on iki

2.7K 208 41
                                    

Ata Sarp için ağlıyordum. O öldüğü için ağlıyordum. Kızlar tuvaletine gitmiştim ve onun için ağlıyordum. Çoğu kız gibi ağlıyordum. Onu tanımıyordum, ama sanki hissediyordum. O kim olursa olsun ağlardım. Kardeş acısı... bu kötü bir şey olmalıydı. Mira'ya veya Mina'ya bir şey olsaydı ben yaşayamazdım ki. Geçen senenin mezunlarından bir çocuk, Ata Sarp'ın abisi...
Kızların bana sarılarak ağlaması ile ben de şoka girmiştim. Kendini sevdiren biriymiş. Okul haberlerine girdiğimde gördüğüm yazıyla ağlamıştım.

MERT ALİ TOPRAK MOTOR KAZASINDA HAYATINI KAYBETTİ!
Geçtiğimiz iki hafta boyunca komada kalan genç çocuk, gece 23:00 civarı üniversiteden evine dönerken motor kazasında ağır yaralandı. Yokuş aşağı olan yoldan inerken hızlı giden bir arabayla sert bir darbe alarak motordan uçtu. Yerde bir miktar sürüklenerek başından ciddi yaralar aldı. Cadde sakinleri hemen olaya müdahale etti ama tek yapabildikleri şey ölümü iki hafta geciktirmek oldu. Bu sabah saat 04:32'de vefat etti.

Cümleler tenime saplandıkça gözlerimden yaşlar akmaya devam ediyordu. Herkesin sevdiği, okulun başarı oranının yüksek olma sebebi olan çocuktu. Sanırım onu şimdi sevmiştim. Çünkü biz kaybedince severiz. Ve Ata Sarp'ın bana görüldü atıp birden çıkma sebebini daha iyi anlamıştım. Ona günlerce kızmıştım. Ama o hastanenin soğuk koridorlarında belki de ağlayarak abisi için dua ediyordu. Bu bencil ve düşüncesiz halim için de ağladım. İçimden defalarca özür dileyerek ağladım.

***

O haberin üzerinden bir ay geçmişti. Okul kendine gelmişti. Bazıları hala kötü, bazıları tanımadığı için umursamazdı. Duygu ve Zehra onu tanıyordu. Sınavlarda hep onlara yardım eder ve sorularını çözermiş. Güler yüzlüymüş, o çok güzel kalpliymiş.

Eve gidince Ata Sarp'ı aramaya karar vermiştim. Artık umurumda değildi. Arayıp konuşacaktım. İyi olduğunu bilmek istiyordum.

Zil çaldığı anda kızlara bir şey demeden eve hızla gitmiştim. Zaten beni fark etmeyecek kadar dalgınlardı. Zehra duygusaldı, Duygu da hastaydı.

Evde kimse yoktu. Salona çıkmadan çantayı yere fırlattım ve hemen mutfağa girip bir bardak su içtim.

Ne diyeceksin ki?

Kendimi vaz geçirmeden önce hemen diğer hattı telefonuma taktım. Elim titriyordu. Soğuk su bedenimde ilerlerken numarasına tıkladım ve çaldı. İlk çalışta açmayınca bir kez ve bir kez daha aradım. 4. Çalışta da açmazsa 5. Kez arayıp pes edecektim. Çaldı, çaldı, çaldı... Sonunda açıldı. Yorgun, çatlak bir erkek sesi kulağımı doldurunca pişman oldum. Mayışmış, uykulu ama uykusuz gibiydi. "Alo?" titreyerek cevap verdim. Sonra tekrar alo dedi. Sesim çok az çıkmıştı.
"Ata Sarp."
"Sen kimsin?" Ben kimdim? Ne diyecektim ki? Ne düşünüyordum?
"Seni merak ettim. Sen... nasılsın? İyi misin?"
"Şimdi seni kaldıracak gücüm yok. Kapatıyorum."
"Ata Sarp, dur!" Neden durdurdum bilmiyorum ama yine de kapatmıştı. Ben de aptalca bir fikir olduğunu düşünmüştüm. Sesi iyi değildi. Hiç değildi.

Hattımı hiç çıkarmadım. Asıl hattımı eski donan telefonuma taktım. Annem ararsa ulaşmak için. Her şeyi bırakıp odaya çıktım ve uzandım.

***

Gece, yere düşmüş telefonumun yerde titremesi ile uyanmıştım. Çalıyordu, kulağımı tırmalamayı kesmiyordu. Kendimi uykuya tekrar teslim etmeden önce anlık uyku halimle telefona uzandım ve bakmadan açtım. Sarhoş gibi hissediyordum. Sesim kayıyordu.

"Hm?"
"Uyandırdım mı?" Sesini aldığım an kendime gelmiştim. Ata Sarp'tı bu. Hemen dikleştim ve sesimi düzelttim. "H-hayır, problem değil. İyi misin? Bir sorun mu var?"
"Özür dilerim, rahatsız etmek istemedim. Yüzüne kapattım, kötü hissettim."
"Hayır, hayır. Sorun yok, seni anlıyorum. Sen, sen iyi misin?" Telefonun diğer ucunda sessizlik olunca kendime sövdüm. "Özür dilerim, aptalca bir soruydu."
"Sorun değil, ben iyiyim." Telefonda iki hat tarafından acının konuştuğu sessizlikte bir süre bekledik. Sessizliği bozan o olmuştu. "Sen uyusan iyi olacak. Özür dilerim. Uyandırmak istemedim. İyi geceler."
"İyi geceler."
Nazik ve kırgın bir çocuk gibi telefonu kapatınca yerimde duramadım. Ona bir mesaj yazmaya başladım. Kısa bir mesaj değildi.

053*: konuyu açmam hata özür dilerim

053*: sadece sana iyi gelecek bir şey yazmak istedim

053*: Bak, çoğu zaman sevdiklerimizi kaybedebiliriz bu çok normal. Onlar sonunda bizim gideceğimiz yere gidiyorlar sadece araya zaman giriyor. Cennete seni bekliyor olacak

053*: Bu dünyayı yeterince süslemiş bir insanın, biraz da koyu toprağa gökkuşağı renklerini dökmesi gerekir

053*: Bunu biz de yapacağız

053*: Acı çekmen çok normal

053*: Sana üzülme demem aptallık olurdu

053*: Ama senden tek bir isteğim var

053*: Belki bu kızın hayatımda yeri ne ki bir isteği var diyorsun ama

053*: Senden ölümün bir son olmadığını unutmamanı istiyorum

053*: Bizim asıl hayatımıza erken gitti

053*: Senden önce doğduğu gibi oraya da senden önce gitti

053*: Senin için

053*: Saçma yazıyorum ama iyi gelmesini umuyorum

053*: O mezarın çiçekleri güzelse sebebi abin

053*: Ve abinin gülümseyerek seni izlemesinin sebebi de sen ol

053*: İyi geceler

Öyle Kolay Aşık Olmam || Texting || ÖKAOHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin