4

2.7K 248 38
                                    


Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayin efenim 😎😎😎😎😍😍

Ellerim ve ayaklarım bağlı şekilde soğuk zeminde oturuyordum. Buraya geleli henüz yirmi dört saat olmamıştı, ama yapılan muameleler sanki günlerdir uygulanıyormuş gibiydi. Bir saat önce, ele başı olduğunu ve adının Harry olduğunu öğrendiğim adam dudağıma dikiş atması için bir veteriner getirmişti. Diğer adamları bu konuya kahkaha atmışlardı, ama Harry onları güzel bir şekilde paylamıştı. Bir kaç saat için de edindiğim bilgilere göre, adamın çetenin içinde en baskın kişi olduğuydu ve kesinlikle acımasız olmasıydı. Adamlarından biri hata yaptığı ve soygun yanlış ilerlediği gerekçesi ile adamı iki omzundan da vurmuştu. Bu görüntü midemin düğümlenmesine ve deli gibi korkmama neden olmuştu.

Şimdi soğuk zeminde oturuyor ve dizlerimin üstünde uyuyan masum küçük kız kardeşimi izliyordum. Çok yıpranmıştı ve derinden etkilenip, korkmuştu. En son açlıktan ve yorgunluktan bitap düşüp uyuya kalmıştı. Ellerim bağlı olmasaydı ona sarılır ve bunların geçeceğini söylerdim, ama yapabildiğim tek şey; onun anlına minik öpücükler vermek olmuştu. 

Ben düşünürken, düz demir kapı aralandı ve sonuna kadar açıldı. Sarışın bir çocuk elinde tepsi ile girdi ve yanımıza geldi. Tepsiyi yavaşça yanıma bıraktı ve arkama geçip ellerimde ki ipleri çözmeye başladı. Bileklerim serbest kalınca onları ovuşturdum. Adam ayaklarımda ki ipi de çözdü ve ayağa kalkıp bana baktı. 

''Daha iyi misin?'' Hangi amaçla sorduğunu anlamasam da, cevap vermedim. Dudaklarımı oynattığım da canım acıyordu ve bu aklımı başımdan alıyordu. Çocuk yavaşça başını aşağı yukarı salladı. O sırada Heaven'a yürüdü ve onunda bileklerinde ki ipleri kesmeye başladı. O sırada Heaven çığlık atarak uyandı ve yerinden sıçradı. Etrafına korkak bakışlar attığı sırada, çocuk ondan uzaklaştı ve başını öne eğip ofladı.

''Heav, bebeğim sakin ol. Ben buradayım.'' Zorlukla konuştum, bu eylem bile yeterince canımı yakmıştı. Başını bana çevirdi ve hızla kollarımın arasına girdi. Onu ihtiyatlı bir şekilde kucakladım ve rahatlaması için sırtını sıvazladım. ''Sadece ipleri kesecek, hepsi bu.'' Bana endişeli gözlerle bakarken, başını tereddütlü salladı. Çocuk tekrar eğildi ve Heaven'ın ellerinde ki ve ayaklarında ki ipleri çözdü. Heaven da benim gibi bileklerini ovdu ve bakışı çocuğa kaydı. Çocuk tedirgince bize baktı ve boğazını temizledi.

''Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa, kapıya vurmanız yeterli.'' Ona kaşlarımı çatarak baktım, çocuk bizden yada bizim kaçırılmış olmamızdan rahatsız gibiydi. Gözlerini kıstı ve zorla tebessüm etti.

''Başınıza gelenler yüzünden şahsım adına üzgünüm, endişe etmeyin.'' Kafam karışık şekilde ona bakmayı sürdürdüm. Çocuk hızla kapıdan çıktı ve kapıyı örtüp kilitledi. Heaven gözleri tepsiye kaydı ve karnından sesli bir guruldama duyuldu. Utançla başını öne eğerken, onun bu haline zorla tebessüm ettim. 

''Hadi, ye.'' Bana baktı, gözleri dikişli dudaklarıma kaydı ve üzüntü ile iç çekti. Daha fazla konuşmak istemiyordum, canım acıyordu ve fena şekilde uykuya ihtiyacım vardı. Heaven'ı dürttüm ve zorla yemesi için teşvik ettim. Tepsiyi önüne çekti ve hazır yiyeceklerin kapağını açtı. Plastik çatalı eline aldı ve hiç zaman kaybetmeden yemeklere gömüldü. 

Yüzüme doğrultulmuş çatal ile dalgın kafamı iki yana salladım. Heaven çatalın ucunda ki yemeği bana doğrultmuş, yemem için diretiyordu. Ama canım hiç bir şey istemiyordu, hatta kokudan dolayı her an kusabilirdim. Başımı iki yana salladım, Heaven diretti ve çatalı iyice bana yaklaştırdı.

''Hadi abla yemelisin, lütfen.'' Yalvaran bakışları beni ezip geçti. Zorlukla dudaklarımı araladım ve Heaven nazikçe çatalı ağzıma götürdü. Yemeği yavaşça çiğnerken, dudağım sızlıyordu. Kapı gürültü bir şekilde açılırken, Heaven elinde ki çatalla donup kalmıştı. Başımı o yöne çevirdim ve onu gördüm. Yapmacık bir gülümseme yüzünü kapladı.

Gangsta Zone/hsWhere stories live. Discover now