1.8

5.4K 354 229
                                    

Oğuz:Muharrem telefonlarımı açmıyorsun bari kapıyı aç , ağaç oldum lan!

Oğuz:Bak güzel kardeşim sence de konuşmamızın vakti gelmedi mi?

Muharrem:Sen git Berkay'la  konuş ben zamanında çok yalvardım konuşalım diye.

Muharrem:Ya da o yeni tanışıp da peşinden ayrılmadığın diğer pezevenkle.

Muharrem:Yemin ediyorum iflah olmaz bir piçsin.

Oğuz  saatin çoktan gece yarısı olmasına aldırmadan, evdekileri rahatsız edeceğini bile bile kapı ziline bastı. Güzellikle konuşup bu yavşak sapık meselesini bir an önce halletmek maksadındaydı.

Kapı ,  kısa süreli bir bekleyişten sonra  Muharrem'in babası tarafondan açılmıştı.Anlaşılan onu  yataktan kaldırmıştı çünkü üzerinde pijamaları vardı ve her gün jilet gibi taranmış saçları karmakarışıktı, gözleri bir mahmur bakıyordu.

"Rahatsız ettiğim için üzgünüm Ömer amca, içeri geçebilir miyim?Muharrem ile çok önemli bir mesele hakkında konuşmamız lazım."

"Tamam, tamam geç oğlum da ne bu acele. Günler torbaya mi girdi? Yarın sabah gün yüzüyle gelseydin ya. Babanlar biliyorlar mı burada olduğunu?"

Yine o  şüpheli ve acır bakış... Herkes her şeyi biliyordu ve her an Oğuz'a kötü yola düşecekmiş gibi davranıyorlardı.Babanın haberi var mı Oğuz, kiminle ne haltlar yiyorsun Oğuz, senden adam olmaz Oğuz...

Herkesin aklından geçenler aşağı yukarı bunlardı muhtemelen çünkü ağızlarından çıkanlar ve gözleri bunu tasdiklercesine Oğuza bir diken misali batıyordu.

"Var Ömer amca, sizden de izin almadan yatıya kalmak için geldim ama inanın ki her şey çok hızlı gelişti."

''Kim gelmiş Ömer?''

Oğuz ayakkabılarını çıkarırken koridorun başında sabahlığıyla Suna teyze belirmişti.Bir kez daha bütün vücuduna yayılan utanç dalgasının esiri olmuştu ,bu saatte bu insanları rahatsız etmeye hakkı yoktu.

''Oğuz , Muharremi görmeye gelmiş hayatım.''

''Ha!Problem yok o zaman , Muharrem odasında uyumamıştır daha hergele sen geç çocuğum.''

Oğuz sanki gecenin köründe  kapılarında belirdiğini unutturacakmışçasına seri adımlarla küçüklüğünden beri bildiği ama uzun zamandır bulunmadığı odanın kapısına yöneldi.Ömer amca ve Suna teyze çoktan odalarına çekilmişlerdi.

Ürkekçe kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girdi.Muharrem  sırtını duvara dönmüş yatıyordu ama nefes alışverişleri uyumadığını belli ediyordu.Oğuz emindi ki ufak bir çocukken yaptığı gibi gözlerini sımsıkı kapatmış herkesi uyuduğuna ikna etmek istiyordu.

''Muharrem , kardeşim bak buraya kadar geldim.Benim mallığım yüzünden uzun zamandır ikimiz de iyi değiliz.Bir baksan ya arkadaşının yüzüne.''

Onu dinlediğine dair hiç bir belirti göstermiyordu  Muharrem.Oğuz ceketini kapıya astıktan sonra çalışma masasının önünden döner sandalyeyi yatağın önüne çekmiş ,  yatağa yaklaştıktan sonra oturmuştu.

''Biliyorum aramızdaki iletişimsizliğin hepsi benim piçliğimden ama ben düzelmek istiyorum.Eskisi gibi seninle hiç sahip olamadığım bir öz kardeşçesine tekrar yakın olmak istiyorum , insanlarla daha iyi olmak istiyorum , sevdiğim insanları üzmemek istiyorum Muharrem.Vallahi de çok istiyorum.''

''Yalancı  , hayır zaten beceremiyorsun bari bu kadar kötü  söyleme , açık verene kadar ben aklına bile gelmemiştim.''

''Hayır! Tam da bu sabah senin hakkında düşünüyordum.Haksız yere ne kadar seni kırdığım için kendimden nasıl nefret ettiğim hakkında.''

''Sahi mi lan?''

''Sahi lan , yoksa iki gözüm önüme aksın.''

