29

1.3K 106 97
                                    

2 ay sonra...

Aynada ki yansımama tekrar ve tekrar baktım. Gelinliğini severek almıştım, ama şimdi iyice kontrol edince, çok sade olduğunu düşündüm. Ama yine de böyle görünmeyi seviyordum. Karnım  kendini göstermeye başlamıştı ve Harry her gün hiç sıkılmadan daha fasülye kadar olan bebeğimizle konuşuyor ve ona şarkılar söylüyordu. Jenny'nin kıskançlıkları şimdiden kendini göstermeye başlamıştı. Bazen Harry'nin yüzünü çiziyor, bazen ise ısırıyordu. Arada vakit bulduğun da, benim karnıma vurmaya çalışıyordu ama bunu bir şekilde engelliyordum. Onunla sürekli konuşsam da, bu ani hamileliğimi o da benim kadar kaldıramamıştı.

''Vay canına, tahminimden daha hoş görünüyorsun." Zayn'ın karısı Mitchell üstünde ki saks mavisi elbisenin kemeriyle uğraşırken, bana da hayranlıkla bakıyordu. O çok güzel ve zeki bir kadındı. Zayn'ı nasıl idare etmesi gerektiğini çok iyi biliyordu. Asyalı geni yüzüne ve vücuduna çok hoş hatlarla yansımıştı.

"Karnımdan dolayı biraz şüpheli yaklaşıyorum, keşke daha geniş bir şeyler alsaydım." Dudaklarımı büzünce, Mitchell bana doğru yürüdü ve elini karnıma koyup, nazikçe okşadı.

"Nikahtan hemen sonra çıkarırsın, eğer bebek için bu kadar endişeliysen." Omuzlarımı silktim. Bir hafta önce doktorum, hamileliğimin riskli olduğunu ve olabildiğince evde dinlenip dokuz ay boyunca sakin bir yaşam sürmemi istemişti. Düğün beni heyecanlandırıyordu ama bunun bebeğimi de etkilemesini istemiyordum.

"Sanırım öyle yapacağım." Mitchell yanağımı bir anne edasıyla okşadı ve odadan dışarı çıktı. Ardından büyük kapının ardından Jenny'nin ufak bedeni gözüme takıldı. Yanına gittiğim de, elbisesini giymediğini görmek beni üzmüştü. Bebek için sinirliydi ve dediklerimizin tam tersini yaptığı için, ona karışmıyor ve istediği gibi davranmasına izin veriyorduk. Çünkü ne zaman Harry ya da ben onu uyarmaya kalksak, ağlamaya ve bir şeyleri kırmaya başlıyordu. Bu yüzden onun psikolojisinin daha fazla bozulmasını istemediğim için, ipleri eline vermiştim.

''Bebeğim," onun boyuna gelene kadar eğildim ve ufak ellerini tuttum. Alt dudağı aşağıya sarkmıştı ve saçları dağılmıştı.

"Bu çok çirkin." Artık konuşması biraz daha anlaşılabilir olmaya başlamıştı, ya da ben onunla çok vakit geçirdiğim için anlayabiliyordum.

"Giymek istemiyor musun?" Elbiseye göz ucuyla baktı. Onun için içi gittiğini biliyordum, ama bize olan kızgınlığından dolayı protesto ediyordu.

''Hayır,'' bakışları karnıma yönelince bir hamle yapacağını anladım ve tem tahmin ettiğim gibi oldu. Elini kaldırdı ve karnıma vurmaya çalıştı, son anda elini yakalım ve avuç içine öpücükler kondurdum.

''Seni asi kız, anne şimdi yiyip bitirecek seni.'' Onu kendime çektim ve yüzüne, boynuna ve açıkta olan kollarına öpücükler bıraktım. Onu her öptüğüm anda gülerken, kollarını boynuma doladı. ''Bebek doğunca beni bırakacak mısın?'' Sorusuyla gafil avlanmıştım ve ağzım şaşkınlıktan açılarak ona bakarken, Harry kapının yanında belirdi. Gözleri beni buldu ve bakışlar başımdan ayak uçlarıma kadar gitti, iç çekti ve bakışları bu sefer kızını buldu.

''Anne seni bırakmayacak bebeğim, ikinizi de yetecek kadar bir sürü sevgimiz var.'' Jenny babasının sesini duyunca, kucağımdan ona doğru kaydı ve babasına kollarını uzattı. Harry onu kucağına aldı ve saçına öpücük bıraktı.

''Ama annem neden gitti? Onun da karnında bebek vardı.'' Sözleriyle şaşkınlığım büyüdü ve tek kaşımı kaldırarak Harry'e baktım. Jenny'nin annesi hakkında ona sorular sormamıştım,  onu sıkmak ve eski anıları canlandırmak istemiyordum.

Gangsta Zone/hsDär berättelser lever. Upptäck nu