24; capella

3.7K 433 174
                                    




billie eilish - i love you.


Okyanusun ortasındaki sonsuz dansımız şöyle bir saçmalıkla sonlanmış oldu;

Ben; Ayağımı bir şeyler ısırıyor.
Taehyung; Balıktır.
Ben; Hâlâ ısırıyor.
Taehyung; Seni bir daha buraya getirmeyeceğim.
Ben; Isırmaya devam ediyor.

Ve böylelikle sudan çıkıp, ıslak bir şekilde eve doğru yürümeye başlamıştık.

"Peki Ryan'ın olayı ne?"

Taehyung ıslak saçlarını geriye iterek sordu. Soğuk rüzgar tenini üşütüyor olmalıydı, çünkü burnuna kadar kızarmıştı. Ama ben birçok şeye olduğu gibi soğuğa da dayanıklıydım. Her gece koşuya çıkıp soğukta don atlet koşuyordum ne de olsa.

"Ryan'dan nefret ediyordum." diye konuştum yürümeye devam ederken. "İliklerime kadar, her bir zerreme kadar, her an, her saniye." Bakışlarımı yürüdüğüm kaldırıma dikerek onu dünyanın en ilgi çekici şeyiymiş gibi incelemeye başladım. "Yani en azından öyle sanıyordum."

"Yani ondan nefret etmiyorsun?" diye sordu. "Sana bu kadar şey yapmasına rağmen hem de."

"Aslında ondan nefret edemiyorum." diye itiraf ettim. "Ryan eskiden bana karşı hep çok iyiydi. Beni hep korudu, her şeyden, herkesten. O çok iyi birisiydi."

Bir süre sessiz kaldım. "Biz çok yakın iki arkadaştık," Nefesim kesildi. "Şimdi bana böyle davransa bile artık ona izin vereceğim. Yanımda olup beni koruduğu bütün o güzel zamanlar için, bu kadarına izin vereceğim."

Evimin önüne geldiğimizde adımlarımı durdurarak ondan tarafa döndüm. "Her neyse," diye mırıldandım.

"Bugün için ve bütün o mucizeler için teşekkür ederim."

Taehyung ellerini ıslak kapüşonlusunun ceplerine koyarak bana baktı. Her zamanki gibiydi. Tek bir farkla; Gülümsüyordu.

"Yarın görüşürüz." diye konuşarak birkaç adım arkaya attı. "Ondan sonraki günde," Kaldırımdan inerek arkaya adımlar atmaya başladı. "Ondan ondan sonraki günde, daha daha sonraki günde, bir sonraki günün bir sonrasında da," Arkasını dönerek yürümeye başladı. "Deli gibi her gün, her gün görüşelim, Ay."*


*alıntı

Ve arkasına bakmadan o kaldırımı yürürken elini havaya kaldırarak bana el salladı. Bana bakmasa bile, onu izlediğimi biliyordu.

O gerçekten..

Kafamı iki yana sallayarak sokağı dönerek gözden kaybolmasını bekledim. Sonra sessiz olmaya dikkat ederek eve girip, ıslak kıyafetlerimi değiştirdikten sonra çizim yapmak için çalışma masama geçmiştim.

Onu çizmek istediğim için önce ellerini çizmeye başladım. Çünkü sıkça gördüğüm şey, elleriydi. Dakikalarca zihnimde asılı olan o tablodaki ellerini çizip durdum. Çalışma masamdaki loş ışık aydınlatıyordu odayı.

Taehyung.

O benim için mucizevi bir insandı.

Kahverengi saçlarıyla, cansız bakan gözleriyle ve parmağına taktığı yüzükleriyle o tamamen, oydu.

Hiçbir benzetme ve hiçbir abartı olmadan oydu.

all bright wonders like taehyungDove le storie prendono vita. Scoprilo ora