1

4.5K 305 24
                                    

'Sevgi, karşılıksızdır. Karşılık olan sevgi de çıkarlar hep gözetilir.'

°°°°°°°°°°

Eğer her hangi biri tarafından seviliyorsanız, hayata 1.0 önde başlarsınız. Sevgisizlik hissizleştirir, sevgi yoksa diğer duygularda ölüdür. Sizi siz yapan başlıca etkenler duygulardır ve duygular bizi tanımlar.

Şey sanırım hayata sevilerek gelmiş olmam yüksek ihtimaldi. Şimdi ise sadece üvey annem tarafından şefkat görüyordum, babam ile aramızda ki bağ tamamen kopmuştu. Yani bu tuhaftı, üvey annem bana bütün sevgisini verirken öz babam bana nefretten başka bir aşılamamıştı. Tabi, bu her zaman böyle değildi. Yani bana en son ne zaman öpücük verdiğini, ne zaman sevgi ve şefkatle sarıldığını az çok hatırlar gibiyim, bunlar yıllar önce de olsa. Bana böyle davranmasını neden olacaklar şeyler benim suçum muydu bilmiyorum, ama yıllar içinde bu sevgisizliği ve bana olan tutumu her şeyi kendi üstüme almama neden oldu.

Şimdi masa da oturmuş, üvey annemden olan iki güzel kız kardeşimle birlikte annemi ve babamın kahvaltıya inmesini bekliyorduk. Onlar gelmeden hiç bir zaman yemeğe başlamazdık, bu bir tür ritüel haline gelmişti, yada üvey annem sürekli böyle tembihlediği içindi. İki kız kardeşim de annemin kopyaları gibiydi, sarı saçlar yeşil gözler ve beyaz ten. Onlar ayrıca ikizdi. Heaven ve Marine. İkisiyle de aram çok iyiydi, bazen kuşak çatışmaları yaşıyorduk ama bununda üstesinden geliyorduk.

Ben ise, tıpkı babama benziyordum. Koyu kahve saçlar, kahverengi gözler ve beyaz bir ten. Babam yakışıklı bir adamdır, elli yaşında olmasına rağmen kendine özgün bir çekiciliği var. Öz annemi hatırlamıyorum, o ben henüz iki yaşındayken ölmüştü, babam benimle yalnız başına kalmış ve ne yapacağını bilememişti. Şimdi ki eşi ile ben daha bir bebek iken tanışmış ve hiç düşünmeden evlenmişti. Annemi seviyorum, gerçekten o bir evlada verilmesi gereken tüm sevgiyi bana vermişti, ve vermeye de devam ediyordu.

"Günaydın baba," ikizler bir ağızdan konuşunca, sağ tarafıma baktım ve siyah takımlar içinde ki babamı gördüm. Her ne kadar bana karşı mesafeli de olsa, onu seviyordum. Tebessüm ettim ve bende ona günaydın dedim. Ama sadece dediğimle kaldım, çünkü her zaman ki gibi yüzüme hoşnutsuzlukla bakıp yerine geçti.

"Günaydın güzellerim." Annem tam bir hanımefendi edasında içeri girdi, ilk babama daha sonra bizleri öpüp yerine oturdu. Kahvaltıya başlarken, babama söyleyeceğim şeyleri kafamda toparladım. Bana vereceği cevabı bilmeme rağmen bir umutla yine de bunu deneyecektim.

"Bab," büyük bir tebessümle konuşmaya başladım, o ise sadece göz ucu ile bana baktı. "Şey, biliyorsun okuldan mezun olalı iki yıl oldu ve her hangi bir yerde çalışmıyorum. Ben düşündüm de, neden sana ait bankalardan birinde çalışmıyorum." Yutkundum ve bana cevap vermesini bekledim. Fincanını masaya bıraktı ve ellerini masada birleştirip, bana ciddi bir ifade ile baktı.

"Niye, batır diye mi?" Sözleri her zaman incinmemi sağlıyordu, bunu görmezden gelmeye de çalışsam beni parçalıyordu. Tam dudaklarımı aralandı ki annem araya girdi.

"Tatlım, bu harika bir fikir. Yani en azından kızımız işlerin başında olur ve bir şeyler öğrenir. Tekniğini öğrenirse üstesinden gelecektir," anneme minnet dolu bir bakış attım, o ise güven verici bir tebessüm gönderdi.

"Hayır," Dedi babam kısaca.

"Ama baba biliyo-" dediğim esnada, lafımı böldü.

"Hayır dedim, konu kapanmıştır." Yenilgi ile çektim ve yerime sindim. Ağlamak istiyordum, hemde tepinerek ve bağırarak. Bana biraz olsun güvensin ve sevgisini göstersin istiyordum. Ama babam kaya gibi sertti, bana karşı. İkizlere karşı hep nazik, sevgi doluydu ama söz konusu ben olunca babam dili çatallı engerek yılanına dönüşüyordu.

Sandalyemi ittim ve yerimden doğruldum. Bunu da saygısızlık olarak anlayacaktı ama umurumda değildi, arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım.

"Hemen buraya gel ve izin iste," ona baktım ve yürümeye başladım.

"Kızın olduğum için özür dilerim," gözlerim dolarken, anneme baktım. Onunda aynı şekilde gözleri dolmuştu. Omuzlarımı silktim ve tekrar bir şey demesine fırsat tanımadan salondan çıktım. Sürekli acımasız ve bana karşı vurdum duymaz olmasından sıkılmıştım. Yaptığım tüm hatalar da onun suçuydu. Bana güven vermek yerine her zaman aşağılamış ve yetersiz olduğumu söyleyip durmuştu.

"Söz veriyorum baba, bir gün benimle gurur duymanı sağlayacağım o zaman hayatımın en büyük işini yapacağım," kendi kendime mırıldanırken burnumu çektim, omzumda ki görünmeyen yükle birlikte evden dışarı adım attım.

Vote verin, yorum verin. Verin yani emek veriyorum tenksbye.

Gangsta Zone/hsWhere stories live. Discover now