13; celosia

5K 459 115
                                    


🎶chain of memories -amv.

"Önce bir liste çıkarmamız gerek," Hei uzun ince parmaklarının arasında tuttuğu siyah dolma kalemi Sera'nın masaya eliyle ritim tutarak vurduğu melodiyle döndürürken konuştu.

"Kriterlere göre değilde göze güzel görünenlere göre sıralama yapmalıyız." Sera'da konuştuğunda Hei kaşlarını çatarak ona baktı. Yüzünde anladığına ama sorguladığına dair bir ifade vardı.

"Niyeymiş o?" Ve ifadesi sesine de yansıdı.

Sera sarı saçlarını omuzunun üzerinden havalı bir şekilde geri atıp masanın üzerinde tutturduğu ritmi kesti ve siyah ojeli tırnaklarıyla yırtık pantolonunun açıkta bıraktığı dizlerine daireler çizmeye başladı. Bunu yapmayı seviyordu.

"Çünkü kriterlere göre güzellik algısından nefret ediyorum. İnsanlar böyle yapmamalı. Herkes küçük bir burun, dolgun dudaklar, beyaz ten, sarı saçlar ve renkli gözler kafasında olmamalı. Böyle yaşayamayız. Eğer herkes makineden çıkmış taze robotlar gibi birbirinin aynısı olursa farklılık, ya da özellik anlayışı nerede kalacak?"

Kafeteryanın boş masalarından birinde oturmuş Hei'nin Yunan Tanrıları hakkındaki makalesi için ona yardım ediyorduk. Daha doğrusu Hei'nin fikirlerini Sera çöpe atmakla meşguldü, bense onları izlemekle yetiniyordum.

Hei kaşlarını çatarak Sera'ya bakmayı sürdürdüğünde Sera kafasını bıkkınlıkla iki yana salladı.

"Bak güzel arkadaşım, kilolu olmak ya da siyah tenli olmak ayıp bir şey değil. Kıçımın magazin dergilerinde bez bebek gibi hasta kızların fotoğrafını sanat diye basıyorlar. İnsanın baktıkça midesi kalkıyor. Hiç kimse onlar gibi olmak zorunda değil. Etrafına bir bak, parantez içinde Yunan Tanrısı bulamazsın burada. Bu okuldaki herkesin kusurları var. Herkes biraz eksik ve çirkin. Ama aynı zamanda herkes güzel ve kendine özgü."

Sera derin bir nefes aldı.

"Taş gibi çocukların köpeğimin salyası kadar lüzumsuz hayatıyla ilgili saatlerce röportaj yapacağına, her şeyin, herkesin sadece güzellik algısından ibaret olmadığını yaz. Herkes kuru kıç sevmek zorunda değil. Mesela ben Kim Kardashian poposunu daha çok seviyorum. Böyle dolgun dolgun. Ya da herkes diş fırçasının telleri gibi ince olmak zorunda değil, ben göbekli seviyorum. Var mı bir diyeceğin?"

Oturduğum masadan ayağa kalktım ve siyah ceketimin önünü açarak Sera'nı kraliçeymiş gibi selamladım ve alkışlamaya başladım.

Kafeteryadaki birkaç göz yine bizim masaya dönmüştü ama bizim umurumuzda değildi. Çünkü benim yanımdaki herkes gözlerin üzerinde olmasına alışkındı.

"Yani diyeceğim o ki, cici Hei, Yunan Tanrılarını, sadece yüzüne ve bedenine göre sıralamak yerine birazda karakterine göre sırala. O zaman bu liste dünyanın en harika listesi olacak inan bana."

"Seninle gurur duyuyorum." dedim ve tekrardan alkışlamaya başladım. Sera sinirlenerek az önce bitirdiği kahvesinin karton bardağını üzerime fırlattı.

Gülerek yerime geri oturduğumda Hei'nin sızlanmaları masayla bir oldu. "Ama ben şimdi o kadar fotoğrafı ve röportajı çöpe mi atayım yani? Bütün bu nutuku birkaç gün önce çekseydin olmaz mıydı sanki?"

"Seni şiddetle kınıyorum Hei." dedim alayla ama sonra ciddileştim.

"Bütün emeğini çöpe atmak yerine onları daha faydalı şeylerle öne sürmeyi dene. Sera'nın aksine ben güzel insanlarında bir hayatının, onlarında özel olduklarını ve anlamsız olmadıklarını düşünüyorum. Her ne kadar iğrenç bir kişilikleri olsa da onlarda bir insan ve sebepleri var. Dışarıdan bakarak onları yargılayamayız. O zaman bizim onlardan bir farkımız kalmaz. Hem taş gibi çocukların Sera'nın köpeğinin salyasından önemli hayatları olabilir. Sadece bize yansıtmayacak kadar kapalı kutudurlar belki?"

all bright wonders like taehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin