Bölüm 19

3.8K 144 7
                                    

( Emir SAYLAN 'dan...)

Her şey hazırdı. Masa, yemekler, müzik ve biz!

Misafirlerimizi neşeyle karşıladık. Çok geçmeden yemeğe başladık. Enes Bey ve eşi çok tatlı insanlardı. Sohbetleri öylesine güzeldi ki.

Ve Leyla... Bakışlarım sık sık takılıyordu ona. Yanımda oturuyordu. Biz, bir çifttik Leyla'yla. Böyle hissediyordum. Karşımızda oturan karı-koca gibiydik. Muhakkak öyle olmalıydık.

EN: Zeren Hanım az çektirmedi bana. Çok inatçıydı.

Zeren Hanım, gülerek baktı eşine.

Z: Sen benden farklıydın sanki.

EN: Ben senin için inat ettim. Benim ol diye.

Z: Demek ki, sen benden daha inatçıymışsın ki yanındayım şimdi, karınım.

EN: Doğru.

Enes Bey bize dönüp anlatmaya başladı.

EN: Gençken, çok hızlıydı. Baba parası yiyen şımarığın teki. Züppe, serseri... Ama babam sert adamdı, kuralcıydı. Bir gün, foyam ortaya çıktı. Yakalandım babama. Gözümü fabrikada açtım. Üzerimde işçi önlüğü, makinenin başına geçtim. Babamın fabrikasında işçi oldum. Önceleri öyle zor geldi ki. Nasıl kızıyordum babama. Bana haksızlık ettiğini düşünüyordum. Ama sonra... Öyle insanlar tanıdım ki orada. Cebi fakir gönlü zengin, tertemiz insanlar... Emekçiler! Alın terinin her damlası yüzlerinde pırlanta misali parlayan onlarca işçi... Hayatı öğrendim orada. Küçük şeylerden mutlu olmayı, azla yetinmeyi... Ekmeği helalinden, emeğinle kazanmayı... Bunun dünyadaki en değerli şey olduğunu... Sonra...

Bir bakış attı Zeren Hanım'a.

EN: Aşkı öğrendim.

İster istemez yine Leyla'ya takıldı bakışlarım. O ise yüzünde tatlı bir tebessümle Enes Bey ve Zeren Hanım'a bakıyordu.

EN: Aşk yakarmış, onu öğrendim. Sevdiğin inatçıysa, deliye dönermişsin, bizzat yaşadım. Ama... Her şeye rağmen, aşk, insanın başına gelebilecek en güzel şeymiş. Bunu da keşfettim. Gerçek aşk, paha biçilmez bir duygu. Herkes, ömründe bir kere tatmalı gerçek aşkı. Acı ve ya tatlı... Muhakkak yaşamalı.

Acı ve ya tatlı... Sonunu düşünmemeli insan. Ben öyle yaptım. Düşünmeye de fırsatım olmadı zaten. Her şey kendiliğinden oluverdi. Bir anda. Ummadığım bir zamanda... Olmaz dediğim oldu. Aşığım şimdi. Karşılığı olur mu, sevilir miyim, istenir miyim? Bu soruların cevapları korkutuyor beni. Ama yine de vazgeçmiyor yüreğim. Onun için, Leyla için kuş gibi çırpınıyor.

EN: Zeren'i ilk gördüğümde, yemekhanedeydik. Karşımdaki masada arkadaşlarıyla oturmuş, hem yemeğini yiyor hem de gülerek bir şeyler anlatıyordu. Gülüşü öylesine içten ve sıcaktı ki. Çok güzeldi. Masum,tertemiz... Yanımdaki arkadaşa sordum, usta başının kızı dedi. Fabrikanın emektarlarından Rıza Usta'nın. O zaman, tamam dedim içimden, sağlam kız demek ki. Rıza Usta çok iyi bir adamdı. Çalışkan, dürüst, babacan... Herkes severdi onu,saygı duyardı.

Zeren Hanım hüzünlenmişti.

Z: Babam... Öyle güzeldi ki yüreği.

Enes Bey elini tuttu eşinin.

Birliktelik buydu işte. Her an onun yanında olmak, onun da yanında olduğunu bilmek. Leyla bunu yapmıştı. Bedenen yanımda olmadığı zamanlarda bile, desteğinin hep arkamda olduğunu hissettirmişti bana.

EN: Yanılmadığımı anlamam uzun sürmedi. Zeren, gerçekten sağlam bir kızdı. Hem de fazlasıyla. Hiç yüz vermedi bana. Bense çaresiz kıvranıyorum. İlk görüşte aşık olmuştum. Ama... Onu, buna inandıramadım. Yüzüme bile bakmazken, aşkıma inanır mı hiç? Çok acı çektim be evlat! Kadınlar var ya... Çok ketumdurlar. İçlerinde öyle çok şey saklarlar ki. Hiç birini anlayamazsın. Sezemezsin. Ben de sezemedim. Tabi pes etmedim de. Böyle bir kızı bulmuşum, bırakır mıyım kolay kolay?

Melek Misin Şeytan Mı?Where stories live. Discover now