananmam gerekiyordu. Odamdam çıktıktan sonra elimdeki anahtarlıkla kapımı kilitledim ve anahtarları çantama atarak asansöre doğru ilerledim. Babamın odasının ışığı hala yanıyordu. Normalde olsa hemen babamın yanına gider, onu neşelendirirdim ama o neşe bende bile yokken başkasını nasıl neşelendirecektim ki?

Asansörün geldiğine dair bir zil çaldığında açılan kabine girdim ve zemin kata bastım. Asansör tekrar zemin kata geldiğine dair bir zil sesi çıkartınca indim ve hızla arabama doğru ilerledim. Acele etmem gerekiyordu.

🌙.

Üzerime giydiğim omuzları açık, hafif kalçalarımı belli eden uzun siyah elbisenin üzerine yaptığım oldukça şık makyaj ile aynaya baktım. Galiba hazırdım. Minik bir çanta almam gerektiğini hatırlayarak tekrar giyinme odama gittim ve elbisemle uyumlu bir çanta alarak içine lazım olabilecek şeyleri koydum. Son kez aynaya baktıktan sonra aşağı indim. Annem de hazırdı babam ise direkt davetin olduğu yere geçecekti. Annemle göz göze gelince bana gülümsedi. Ben ise bir şey yapmadım.

Küs değildik sadece ona dargındım babama da aynı şekilde. Beni şirket için kullanabilecekleri bir obje olarak görmüşlerdi resmen her ne kadar bu olayda Jungkook da olsa üzüldüğüm bir olaydı.

Elbisemin eteğini toplayarak dışarı çıktım benim ardımdan da annem çıkmıştı. Zaten bizi bekleyen şoför, arabanın kapısını açınca içeri girdim. Annemde binince kapıyı kapattı ve şoför koltuğuna geçerek arabayı çalıştırdı.

🌙.

Davet oldukça sıkıcı geçiyordu. Biz HyuJin ile öylesine havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Gözlerim bir an Jungkook'u aradı son anda masada görmemle bakışlarımı oraya sabitledim. Bu safer tam takım elbise giymişti. Ve yine asla söylemekten bıkmayacağım bir şekilde yakışıklı gözüküyordu. Ah Jeon ne yapıyorsun sen bana böyle?

"Ben lavaboya gidip geliyorum"diyen HyuJin'i onayladım ve bakışlarımı masadan çektim. Önümdeki alkolden bir yudum aldım. Her davette ve partide içerdim ama hala alışamıyordum. Masaya gelen biri ile gözlerimi gelen kişiye diktim. Ben mi yanlış görüyordum yoksa karşımdaki kişi Jeon Jungkook muydu? Ne yapacağımı bilemediğimden onun konuşmasını bekledim.
"Benimle bir yere gelir misin?"diyen Jungkook yine ve yine beni şaşırtmıştı. Sarhoş muydu o? Kafamla onu onayladıktan sonra ayağa kalktım. Aldığım az da olsa alkol yüzünden sendeleyince masaya tutundum. Kendime gelince tekrar Jungkook'un peşinden yürümeye devam ettim.

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Where stories live. Discover now