🌙5

12.1K 743 313
                                    

"Evet Ji Sung seni dinliyoruz söyleyeceğin o önemli şey ne?"diye soran babama baktım ve derin bir nefes aldım. "Ben Amerika'da eğitimime devam etmek istiyorum." dedim. Annem ile babam şaşkınlıkla bana bakarlarken içimi yine bir sıkıntı kaplamıştı. "Sen..emin misin Ji Sung bak bunu biz gerçekten çok istiyorsun ama sen emin misin?"diye sordu annem. Başımla onu onayladım. Bebeği şuanlık kimseye söylemeyi düşünmüyordum ki zaten annemgile söylersem beni öldürürlerdi bu yüzden en iyisi okulumu bahane ederek bebeği herkesten uzak bir yerde büyütmekti. "Tamam bizim için uygun. Ji Sung gerçekten çok güzel bir karar verdin"diye sevinçle konuştu babam. Girmiştim artık bir deliğe kaçışım yoktu.

✒.

Odama geçtikten sonra yatağıma uzanmıştım. Elimi karnıma koydum ve yavaşça okşamaya başladım. Şuan gereken çok küçük olmalıydı ama ben ona bilmediğim bir sevgi besliyordum. Gözyaşlarım benden izinsiz akarken konuştum. "Özür dilerim bebeğim seni babana söylemediğim ve söyleyemeyeceğim için, seni baba sevgisinden mahrum bırakacağım için özür dilerim." En yakın zamanda HyuJin ile konuşup vedalşmam gerekiyordu çünkü iki gün sonrası için her şey ayarlanmıştı. Gerçekten gidecektim hala bunu kendime yediremiyordum. HyuJin'i aradığımda ilk çalışta açmıştı galiba telefon zaten elindeydi.

Efendim bebeğimm

Ne yapıyorsun bebek

Şirketten yeni çıktım eve gidiyordum

Tam zamandaa! Bize uğrar mısın sana söylemem gereken bir şey varda

Tamamm size doğru geliyorum o zaman

Görüşürüz o zaman bekliyorumm.

O bana bebeğin ben ise ona bebek diyordum telefondayken. HyuJin'den ayrılacak oluşum tekrar gözlerimin dolmasına sebep olmuştu. Hızla elimin tersiyle gözyaşlarımı sildim ve dağınık olan odamı toplamaya başladım. Çok geçmeden çalan kapı ile HyuJin içeri girdi. Direkt boynuma atladı bende gülümseyerek kollarımı ona sardım. "Şu sirket işleri yüzünden doğru düzgün görüşemiyoruz bile seni çok özledim"dediğinde yine bi burukluk hissettim. Belli etmemek adına gülümsedim.
HyuJin'in elinden tutarak odamdaki ikili koltuğa otutturdum. Bu koltukta genelde bilgisayardan film izerken bir şeyler atıştırırdık.

"İyi misin Ji Sung?"diye endişeyle sordu. Derin bir nefes aldım ve onu çağırma sebebimi açıklamaya başladım.

"Ben Amerika'ya gidiyorum HyuJin. Üç yıl boyunca orda olacağım"dedim bir çırpıda. HyuJin'in akan gözyaşları benimkilerinde akmasına sebep olmuştu. "Peki ama neden Ji Sung gitmesen olmaz mı hemde üç yıl boyunca!"dedi. Ona hamile olduğumu mu söylemeliydim yoksa eğitim için gittiğimi mi söylemeliydim. Bir süre bunu düşündüm ve en son "Eğitimimi tamamlayacağım"dedim. Belki karnımdaki bebek bir başkasının olsaydı söylerdim ama HyuJin'in abisinindi sonuçta. Bunu en yakın arkadaşıma bile söylemiyordum tek başıma kalkacaktım bu işin altından.

✒.

