10

2.2K 197 138
                                    

Valeria

Yemek sessiz geçmişti ama sonrası için aynını diyemezdim. Gelen bir telefonla Judas dahil herkes gitmişti. Şimdi odamda oturuyor ve kaçmanın yollarını arıyordum. Judas yoktu, Harry yoktu. Evde bir kaç adam ve aşağıda ki üç çatlak kadın dışında kimse yoktu. Eşorfman giymiş ve Judas'ın kız kardeşlerinden istediğim spor ayakkabıları ayağıma geçirmiştim. Kız kardeşi hiç bir şeyden şüphelenmemişti ve bu işime gelirdi. Saat gece on biri gösterdiğinde, hızla pencereye koştum ve açtım. Onlar gideli uzun zaman olmuştu, ya bunu şimdi yapacaktım, yada sonsuza kadar ellerinde mahkum kalacaktım. Aşağıya baktığımda, adam yine oradaydı. Aklımda ki planı uygulamak için harekete geçtim.

"Hey," adam anında sesime tepki verdi ve başını yukarı kaldırdı. "Hanımefendi sizleri çağırdı sağır mısınız?" Adam kaşlarını çattı, o an bir pot kırmamış olmayı diledim. "Bak, burada durdukça işin tehlikeye giriyor," adam biraz şaşırsa da, toparlandı ve evin önüne koştu. Derin bir oh çektim ve zaman kaybetmeden, pencereden kendimi aşağıya sarkıttım. Bu biraz canımı yakacaktı ama işin ucunda özgürlük vardı. Kendimi yere bıraktım, kafamı korumak için başımı kollarımın arasında tuttum. Düşüşüm çok sert olmasa da, bacaklarım ters tepki göstermişti. Zorlukla doğruldum ve etrafıma bakındım, bahçe de kimse yoktu. Tabana kuvvet koşmaya başladım, bahçe kapısına yöneldim ve hiç durmadan kendimi sokağa attım. Yönüme aldırış etmeden koşmaya başladım.

Bir kaç ev geçmiştim ki, bir çocuk ağlaması yavaşlamama neden olmuştu. Öyle ağlıyordu ki, sanki canını yakıyorlardı. Bu durum yüreğimin sızlamasına ve sesin geldiği yöne doğru kulak vermemi sağladı. Yavaş yavaş ilerlerken, çocuğun ağlayan sesi daha çok yakınlaşıyordu. Sonra bir kapının önünde onu gördüm, küçük bedeni kapının önündeydi ve titriyordu. Saçları dağılmış, ayağında hiç bir şey olmaksızın öylece duruyordu. Elinde ki oyuncak yere değiyordu.

"Baba," diyerek ağladığında, görüntü kalbimi parçalara ayırdı. Onuda mı kaçırmışlardı, yada burada ki bir ailenin çocuğu muydu. Ama Harry burayı cehennem olarak tasvir etmişti, ayrıca çeteler bölgesinde bir ailenin olacağını hiç sanmıyodum.

"Tatlım," ona doğru bir adım attığımda, durdu ve bana baktı. İç çekişleri öyle derindi ki, bir an nefes almakta zorlandığını düşündüm. "Bebeğim, annen nerede?" Tekrar ağlamaya başladığında, kesinlikle bir şeyler olduğunu anlamıştım. "Gel tatlım," ona elimi uzattım ve onun bana gelmesini bekledim. Bu arada etrafıma bakınıyordum ve kimsenin gelmediğinden emin oluyordum.

"Seni babana götüreceğim," dediğimde, yüzünde küçük bir tebessüm oluştu ve hızla bana koştu. "Valeria," bir kadın adımı seslenince donup kaldım. Küçük kızı kucağıma aldım ve koşmaya başladım. Koştukça kadının sesi uzaklaşmaya başlamıştı. Bir başka sokağa dönerken, arkadan gelen arabaların farlarını fark ettim. Hızlanmaya başladım ama kucağımda ki ağırlık beni yavaşlatıyordu. Derken korna sesini duydum ve bu irkilip küfür etmeme neden oldu.

"Korkma bebeğim, seni götüreceğim sana asla zarar veremezler," küçük kız kucağımda sessizce duruyor ve bana sıkıca sarılarak karşılık veriyordu. Arabanın farları görüş açımdan çıktığında, rahatladım ama bu bir kaç saniye sürdü. Ayak sesleri duyunca ağlamak istedim.

"Valeria dur." Judas'ın sesini duyunca, korkum beni ele geçirmeye başladı. Bir koruluk görüş açıma girince hızlandım ve korulağa girdim. Burada izimi kaybettirebilirsem, benim ve küçük kızın kurtulma şansını arttırabilirdim. Koşmaya ve arada sırada arkama bakmaya devam ederken, ayağım takıldı. Yere düşerken, çocuğu sıkıca tuttum ve onun incinmemesi için yere temas etmeden kendimi dizlerimin üstünde durmaya zorladım.

Gangsta Zone/hsOnde as histórias ganham vida. Descobre agora