''Boş yere yemin etme lan!Çarpılcan''

''Oğlum ben çarpılmışım zaten çarpılacağım kadar , daha kötü ne olabilir ki?''

''Öyle söyleme ,  bir mallık yapıp kendine zarar vermen an meselesiydi.Bilmiyorum ki sanki...''

Muharrem yatakta doğrulmuş ve yüzünü Oğuz'a dönmüştü.İki arkadaş çok zaman sonra ilk defa bütün her şeyden , söyledikleri yalanlardan ve hatalarından, arınmış bir şekilde karşılıklı oturmuşlardı.

Oğuz ne söyleyeceğini bilemedi bir an , buruk bir tebessümle yetindi bir kaç saniye , salise.Dış dünyadaki  zaman ehemmiyetini yitirmişti onlar için.

''O anonim işi neydi Muharrem , amacın neydi?''

Muharrem birden paniğe kapılıp çikolata kahvesi gözlerini far görmüş tavşan gözleri gibi şokla açmıştı.

''Sakın ha , sakın sana aşık olduğumu sanma!Yok öyle bir şey.''

''Derdin neydi  o zaman oğlum?Neyi amaçlıyordun?

''Mutlu olmanı abi , mutlu olmanı...Bir kez olsun mutlu olmanı diledim.Seni sevmeyen bir insanın peşinde koşarken hem de sana zarar verdiğini bile bile kendini heba etmene göz yumamazdım.Ben sandım ki eğer sen başka birini sever ,  ona bağlanırsan Berkay'dan vazgeçerdin.''

''Sonra ne olacaktı , seninle mi çıkacaktım?''

Esmere çalan yüzü buruşmuştu Muharremin.

''Tabi ki hayır , ben sana kim olduğumu açıklayacaktım.Sen de bu tarz bir ilişkinin ne kadar çürük ve aşka dayanmayan bir şey olduğunu görecek bu yoldan vazgeçecektin.''

''Hangi yoldan gerizekalı?''

''Erkekleri sevme yolundan.''

''Mal bu öyle bir şey mi!''

''Öyle bir şey!''

İkisi de kontrolünü kaybedip seslerini yükselttikten sonra evde uyuyanların olduğunu akıllarına getirmiş , sessizleşerek yerdeki halıyı incelemeye başlamışlardı.Muharrem o yokken halısını yakmış mıydı?

Yine ilk konuşan Oğuz olacaktı anlaşılan çünkü beş dakikadır Muharrem'in sesi soluğu çıkmıyordu.

''Bak... Biliyorum sana açıldığım andan beri olduğum , bu şekilde var olduğum insandan haz etmiyor hatta onu bir şekilde gömmeye çalışıyorsun ama bunu yaparsan ben de ölürüm.Çünkü  siz ne kadar değiştirmeye çalışsanız da ben buyum ,  yani bu kadarım.Yok , başka bir Oğuz vallahi yok.Olsa ilk ben değiştirmez miydim?Ben enayi miyim toplumdan ve sevdiklerimden göreceğim her türlü olumsuzluğu isteyecek.''

Biraz durakladı ve derin bir nefes aldı Muharrrem'den gelecek bir hareketi bekliyordu.Umduğu hareketi göremeyince devam etti.

''Sen bugün bana o kadar o yüzden mi kızdın.Başka bir erkeğe yaklaştığım için?''

''Evet!Köpek yavrusu gibi takip ediyordun herifin tekini.Hem de daha Berkay'dan yeni kurtlulmuşken.Onu içeriye attırmak için ne kadar uğraştım haberin var mı senin?Yalancı şahitlik bile yaptım ulan ben senin için!''

Selam!

Hala bekleyen varsa selam olsun o güzel insanlara.Çok ihmal ettim buraları biliyorum lakin dediğim gibi hayatım okul , ev , özel ders üçgeni arasında dönüyor.Hiç bir sosyal aktivitem veya kendime ayırabildiğim doğru dürüst zamanım yok.Sürekli gergin , stresli ve uykusuzum.Yazdıklarımdan tahmin edebileceğiniz gibi en çok da Türkçe kısmında zorluk çekiyorum.Bir de bu hikayeyi yazmama vesile olan  , aramızda hep ben tarafından tek taraflı bir platonik ilişki barınan fizik dersinden.

Son senem olduğu için dişimi sıkıyor ve seneye ki güzel zamanların hayalini kurarak kendimi avutuyorum.Lütfen siz de benden ümidi kesmeyin.

Sizi seviyorum.

İyi geceler...

Anne Ben Çirkin Miyim?  ||Boy×Boy||Where stories live. Discover now