Ailemle ve Jeon ailesiyle vedalaştıktan sonra HyuJin ile beraber havaalanına gelmiştik. Uçağımın kalkmasına yarım saatten az kalmıştı yapılan anons ile ayağa kalktık. HyuJin'e son kez sıkıca sarıldım. Ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Valizimi zaten teslim ettiğim için direkt gidecektim. HyuJin'in yanağına bir öpücük konudurdum ve el sallayaraktan uçağa giden kapıya doğru ilerledim. HyuJin ise gözyaşlarını tutmamıştı. Ağlıyordu. Bunların hepsi benim sorumsuzluğum yüzünden olmuştu.

Hızla uçağa binip kemerimi bağladım ve kafamı geriye yaslayarak gözlerimi kapattım gözyaşlarımı bende serbest bıraktım. Elimi karnıma koydum böyle daha rahat hissediyordum. "Hepsi senin için bebeğim"dedim.

Uçak yolculuklarından zaten nefret ediyordum bu yüzden uyumak benim için en iyisi olacaktı. Zaten 15 saatlik bir yolculuk yapacaktım.

...

Uçakta kitap okumuş,dizi izlemiş,yemek yemiştim geri kalan zamanımda ise uyumuştum ve sonunda 15 saat bitmişti. Hareketsizlikten isyan eden kaslarım ayağa kalkınca bir süre kendine gelemedi hemen koltuğa tutundum ve ayaklarımın açılması için salladım. Kendine gelince çantamı alarak çıktım. Valiz işlemlerini halletmem gerektiği için hemen valizlerin alınacağı yere gittim. Ultra büyük beş valizimi daha ben söylemeden bana teslim etmişlerdi. VIP uçak bileti almanın faydaları buydu. Ben bu beş valizi nasıl arbaya kadar götüreceğimi sorgulamakla meşgulken bir çocuk yanıma gelip,

" If you want I can help you where will you go" (İsterseniz size yardım edebilirim nereye gideceksiniz ) diye sordu. Kafamı kaldırıp baktım çocuk şaşırmıştı. "Ah siz Koreli miydiniz bende Korece biliyorum her neyse yardım ister misiniz?"diye sordu.

"Teşekkür ederim gereken iyi olur dışarıda beni bekleyen bir araba var oraya kadar götürmem yeterli olacaktır"dediğimde çocuk dört valizi birden sürüklemeye başlamıştı ben sakinca bakarken hemen diğer valizimi de alarak onun peşinden gittim. Dışarı çıkınca yüzüme vuran hava beni kendime getirmişti. Beni gören şoför hemen gelerek o çocuğun ve benim elimdeki valizleri alarak bagaja yüklemeye başladı. Çocuğa dönerek teşekkür anlamında eğildim. "Teşekkür ederim"dedim. "Önemli değil. Hah kendimi tanıtmadım ben Mark, Mark Tuan."dediğinde uzattığı elini sıktım ve "Ji Sung, Lee Ji Sung"dedim. Tekrar teşekkür edip arabaya bindim.

Yeni bir ülkede yeni bir hayat kuracaktım. Hiç tanıdığım biri yoktu ama yapacaktım. Kendi ayaklarımın üstünde duracaktım.

✒.

Anahtarı deliğe sokarak yavaşça açtım ardından ışığı yakarak tek tek valizlerimi içeri aldım. Eve gözgezdirdim hemen. Tam istediğim gibi döşenmişti. İki katlıydı ama ikinci kat salondan gözüküyordu. Büyük ve ferahtı ayrıca çok fazla cam vardı bu da evi aydınlık gösteriyordu. Ardından yukarı çıkan merdivenler göze çarpıyordu. Mutfak, salon, banyo.. hepsini inceledikten sonra yukarı çıktım. Dört tane oda vardı. Bir tane yatak odası, banyo, bebek odası için ayırdığım bir oda ve soyunma odası vardı. İdeal ve güzel duruyordu. Bebeğimi büyüteceğim yer burasıydı işte. Annemgile ileri zamanlarda nasıl açıklayacaktım bilmiyordum ama şimdilik bunu düşünürek kafamı yormak istemiyordum.

İşte şimdi başlıyorduk.
Yeni bir sayfa açarak baştan başlayacaktım.

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Where stories live. Discover now