Hayal kırıklığına sırıtırken birden karşı tarafta sessizlik oldu ve bir kaç saniye sonra kapı sertçe açıldı ve gördüğü suretle telefonu elinden indirip Bedir'e gülümsedi.

Adam ima dolu bir tavırla telefonu yavaşça indirip kapatınca açılan kapıdan sığışan porsukla onun yerini aldı.

Agah dudağını ısırarak gülmesini bastırarak karşıya baktı ve bir kaç saniye sonra "Lanet olsun! Bu da ne!" diye bağıran adamla sırıtarak döndü.

"Köpek idrarı"

***

Önümde uzayıp giden bir hayat göremiyorum. Bayır aşağı koşan bir tehlike gibiyim. Nerede patlayacağım, hep olduğum şey olmak dışında ne olacağım belli değil.

Yanıma uzanıp kollarını bana sarmış olan korku var. Hep o vardı. Galiba hepte o olacaktı. O kadar tanıdık ve füturdu ki benim için Affan'nın, Agah'ı gibiydi.

Belki de adımlarımı takip eden bir gölge..

Benim kadardı. Tek farkı ışığın oyunu değildi. Can yakacak kadar somutlaşmıştı. Tüm bu bildiklerimi bir kaç aydır unutmuştum. Güne gözlerimi açıp Affan'nın soğuk bakan gözlerini görene kadar.

Korku halen beni takip etmeye devam ediyordu. Sadece bir süre gün doğmuş ve kaybolmuştu. Şimdi ise hissediyorum. Gecenin çökmesi çok yakındı.

Affan'nın gözleri üzerime döndü ve yavaşça sedire doğru elini vurdu. Bunun anlamı yanına gitmemi istemesiydi ama bana Hansel ve Garatrl'i okurken ki sıcaklığı yoktu.

Yavaşça yanına adımladım ve sedire zıplayarak çıkarak, yerden bir kaç santim havada kalan ayaklarımı salladım.

"Buradan çıkma işini konuşmalıyız. "

Düşüncelerimi tastik etmek isteyen yaratıcı, bir işaret verir gibiydi. Sanki gözleri ve aramıza çektiği sert set yeterince açıklamamış gibi.. İçimde kopan fırtınaların aksine usulca başımı salladım, onaylayarak.. Ellerini ovuşturdu. Ki, bunu yaptığını hiç görmemiştim.

"Şimdi.." diyerek etrafta gezintiye çıktı gözleri, ardından çelik grisi gözler üzerime döndü. Hafifçe ama can olmayan gülümsemesi yüzüne kondu.

İki yanağında uzun çizgi şeklinde ki çukurlar selam verir gibiydi ama gözlerinde ki o beyaz tutamların ışıltısı eksikti.

"Bir anlaşma yaptık hatırlıyorsan"

Yine bir baş sallama, yine bir cansız gülüş..

"Seni gözettim. Buradan çıkıp seni şehire götürene kadar da gözeteceğim."

Neden cümle de bir 'ama' hissediyorum?

"Gece sana güvenilir yerlerin adresini çıkarttım."

Hayır hayır hayır! Sakın dolma diye sert bir emir verdim gözlerime ama sızım sızım sızlamaya başladılar..

" Burada bir yurt var. Agah bugün oraya kaydını yapacak. Sana hem güvenilir bir kalacak yer sağlamış olur, hem de okursun. İlk okul için evrak çıkarttık. Soran olursa Cumhuriyet ilk okuluna gittin. Lise ikinci sınıftan başlayacaksın"

Yabani (Rulet'in Çocukları)~ Tamamlandı!Where stories live. Discover now