''2. Bölüm: Tan''

3.1K 276 119
                                    

Burayı genişletin!

Geldim ve 2. Bölümü de getirdim. Siz de oy ve yorumlarınızla gelin.

İyi okumalar...


2. TAN

Düşüncelerim, gökyüzünün bütün dilimleri gibi parça parça bölündüğünde avuçlarımın içerisinde akşamın çökerkenki lacivertliği kalmıştı. Yaşantım, akşamın tan vaktiydi.
Serin hava ise, hissettiğim boşluğun varlığıydı.

Dördüncü kattaki evimize asansörle çıktıktan sonra merdivenlere oturdum ve botlarımı çıkardım. Duvar kenarındaki beyaz ayakkabı koymak için tasarlanan dolabın kapağını açtığımda botlarımı özensizce dolaba koydum ve kapağını kapattım. Anahtarımı almak için, elimi cebime soktuğumda dikdörtgen plastik üyelik kartım parmaklarıma çarptı. Hızla anahtarı cebimden çıkarırken parmak uçlarım yanmış gibi davranıyordum.

Anahtarı kapının deliğinde sokarak çevirdiğimde kapı mekanik bir ses çıkararak açıldı. Parmak uçlarıma basarak koridorumuzdaki krem rengi uzun ince halıya bastım.
Annem ve babam yürüyüşümdeki farklılığı görmemelilerdi. Bu yüzden parmak uçlarımda seyir gören adımlarımı, bedenimin bütün ağırlığını vermeden ayak tabanıma yaydım.

Normal yürüyen birisi gibi gözüksem de bastığım her adımda yer, ayağımın altına ısıtılmış iğneler saplıyor gibiydi.
Dişlerimi o kadar çok sıkıyordum ki, diş etlerim acımaya damaklarım sızlamaya başlamıştı.

''Mahperi?'' babamın beni yoklayan sesiyle kalp atışlarım panikle ritmini değiştirdi. Kalbim göğüs kemiğimi telaşla döverken kuruyan dudaklarımı yalayarak ''Efendim?'' diye sordum.

''Aldın mı test kitaplarını?''  diye bana bir soru yönelttiğinde birkaç saniye duraksadım ve derin bir nefes alarak aklıma gelen ilk bahaneyi onlara söyledim.
''İstediğim test kitabı yokmuş, eski müfredatları kalmış. Birkaç gün sonra tekrar uğramamı söylediler.'' diye mırıldandım. Kasım aylarının sonlarındaydık. Her ne kadar kış aylarına girmemiş olsak da Ankara'nın Kasım'ı kıştan farksızdı.

Kazadan sonra devam edemediğim bale, ailemin benden habersiz bir şekilde kaydımı sildirmesiyle tamamen benden uzaklaşmıştı aslında. Sakatlığım kesinleşince ve yaptığım spor benim için bir tehlike arz edince babam ve annem, beni üniversite sınavına girmem ve elime bir meslek almam için ikna edici bir dille konuşmuşlardı.

Baleyi sadece nadiren yapacağımı düşünen bir yapı zihnimde oluşmuştu onlarla üniversiteyi konuştuktan sonra. Ben ise onları daha fazla zora sokmamak için kabul etmiştim fakat ebeveynlerim tamamen benden sökmüşlerdi.

Ya da öyle düşünüyorlardı, bugüne kadar.

Çünkü, adını bilmediğim bir yabancının bana dediği gibi. Bu son değildi.

''Mahperi şemsiyen nerede?'' annem babamın arkasından gözükerek kapının önünde konuşan ben ve babamın yanına geldi. Sorduğu soruyla bocalarken ''Sanırım...'' diye konuştum. Gözlerimi ikisininde gözlerinin içerisinde hızlı hızlı yuvarlıyordum. Tek dileğim de yalan söylediğimi anlamamalılardı. ''Sanırım kitapçıda unuttum, kitapları almak için gittiğimde şemsiyemi de alırım anne.''

Kafasını olumlu anlamda sallayarak bizden uzaklaştığında çantamı elime aldım ve ceketimi çıkararak portmantodaki askılıklara astım. Çantamı tekrar omzuma astığımda babama gülümseyerek arkamı döndüm ve odama girdim.

Zaman SancısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin