Zaman Sancısı

29. Bölüm: "Kırık Kızım"

Selam, yine ben geldim kapınıza...
Nasılsınız, son dönemde her şey sizin için yoldunda mı?

Değişen dolar kuru beni çok yıpratıyor, derslere adapte olmaya çalışıyorum. Finallerim geliyor... Evet istediğim bölümlerden birisinde okuyorum. :')

Tanay ve Mahperi bir de bale içeren bir bölüm bırakıyorum, yorumlarınızı bekliyorum 💜💜

İyi okumalar...

⏳

29. KIRIK KIZIM

Yalanın yalancısı olursanız, yılanın başı siz, sizi ezen yalanın asıl yalancısı olur ve kendisini aklardı. Bu değişmeyen bir kuraldı.

Benim yalanım, yalancım bendim. Başımı ezen de benim, kendimi aklayan da.

Tanay'a baktım. Gözlerimdeki minnet beni tüketecek kadar çoktu, ona olan minnetim ona olan liyakatim.

Tanay Akalp bir devirdi.

''Kollarıma gel.'' Sakin mırıltısı uysalca onun kollarının arasına sinmemi sağladığında ''Benimle beraber hareket et, bana dokunma.''

Kafamı sallayarak onun kelimelerine itaat etmeye başladığımda ayağını yavaşça geriye çekti, ben ise öne ittim. Etrafımızdaki aynalar her hamlelerimizi görmemi ve onunla bir olmamı sağlıyordu.

Kalbim çarpıyordu. Bu, yaşadığımı hissettiğim o sayılı ve sınırlı anlardan birisiydi.

Kollarımı Tanay'a sarmadan ellerimle her hamlemize uyacak hareketler yaparken bedenini benden çekti. Ayaklarının üzerinde yükseldiğinde, onunla beraber bu hareketi yaptım ve pointe kalktım. Bana doğru parmak uçlarına arka arkaya koyduğu hamlelerle gelirken ondan öylece uzaklaştım. Elini belime koyduğunda belimi ondan destek almayacak kadar sırtımı geriye yatırdım.

Kaburgalarım göğe yükseldi, küçük göğüslerim ortaya çıktı ve kaburga kemiklerim giydiğim kıyafetin altından kendisini gösterdi. İnce boynum, geriye yatan saçlarımla ortaya çıkarken kollarımı geriye doğru tıpkı bir kuğunun kanatları gibi açtım.

Ölü kuğu.

Tanay'ın sesi kafamın içinde çınladı.

Hala ayaklarımızın üzerindeydik, pointlerimin ucuna yaptığım o sert baskı ayak tırnaklarımın dipleri tarafından hissediliyorken Tanay doğrulmamı sağlayacak hamlede bulundu ve ben onun hareketiyle, ondan destek almadan doğruldum. Avuç içini karnıma bastırdı.

Karnım içe göçtü, omur kemiklerim dışarıdan bakan bir insanın görebileceği kadar belirginleşti.

Ellerimi öne aldım ve sanki içimden bir canavar çıkıyormuşçasına omuzlarımı kabarttım, ellerimi öne aldım geri geriye pointlerimin üzerinde yürürken Tanay bir kolumu zarifçe havaya kaldırmamı sağlayacak tüy kadar ufak bir dokunuş yaptı.

Uzun, ince parmakları yavaşça kolum boyunca yukarı kaydı, kolum havaya kalktı ve diğer elimi karnımın önüne getirdim. Tanay'a aramda bir soluk boşluğu vardı.

Ben kuklaydım, kuklacım bir soluk kadar yakınımda iplerimden beni asılarak kontrol ediyordu.

Karnım öne çıktı, belim kavis aldı ve Tanay elini göğüs kemiğime, iki göğsümün tam ortasındaki boşluğa bastırarak beni ittirdiğinde Havaya kaldırdığım elimi ona doğru uzatarak geri geri adımladım.

Elim ve bakışlarım, onun beni tutmasını istercesine bir yalvarıştaydı.

Balede beden kadar yüz mimikleri de önemliydi.