0.3

1.3K 79 15
                                    

Bilinmeyen numara: Günaydın meleğim.

Annabeth: Bana böyle hitap etmeyi keser misin?

Bilinmeyen numara: Seni sinir etmek sanrım hoşuma gidiyor:)

Ekrana bakıp gülümsedim. Kim olduğu hakkında en ufak bir bilgim bile yoktu ama beni gülümsetmeyi becerebiliyordu. Bugün okula erken gelmiştim ve spor salonundaki otuma yerlerine yayılmıştım. Aslında yapmam gereken işler vardı ve ben, bana anonimden yazan biriyle konuşuyordum. Dün Piper'ın telefonunu bakmıştım o değildi. Yani eğer mesajları silmediyse... Spor salonunun kapısının aniden açılmasıyla irkildim. Yerimde doğrulup gelenin kim olduğuna baktım. Şu an görünürde yoktum. Birkaç saniye sonra topun sekme sesini duydum ve görüş alanıma Percy girdi. Telefonuna bakıyordu ve beni fark etmedi. Topu gelişi güzel attı.  Ben topa dikkatle bakarken top deliksiz girdi. Şaşkınlıkla Percy'e bakarken bildirim sesimle ekrana döndüm. Percy bildirim sesini duyunca beni fark etti. Selamlaşıp ekrana döndüm.

Bilinmeyen numara: Bugün okula erken geldim.

Annabeth: Ne tesadüf ben de...

Bilinmeyen numara: Beni bulabilileceğin bir yerdeyim ama şimdi gitmem gerekiyor. ;)

Görüldü atıp telefonu kapattım. Percy kulaklığını takmış çalışıyordu. Bend e defterimi çıkartıp spor salonunun şekline göre düzenlemeleri çizmeye başladım.

On beş dakika sonra yanımda dört kağıt ve bir Percy vardı. Çizdiklerimi inceliyordu. "Bence potanın altında içecek standı olmalı." Spor salonunu incelerken Percy'nin söylediklerini şöyle bir kafamda taslakladım. "Karşı potada da DJ. Orta alan zaten dans pisti."

"Öğretmenlerin yeri de içecek standının çaprazındaki koltuklar." Düşündülerimizi hızlıca kağıda çizdim. Pankartlar ve süslemelerin çoğunun yeri cuma günü belirlenecekti. Percy'e çakması için yumruğumu uzattım. Gülümseyerek yumruklarımızı birleştirdi.

Defterimi kapatıp Percy'e teşekür ederek tarih sınıfının yolunu tuttum. Derse babam giriyordu ve ara sıra gerçekten çok sıkıcı oluyordu.

Ders başlar başlamaz telefonum çaldı. Titreşimde olması iyi bir şey derken babam titreşim sesini duymuş olmalı ki yanıma gelip masanın üstünde ters duran telefonumu aldı. Ekrana bakıp sınıftan özür dileyerek telefonu açtı. "Şu an dersteyim Magnus." Magnus'un adını duyduğumda gülümsemeden edemedim. "Sorun değil... Tamam... Görüşürüz." Babam yanıma gelip telefonumu bana geri verdi. "Eğer başka biri olsaydı almıştım onu."

"Neden aramış?"

"Halanla ilgili. Bana ulaşamamış." Konuyu merak etmiştim. Dersin bitmesi için sabırsızlanıyordum. Bir an evvel onunla konuşmalıydım yoksa meraktan patlayacaktım.

Zil sesini duyduğum anda sınıftan çıktım. Babam arkamdan seslendi. Belli ki o da duymak istiyordu. Sınıftakilerin çıkmasını bekledik. Sınıf boşaldığında telefonumu çıkartıp Magnus'u aradım. Tek çalışta açarken sesindeki üzüntüyü hissetmiştim. Hoparlöre aldım. "Magnus? Sen iyi misin?"

"Annem kansermiş." Sesi titriyordu. Babamla birbirimize baktık.

"Amcam nerde? Yanınızda mı?"

"Buraya geliyordu."

"O iyileşecek, buna eminim."

"Bilemiyorum." Bir süre sessiz kaldılar.

"Seni seviyoruz Magnus, en kısa zamanda iyileşmesini herkesten çok isterim. En kısa zamanda Boston'a geleceğiz." Babam telefonu eline aldı. "Şimdi kapatmamız gerekiyor. Natalie ve sen sadece mutlu olmaya bakın. Sizi seviyoruz. Görüşürüz." Magnus bir şey demeden telefonu kapattı.

"Ne yapacağız baba? Onu yalnız bırakmak istemiyorum."

"Bu hafta için izin alacağım. Yarın yola çıkarız."

Günün devamında moralim bozuk geçmişti. Natalie halayı çok severdim. Magnus annesini kaybetmek istemiyordu. Zaten babası Norveç'teydi.

15.27

Bilinmeyen numara: Aniden neden üzüldün?

Bilinmeyen numara: Gün boyu üzgündün. Sen üzüldükçe ben de üzülüyorum, Annabeth.

17.42

Bilinmeyen numara: Gizli sevgilin vardı ve ondan mı ayrıldın?

Bilinmeyen numara: Mesajlarıma neden cevap vermiyorsun?

21.39

Bilinmeyen numara: Seni her şeyden çok seviyorum.

Bilinmeyen numara: keşke sana sarılıp seni mutlu edecek bir şeyler yapsaydım.

Annabeth: Sanırım buna çok ihtiyacım var.

Bilinmeyen numara: Seni seviyorum.

Görüldü 21.45

Bilinmeyen numara: Sadece seni neyin üzdüğünü bilmek istiyorum.

Annabeth: Halam kanser.

Bilinmeyen numara: Umarım en kısa zamanda iyileşir.

Annabeth: Umarım...

Görüldü 22.32


percabeth texting (tamamlandı)Where stories live. Discover now