2.0

4.4K 253 124
                                    

"Durun bakayım bir doğru anlamış mıyım? Şimdi bu benim mal oğlum daha az mal olan arkadaşını korumak için yalancı şahitlik yapıyor ve çok tehlikeli bir o kadar da piç olan adamlarla iş birliği yaptıktan sonra daha az piç ve ona nazaran daha masum bir adamı hapse attırıyor. Bu mudur olay? "

''Aynen bu amca.Oğlum ben bu durumu nasıl anlatacağız diye boşuna kıvranmışım çok kolaymış lan.''

Oğuz arkadaşının zevzekliğine katlanamamış muharreme sağlam bir dirsek geçirmiş ve homurdanmasını müsait bir yerlerine takmadan babasına dönmüştü.

''Baba bize inanıyor musun?''

Cevdet Bey sıkıntıyla iç geçirip iki parmağının arasındaki sigarasını tekrar dudaklara götürmüştü.Sabahın köründe balkonda pijamalarıyla biri öz diğeri de en az onun kadar değerli gördüğü iki genci dinliyordu.

''İnanıyorum , ama benden ne istediğinin farkında mısın Oğuz?Yıllardır yakalamaya çalıştığım adamı serbest bırakmamı çünkü bir çok halt yese bile elimizdeki delillerin ona düzenlenmiş bir komplo olduğunu söylüyorsun.Oğlum ben sana ne diyeyim şimdi.''

Cevdet sigarasından son bir nefes aldıktan sonra küllüğe bastırarak söndürdü ve cep telefonunu çıkardı.

''Ne demiştin şu adamın ismini?''

''Vahdet Kalaycı?''

Babasının kaşları duyduğu isimle çatılmıştı.

''Hani şu hayırsever , yetimler için kendi kurup desteklediği yurdu olan adam?''

''Ya hepiniz neden bu adamı duyunca yumuşuyorsunuz.Evet o!Ulan adam tek başına İstanbul'daki fuhuş çetelerini yönetebilecek bir adam hiç birinizin mi haberi yok?''

''Babaya çemkirme ,bakacağız var mı şimdi yok mu.Emniyetten birilerine sorduracağım.''

Babası oturduğu iskemleden kalkmış içeriye geçmişti.İkisi de durgunlaşmıştı.Oğuz Muharrem'den tarafa bakmıyor  , Muharrem de arada Oğuz'a kaçak bakışlar yöneltiyordu.

''Oğuz?''

''Hı...''

''Affedecek misin kardeşini?''

''Bilmiyorum Muharrem , sanırım...Benim iyiliğimi istiyordun ben de bunu düşünemeyecek kadar salaktım.''

''O zaman bir sarılayım mı be?''

Oğuz Muharrem'e dönerek kollarını iki yana açtı.

''Sarıl lan.''

İki arkadaş uzun zamandır küs olmanın verdiği hırsla sıkıca sarılırken Cevdet Bey balkona tekrar gelmişti.

''Tahmin edin bakalım ne çıktı? Adam hakkındaki tek suç duyurusu yaklaşık 10 yıl önce yapılmış anonim olarak bir çocuk tarafından.Önemsenmemiş tabi ama bu adamın kulağına gitmiş ve yapılan araştırmadan sonra Vahdet'in o yıllarda yanında yaşayan yeğen tarafından yapılmış olduğu anlaşılmış ihbarın.Berkay tarafından...''

''Neymiş ki ihbar?''

''Anlattığınız şeyler , uyuşturucu ,fuhuş vesaire.''

''Hiç bir şey yapmamışlar mı?''

''Saygın bir adam dururken 15 yaşındaki bir çocuğa inanmamamışlardır.Vahdet bunun bir intikam şakasından ibaret olduğunu söylemiş.Dosya da açılmadan kapanmış.''

Babasının alnında belirginleşen damardan bu durumun onun da canını çok sıktığı belli oluyordu.Her ne kadar Berkay'dan nefret etse de bu onlara yardım edeceğinin göstergesiydi aynı zamanda.

''Annen kalktı ,kahvaltı hazırlıyor.Siz de çok durmayın içeri geçin.''

Muharrem derin bir oh geçtikten sonra nerede olduğunu sorgulayan babasına cevap vermek için çoktan telefonuyla bir bütün haline gelmişti bile.

Oğuz sınırları zorlayacak kadar mal lakin yine de vazgeçemediği ve kendisinden ümidi kesmediği için içinden  Tanrı'ya şükranlarını gönderdi.Her zaman yanında olan sevdiklerini aptallıklarıyla onları uzaklaştıran kafasına da bir kez daha küfretti.

Kahvaltı için içeriye girmeden önce kasılarak oturduğu yumuşak armuta kendini bıraktı.Ziyadesiyle uzun geçen bir geceden sonra rahatlamak onun da hakkıydı.Cep telefonunu eline almak için kolunu hareket ettirmişti ki Muharremin odasından beri telefonunu görmediği aklına geldi Oğuz'un.

''Muharrem telefonumu gördün mü?''

''Bende , evden çıkarken yatağın üzerindeydi , ben aldım.Düşürmüşsün.''

''Versene bir bana.Bak! sakın atmak yok ha , insanca ver.''

Kot ceketinin cebinden çıkardığı telefonu arkadaşına uzatırken homurdanmıştı Muharrem.

''Ne kıymetli telefonun varmış be , iyi tamam al.''

Oğuz saatin kaç olduğuna baktıktan sonra biraz takılmak için  uygulamaya bakarken anasayfasına düşen ,dün geceden beri beklediği Whatsapp bildirimiyle tekrar heycanlanmıştı.

Cüneyt:Sabah-ı şerifleriniz hayır olsun beyfendi.Zat-i şahaneleriniz bugün nasıllardır acep?

Cüneyt:Dün akşam senden mesaj gelmeyince  dedim neden ilk adımı ben atmayayım.

Cüneyt:Normal bir günaydın cümlesinin pek de etkili olmayacağını da düşündüm ayrıca.

Cüneyt:Nasılsın?

Oğuz'un yüzüne tekrar, uzun zamandır sahip olamadığı tebessümlerden biri yerleşti. İçinde  bundan sonraki günlerin daha güzel olacağına dair umutlar yeşermeye başlamıştı.

Selam😊
Aslında bölüm tatilden önce yazılmıştı ama işin doğrusu beni tatmin etmemişti, sonra da unutmuşum. Bugün gördüm ve yayınlamaya karar verdim. Umarım iyisinizdir ve gidişattan memnunsunuzdur. Sizi rahatsız eden veya aklınıza takılan yerler varsa yorumlarda belirtmenizi rica ediyorum. Böylece bana da hikayeyi biraz daha olsun açıklama fırsatı doğar.

Sınavıma 4 aydan az bir süre kaldı. Mezuna kalmazsam aklımda güzel şeyler var😊

Kendinize iyi bakın.

Anne Ben Çirkin Miyim?  ||Boy×Boy||Where stories live. Discover now