1.9

4.9K 307 69
                                    

''Siktir ya!Ben bu boşboğazlıkla çok bile yaşamışım.Oğlum bırak ya intihar edeyim ben''

Oğuz iki elini yüzüne geçirmiş neredeyse  milyar insanın sık sık yaptığı kendinin ise hiç hatırlamadığı şeyi yapıyordu , dua.

''Lütfen aklımdan geçen şey olmasın , lütfen aklımdan geçen şey olmasın...''

''Konuş benim mal arkadaşım , kime ne için yalancı şahitlik yaptın?Gerçi ne soruyorsam Berkay değil mi?Ne halt yedin lan!''

Muharrem arkadaşının sinir katsayısının tekrar yükseldiğini fark etmiş ve kendisini avlayacak olan aslanı fark etmiş antilop çevikliğiyle yatağından yükselip pencerenin önüne geçmişti.Oğuz ona doğru hamle yaptığında pencerenin pervazına yapıştı.

''Bir şey yaparsan vallahi kendimi atarım , kıyarım canıma.''

''Salak! kaçıncı kattayız ki gebereceksin.En fazla bir kaç gereksiz yerin kırılır sonra yediğin haltları  bana değil babana anlatırsın.''

Muharem'in zihninde  bu düşünce öyle korkutucu bir biçimde canlanmıştı ki birden hayatını ne kadar çok sevdiğini fark etmiş ,   koala misali yapıştığı pencere kenarından ayrılmış fakat ne olur ne olmaz diyerek can güvenliğini tesis etme maksadıyla elleri öpülesi annesinin koyacak yer bulamadığı her ıvır zıvır gibi odasına bırakmış olduğu elektrik süpürgesinin sapını eline almıştı.

Dışarıdan onları izleyen gözler için düşük bütçeli korku filmi gibi duran bu sahne Oğuz'un akıl ve ruh sağlını kaybetme noktasına geldiği anlardan birinde yaşanıyordu.

''Pek çok sevgili gerzek arkadaşım  ,ulan!Yoksa tecavüz ettiğini söyledikleri sen miydin?''

''Höst lan o kadar da değil!O kadar da ibnelik denecek şeyler yapmadım , yapmam , yaptı dedirtmem de, sadece  o gün yaşanan o vahim ve elim olaya tamamen tesadüfi bir anda şahit oldum dedim.''

Oğuz ilk önce inanmayan bakışlarla arkadaşını süzmüş   anın getirdiği şok dalgasıyla kendisini Muharrem'in yatağına bırakmıştı.Bu noktadan sonra yaşananlar Muharrem'in endişelenmesi gereken kısımdı.Onu üzdüğünü görebiliyordu.Temkinli adımlarla yatağa yaklaşmış ,yavaşça bedenini Oğuz'un yanına yerleştirmişti.Şimdi ikisi de anlamsız bakışlarla 9 yaşındayken babalarıyla birlikte tavana yerleştirdikleri fosforlu yıldızlara izliyorlardı.

Oğuz konuşmak istemiş ama çatlayan sesi yüzünden ufak bir fısıltı dökülmüştü dudaklarından.

''Tek bir şey soracağım Muharrem  beni biraz olsun önemsiyorsan doğruyu söylersin. Berkay böyle bir şey yaptı mı?''

Muharrem ilk başta tekrar tekrar aynı yalanları sıralamak için dudaklarını aralasa da uzun zamandır kendisini rahatsız edip boğazında bir yumru olarak tezahür eden vicdanını belki de ilk defa susturamamıştı. Kim bilir belki de bu kadar yerli yersiz konuşmasının  nedeni vicdanını artık bastıramıyor oluşuydu.

"Yapmadı, tamam yasal olmayan silah ve ilaç işleri vardı ama tecavüz yoktu Oğuz, hepsi karakoldan Serkan'ın fikriydi. Madem kanıt bulamadık o zaman kanıtı biz yaratalım dedi. Sizi biliyordu , nasıl bildiğini sorma işte görmüş bir yerde bana geldi ben de kötü bir günümdeydim anlattım ne var ne yoksa. Seni kullanmak istedi ama kafam kırılsın ki engelledim, izin vermedim. Birini bulmuşlar, sonrasını biliyorsun işte apar topar aldılar Berkay pezevengini. "

Oğuz işittiklerini sindirmek için çabalıyor ama allak bullak olmuş zihnini toparlayamıyordu.
 
'' Babamların haberi var mı, onlarda işin içinde miydi? "

"Yok sadece ben, Serkan ve Berkay'ın amcası biliyor."

"Berkay'ın amcası?"

"Bilmiyor musun? Klinikleri var, iyi ama yaşlı bir doktor nerden baksan yetmişe merdiven dayamıştır, baya tonton bir adam. Yazık bu piç ona da çok çektirmiş, iyi kalbine inmemiş adamın."

"Mal!"

Oğuz'un anı çıkışıyla afallayan Muharrem ne olduğunu kavrayabilmek bir kaç saniye duraklamıştı.

"Sen şimdi gidip Türkiye'nin en büyük orospu çocuklarından biriyle işbirliği mi yaptın gerizekalı? Allah bilir bu Serkan da onun köstebeklerinden biridir teşkilatta. Zaten ilk gördüğüm anda kıllanmıştım dallamadan"

"Yaşlı başlı adama,tövbe tövbe.... Ayıp olmuyor mu?"

"Ulan o yaşlı başlı adam seni bile satardı lan!Sonra derdin yine sen yok erkekle olur mu yok şöyle olur mu böyle olur mu? Hayatında tanıyıp bilebileceğin en büyük pezevenk o be. Hap ticareti, insan  ticareti. Ulan Muharrem, ulan Muharrem!"

"Lan! doğru  mu söylüyorsun yoksa?"

"Tabi ki doğru söylüyorum. Ulan Berkay o erkek orospusunu önündeki tek doğru düzgün engeldi."

Muharrem Oğuz'un anlattığı şeylerin ağırlığını kaldıramamış, uzun zamandır bastıramadığı vicdanı duyduklarıyla iyice gün yözüne çıkmıştı.

"Deme oğlum be!"

Bir kaç saniyelik sessizlikten sonra Oğuz yattığı yerden kalkmış Muharrem'in biraz önce bıraktığı elektrik süpürgesin sopasını eline almıştı.

"Muharrem..."

"He..."

"İstersen intiharı tekrar düşünebilirsin kardeşim. Yoksa ben seni daha acı bir şekilde  öldüreceğim."

Şey merhaba! Umarım bana çok kızmassınız. Bölümü söz verdiğim tarihte atamadım çünkü başımdan bir dizi talihsizlik geçti. Önce bölümleri yazdığım bilgisayara virüs bulaştı, sonra hasta oldum en sonunda da sandalyeden düştüm belimin ağrısına duramıyorum. Haliyle hem bunlarla uğraşırken hem de okul varken hiç bir şey yazamadım. Özür dilerim. Yeni bölüm ne zaman gelir bilemem. Temmuz'a kadarda size artik ezberlediğiniz sebeplerden dolayı söz veremem.

Sevgiler...

(Kapağı beğendiniz mi?)

Anne Ben Çirkin Miyim?  ||Boy×Boy||Where stories live. Discover now